Minik sembollerle ilişkimiz insanlık tarihi kadar eski

Emojilerin atası olan ilk emoticon’u biliyor musunuz? :-) Slm! İşte bu...

Haberin Devamı

Emoticon, ‘emotion icon’ yani ‘duygu ikon’ kelimelerinden türetilmiş. Emoji ise Japonca ‘e’ (resim) ve ‘moji’ (karakter) kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. İkisinin de başındaki ‘emo’ yani ‘duygu’ ifadesi çok şey anlatıyor. Kelimelerden fazlasını söyleyen, yokluğunda gözlerimizin aradığı bu minik sembollerle ilişkimiz aslında insanlık tarihi kadar eski... Dijital çağdaysa kısıtlı alanlarda geniş ifadelere ihtiyaçla emoticon’lar ve emojiler doğuyor.

Sevdiğim internet hikâyelerinden biridir... İlk emoticon’un ihtiyaçtan ötürü bir profesör tarafından icat edilmesi bana oldum olası komik gelir :-) Profesörün kendi makalesinden aktarıyorum: Yıl 1982, Carnegie Mellon Üniversitesi. E-postanın ilk yılları… Bilgisayar Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Scott Fahlman akademik yazışmalar arasında gidip gelen eğlencelik mesajların yarattığı karışıklığa çözüm getirmek ister. Üstelik kimileri bu mesajları ciddiye alıp polemiğe bile düşmektedir. Sonunda aklına o dâhiyane fikir gelir. Mizahi e-postaların konu başlığına :-) ciddi olanlara :-( eklenmesini önerir. Gerisi malum… Emoticon’lar hızla yayılır ve güneş gözlüklerinden B-) Abraham Lincoln’e =):-)= kadar yüzlercesi interneti sarar.

Haberin Devamı

MANGALARDAN Ä°LHAM ALDIÂ

Akıllı telefonlarla popüler olan emojilerin doğuşuysa bir tasarım hikâyesi... iPhone ve Android’lere gelmeden çok önce, 1999’dan beri Japonya’da kullanılıyor. Emojiler ilk olarak Japon telekom devi NTT DoCoMo tarafından sipariş edilmiş. Zamanın mobil internet ağındaki 250 karakterlik mesajlara daha fazla ifade sığdırabilmek amacıyla… Henüz 25 yaşındaki genç tasarımcı Shigetaka Kurita, 5 haftada 176 sembolden oluşan ilk emoji setini tamamlamış. Emojilerin Japon icadı olması tesadüf değil. Çin kökenli Kanji alfabesi, sembolik ve resimsel ifadeye dayalıdır. Ancak Kurita’ya Tokyo sokaklarında sık rastladığı piktogramlar (trafik lambasındaki insan figürü gibi) ve duyguların grafiklerle ifade edildiği, bizdeki mizah dergilerine benzeyen ‘manga’lar ilham vermiş.

Emojilerin kökeni, tarihi duvar resimleriyle başlayan sembolizme kadar uzanıyor. Sembol, geniş ve derin bir kavramın görsel ifadesidir. İlintili semboller bir arada dil oluşturmaya başlar. Emojiler de bugün milyarlarca insanın konuştuğu ortak bir dil haline geldi. Gelecekte iyice yaygınlaşıp farklı mecralarda bile yer bulacak. Örneğin Z Kuşağı’yla yakın bir iletişim kurmak istiyorsanız emoji diline hâkim ve yeterince yaratıcı olmalısınız. Bizim sonradan öğrendiğimiz bu dilin Z’ler için ‘anadil’ olduğu bir gerçek... Emojileri dozunda ve yerinde kullanmak önemli. Ne aşırısı ne de aşağısı... Her cümleye komik emoji eklemek yapay gelebiliyor; tek tük eklenen standart emojilerse ilgisiz bir hava yaratabiliyor. Hep aynı emojilere ‘yapışmak’ hiç ‘cool’ değil. Z Kuşağı emojilerle neredeyse şiir yazabiliyor ancak her emojinin aynı çağrışımı yapmadığı bir gerçek. Kişinin karakterini düşünüp çıkarım yapmak en kolayı.

Haberin Devamı

SÄ°YAH KALP DE NEDÄ°R?

Bir de gizemli emojiler var. Örneğin siyah kalp ne anlama geliyor? Hiç kullanmadığım için bilmiyorum. Sadece rock’çı arkadaşlarım kullandığında anlıyorum. Mavi, yeşil ve beyaz kalplerin temiz sevgi ve ‘arkadaşlık sınırı’ manası malum. Ancak kırmızı kalp de her zaman ‘aşk’ anlamına gelmiyor. Kırmızı kalp emojisi, yaratıcısı Shigetaka Kurita’nın en sevdiğiymiş. Emoji anlayışı bazen kültürden kültüre farklılık gösteriyor. Örneğin Japon kültüründe ‘kaka’ sevimli bir şeydir. Kurita, bu emojiye ilk sette yer vermek istemiş fakat onay alamamış. Emoticon sayılabilecek ‘asşlkjsşlskdjsadf’ gülme efektinin Türkiye’ye has oluşu da yine kültürel bir fark. Yabancıların Türklerle ilk yazışmalarında asla anlam veremediği bu harf çorbası bizim için çok şey ifade ediyor :D

Yazarın Tüm Yazıları