Paylaş
Neolitik çağın insanları taşları üst üste dizip ilk yapıları inşa etmeye başladıklarında büyük heyecan duymuş olmalılar... On binlerce yıl sonra bugün metaverse evreni dijital dünyada yapılanırken yatırımcı işletmeler, markalar ve elbette o evreni tasarlayanlar, yazılımcılar ve dijital sanatçılar da büyük olasılıkla benzer bir heyecanı yaşıyorlar... Aylar evvel Facebook’un Meta’ya dönüşmesiyle metaverse bir anda dünyanın yeni, parlak oyuncağı olmuş, sonra Meta’nın hızı kesilince sanki metaverse’ün ilerleyişi de yavaşlamış gibi bir algı oluşmuştu. Halbuki tam tersine, metaverse evreni kararlı biçimde genişlemeye, dünyanın dört bir yanında yapılanmaya devam ediyor.
Üç boyutlu internet
Bu ay başında gerçekleşen, Avrupa’nın en büyük teknoloji zirvesi Web Summit’in odağında yine metaverse vardı. Her yerde metaverse konuşuldu, yenilikler sergilendi. Cömert yatırımlarıyla dikkat çeken markalar gövde gösterisi yaptı. Sadece ticaret dünyası değil... Birçok ülkede resmi kurumlar, eğitim enstitüleri, müzeler, sanat oluşumları, hatta toplum kuruluşları bile metaverse’te boy göstermeye başladılar. Malum, Z Kuşağı’nın dikkatini çekmek için de en ideal ortam... Norveç hükümetinin yeni açtığı ‘metaverse vergi dairesi’yle Japonya’da okula gidemeyen öğrencilerin eğitime katılmasını sağlayan ‘metaverse okulu’ güncel örnekler arasında.
“‘Birçok ülkede resmi kurumlar, eğitim enstitüleri ve sanat oluşumları metaverse’te boy göstermeye başladılar.’”
Web Summit’te podyuma çıkan konuşmacıların çoğu, dijital evrenin geleceği hakkında fikirlerini paylaştı ve bugün gelinen noktada ‘Metaverse nedir, ne değildir’i anlamamızı kolaylaştırdılar... Zirvenin gerçekleştiği Lizbon’da konferans veren etkili isimlerden biri de Naomi Gleit, yani Meta’nın ürün müdürüydü. Gleit metaverse’ü geleceğin üç boyutlu interneti olarak görüyor. Ancak en doğal sosyalleşme biçimi olan yüz yüze görüşmenin yerini asla almayacağını düşünüyor. “Hiçbir şey fiziki dünyada bir arada bulunmanın yerini alamaz. Metaverse’te ailece film seyretmek keyifli ancak sadece gerçeğini yapamadığımız zamanlarda...” diyen Gleit iş dünyası ve sanal toplantılar içinse farklı düşünüyor. Zoom’un iş ortamında yetersiz kaldığına işaret ederek VR teknolojisiyle yapılan toplantıların daha verimli geçtiğini savunuyor. VR’ın özellikle sağlık sektörü ve tıp eğitiminde büyük kolaylıklar sağladığına dikkat çekerek UCLA’de tıp öğrencilerine sanal ameliyat pratikleri yaptırılmasını örnek gösteriyor.
“İnterneti şu anda iki boyutlu kullanıyorsak, geleceğin internetini üç boyutlu deneyimleyeceğimizi düşünüyorum” diyen Gleit’a katılmadığım bir nokta var. Televizyon ve sinema örneği... Gelişmiş 3D teknolojisi yıllardır evlerimize kadar girse de halen filmleri ve yayınları çoğunlukla iki boyutlu izlemeyi tercih ediyoruz. Bu açıdan internetin tamamıyla üç boyutlu bir ortama dönüşebileceği fikrine katıldığımı söyleyemem. Belki uzun yıllar sonra, hologram teknolojisi bilimkurgu filmlerindeki seviyeye ulaşınca işler değişebilir. Yoksa insanlık olarak internete her girmek istediğimizde kafamıza kask, elimize eldiven takacağımızı hiç zannetmiyorum. Ayrıca metaverse iki boyutlu ortamlarda da gayet işlevsel ve eğlenceli biçimde deneyimlenebiliyor...
En kıymetli şey içerik
İki boyutlu demişken, metaverse’ü şekillendiren ilk oyun platformlarından The Sandbox’ın kurucu üyesi Sebastian Borget de Web Summit’in etkili konuşmacıları arasındaydı. Yapılan bir söyleşide metaverse’ü canlandıracak, başarılı kılacak içgörüler paylaşan Borget’ye göre metaverse’te en kıymetli şey içerik. Kullanıcıların platformlarda varlık göstermesiyse her şeyden önemli. Hayran oldukları ünlülerle ve beğendikleri markalarla birlikte bir şeyler yaratma arzusundaki tüketicilerin metaverse’te kendilerini yeniden keşfedeceğini düşünüyor Borget: “Metaverse’te asıl olay ünlülerin, markaların erişimi, nüfuz etmek gibi şeyler değil... Olay tamamen içerikle ilgili, yani insanların aşina olduğu karakterlerle, hikâyelerle ve yerlerle bağlantılı.”
Sebastian Borget’ye göre dijital bir platformun aktif kullanıcıları olmadan evrim geçirmesi düşünülemez.
Borget’nin dikkat çektiği başka bir konuysa herkes için ilham verici olabilir... Metaverse’ün asıl değerini kullanıcıların belirleyeceğini anlatıyor Sebastian Borget: “Sanal topraklara hayat veren şey oyuncuların varlığı, ortamla etkileşime girmeleri. Dijital bir platformun aktif kullanıcıları olmadan evrim geçirmesi düşünülemez.” Söylediği şey, gerçek dünyada karşılık buluyor... Bir mekâna herkes popüler olduğu için gider. Mêkanı daha popüler yapan da herkesin gidiyor olmasıdır. Borget’nin sözlerinde hoşuma giden şey tam da bu... Çok daha geniş etkileşim olanakları bulunan metaverse’te neyin değerli ve cazip olacağı konusunda sıradan kullanıcılar, milyon dolarlık markalardan daha fazla söz sahibi olacağa benziyor.
Dijital evrenin geleceğini belirleyecek
Bu yılki Web Summit’te faaliyete başladığı duyurulan Açık Metaverse Birliği (Open Metaverse Alliance-OMA3) dijital evrenin geleceğini belirleyecek kilit bir oluşum. Dünyada metaverse geliştiren yenilikçi ve en büyük isimlerin katıldığı OMA3’nin üyeleri arasında Animoca, Alien Worlds, Dapper Labs, Meta Metaverse, The Sandbox, Uplands ve bir dizi kuruluş var. OMA3, kullanıcıların dijital varlıklarını sanal dünyalar arasında taşıyabilmelerine yönelik standartları belirleyecek. Böylece metaverse, internet gibi küresel ölçekte açık ve her şeyin her yerde geçtiği bir platforma dönüşmeye başlayacak.
Paylaş