‘Tanrılardan çaldığımız bu ateşle ne yapacağız?’

Tartışmalı CRISPR teknolojisi kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle her tür genin modifiye edilmesine imkân sağlıyor. Tekniği geliştiren, Nobel ödüllü Jennifer Doudna’nın biyografisini yazan Walter Isaacson çekinceleri olduğunu anlatıp Prometheus benzetmesiyle başlıktaki soruyu soruyor...

Haberin Devamı

‘Tanrılardan çaldığımız bu ateşle ne yapacağız’

Henüz anne rahmindeyken genetik müdahaleyle üstün nitelikler kazandırılmış bebekler hayal edin. Daha zeki, daha güçlü ve kusursuz güzelliğe sahip... Etkileyici ama etik anlamda rahatsız edici değil mi? Peki ya sadece HIV, kanser gibi ölümcül veya kalıtsal hastalıklara karşı DNA’sı düzenlenmiş olsa? CRISPR’ın mucizevi ve tartışmalı dünyasına hoş geldiniz... Kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle her tür genin modifiye edilmesine imkân sağlayan CRISPR, ‘tasarım bebekler’ ihtimaliyle insanın tanrılaşmasını sorgulatan, tartışmalı bir teknoloji.

‘Tanrılardan çaldığımız bu ateşle ne yapacağız’

Haberin Devamı

Ahlaki bir ikilem...

CRISPR doğru ellerce kullanılırsa insanlığın ve ekosistemin sağlıklı bir geleceğe kavuşması için önemli potansiyele sahip. 2020 Nobel Kimya Ödülü’nü alan Jennifer Doudna, CRISPR teknolojisini keşfeden biliminsanı. Ünlü biyografi yazarı Walter Isaacson’ın 9 Mart’ta yayımlanan ‘Code Breaker’ (Kod Kıran) adlı kitabıyla gündeme geldi. Doudna’nın hikâyesini kaleme alan Isaacson’a göre modern dünyayı şekillendiren üç büyük teknoloji devrimi var: Atom, bilgisayar bitleri ve genler. Ortak özellikleri ilgimi çekiyor, her biri kendi yapılarındaki en küçük birimler... Atomlar fiziki maddelerin, bitler dijital dünyanın ve genler yaşayan organizmaların yapıtaşları... Büyük devrimler için gereken en küçük zerrelerin sırrını çözmek.

Jennifer Doudna, biliminsanı olmaya küçük yaşlarda karar vermiş. ‘Çift Sarmal’ adlı bilimsel dedektif romanından etkilenmiş. Okuldaki akıl hocası ona “Kadınlar biliminsanı olmaz” dediğinde işi inada bindirmiş. Bugün ismi Albert Einstein, Steve Jobs gibi efsanelerle birlikte anılıyor. Dahası, insanlığın geleceğini şekillendiren bir kadın olarak tanınıyor.       

Doudna’nın geliştirdiği yöntem, hücrenin DNA’sına yönelen, ‘makas ve yapıştırıcı’ görevi gören proteinlerle çalışıyor. Bunlar DNA kodunda A,G,T, C harfleriyle ifade edilen bazların yerini değiştirebiliyor. CRISPR’ın kısa sürede yaygınlaşması, bilim dünyasında ‘altına hücum’ misali bir patent yarışı başlatmıştı. Ancak pandemi süreci bilim dünyasını birleştirdi ve ortak çalışmalara yöneltti. Isaacson, sözü geçen ahlaki ikilemin insan genetiğine ve doğmamış bebeklere müdahalenin Doudna dahil herkes için zorlayıcı olduğunu anlatıyor. Ancak kalıtsal hastalıklar, ilerleyen körlük, alzheimer, kanser ve daha pek çok hastalığa çare potansiyelini fazlasıyla motive edici buluyor.

Haberin Devamı

Wired’a konuşan Isaacson halen iki çekincesi olduğundan bahsediyor: Biri, teknolojinin yalnızca zenginlere özel sunulması... Diğeriyse insan ırkındaki çeşitliliğin giderek tekdüze hale gelmesi ve kaybolması... Isaacson sözlerini şu anlamlı Prometheus benzetmesiyle noktalıyor: “Molekülleri mikroçip programlar gibi düzenleyebildiğimiz zaman, merak ediyorum, tanrılardan çaldığımız bu ateşle ne yapacağız?”

Küresel ısınma akla önce yükselen denizleri ve eriyen buzulları getiriyor. Oysa daha ciddi bir sorun var: Gıda üretimi. Üstelik küresel ısınmanın ilk önce en sevilen gıdaları vuracağı öngörülüyor.

‘Tanrılardan çaldığımız bu ateşle ne yapacağız’

Walter Isaacson’un Jennifer Doudna (üstte) biyografisi bu ay yayımlandı.

Haberin Devamı

Ya kahve ve çay olmazsa?

Belirli iklim kuşaklarında yetişen ve sıcaklığa duyarlı gıdaların başında kakao, kahve, çay, muz, avokado geliyor. Hem dünyanın vazgeçilmezleri hem de ekonomik gücü büyük olan besinler... Birkaç derecelik sıcaklık değişiminde bile ürün vermeyen, bol suya ihtiyaç duyan bu gıdalar küresel ısınmayla birlikte sofralarımıza veda edebilir. Şimdi biliminsanları CRISPR ile bu bitkilere kuraklık ve sert ısı değişimlerine aldırmayan bitkilerin özelliklerini kazandırmaya çalışıyor. GDO’lu gıdalardan farklı olarak CRISPR tekniğiyle bitkilerin yeni koşullara uygun ve doğal olarak evrilmesi amaçlanıyor. Küresel ısınmaya karşı CRISPR ile karbon emiş gücü arttırılmış ağaçlar geliştirmek de iyi bir alternatif. Atmosferdeki karbonu emen ve toprağa gömen ağaçlardan oluşan geniş ormanlar yeryüzündeki sıcaklık artışını dengelemek için düşünülen en verimli seçeneklerden biri.

Haberin Devamı

İNSANLIK CRISPR’LA MI BAŞLADI?

İnsanlığın kökenine dair sıradışı komplo teorilerinden biri dünya dışı varlıkların primitif insan DNA’sına müdahalesi üzerine. Üstelik bu konuda bilimsel yaklaşımla çalışmalar yapan, başta ünlü akademisyen Zecharia Sitchin olmak üzere çok sayıda araştırmacı var. Annunakiler olarak bilinen uzaylı ırkının ilkel çağlardaki atalarımızı (Homo erectus) genetik modifikasyonla daha güçlü ve zeki bir ırka (Homo sapiens) dönüştürdüğü ihtimali üzerinde duruluyor. İlginç olan ‘uzaylı tanrıların’ kullandığı düşünülen yöntemin bugünkü CRISPR tekniğiyle benzeşmesi. Humanoid yapıdaki bu dünya dışı gelişmiş ırkın insan DNA’sını kendi genleriyle sentezlediği ve tüp bebek yöntemiyle dünyaya getirip çoğalttığı iddia ediliyor.

Haberin Devamı

ELON MUSK: ‘UZAYLILAR OLSA BİLİRDİM’

‘Tanrılardan çaldığımız bu ateşle ne yapacağız’

Geçen hafta eski ABD Ulusal İstihbarat Şefi John Ratcliffe bugüne kadar kamuoyuna duyurulanlardan çok daha fazla UFO olayının resmi kayıtlara geçtiğini açıkladı. Pentagon’un yakında yeni raporlar sunması bekleniyor. “Galaktik komşularımız bizi mi izliyor?” sorusunun tekrar gündeme gelmesiyle birlikte Elon Musk “Uzaylılar var olsaydı bunu bilecek kişi olduğumu düşünüyorum” şeklinde bir tweet attı. Takipçilerinden biri “İşte tam da bir uzaylının atacağı tweet” yorumuyla karşılık verdi.

Yazarın Tüm Yazıları