Paylaş
Bir şirketin en kara günü nasıl olur? İşletme fakültelerinde örnek gösterilecek olsa, Facebook’un pazartesi günü yaşadıklarına rakip olabilecek bir emsal kolay bulunmazdı. Düşünün, bir süredir internete sızan gizli dokümanlarla şirketin güvensiz yapısını ifşa eden kişi, kimliğini açıklayarak daha ileri demeçler vermeye başlıyor. Birkaç saat içinde büyük bir network arızası baş gösteriyor ve milyarca insanın kullandığı Facebook, Instagram, WhatsApp ve Oculus ulaşılmaz hale geliyor. Üstelik bunların hepsi, sosyal medyada tekel oluşturduğu iddialarıyla şirketi Instagram ve WhatsApp’ı satmaya zorlayan Federal Ticaret Komisyonu’na itiraz dilekçesi sunulduğu gün gerçekleşiyor.
Facebook’un sosyal medyada tekel yaratıp yaratmadığı halen bir tartışma konusu. Ancak sosyal yaşamımızı yönlendiren unsurları olduğu bir gerçek. Facebook’un yönetim politikaları ve algoritma stratejileri her gün kullandığımız, işlerimizi, hayatımızı yönettiğimiz
ana mecraların bizlere nasıl bir dünya yarattığını belirliyor. Dokümanları internete sızdıran muhbir Frances Haugen, mayısa kadar Facebook’un ürün müdürlüğünü yapan isim. Geçmişte Pinterest, Yelp, Google gibi teknoloji devlerinin bünyesinde aynı görevi icra etmiş, sosyal medyayı çok iyi tanıyor. Kendisini alarma geçiren durumu “Birçok sosyal ağ gördüm fakat Facebook’taki durum daha önce karşılaştığım her şeyden çok daha kötü boyuttaydı” şeklinde ifade ediyor.
Okuyacaklarınız doğrultusunda Facebook’u ‘kötü niyetli bir şirket’ olarak yaftalamak adaletsizlik olur. Çünkü Instagram ve WhatsApp ile birlikte Facebook’un insanlığa her yönden iletişim özgürlüğü ve fırsat eşitliği sunan serbest teknoloji araçlarından biri olduğunu kabul ediyoruz. Platformları kullanmaya elbette devam edeceğiz. Madalyonun diğer yüzündeyse kârlılığı her şeyin önüne koyarak amacından sapan bir yapının ‘istemeden de olsa’ insanlığa nasıl zarar verebileceği gerçeği yatıyor. Facebook’un durumunu, sermaye düzeninin küresel ölçekte nasıl çarpıklaştığı yönünden okumakta fayda var. Bir noktada iğneyi Facebook’a, çuvaldızı kendimize batırmayı düşünebiliriz. Aynı güne denk gelen büyük kesintiyse kalıcı alternatifler düşünmeye başlamamızı söyleyen bir işaret belki de. Acaba sosyal medyada etrafımızı ‘yanlış bilgilerle’ çeviren illüzyon perdesini aralamanın vakti mi geliyor?
‘NEFRET DUYGUSU ETKİLEŞİMİ ARTTIRIYOR’
ABD’nin en köklü ve etkili haber programı olan 60 Minutes’a konuk olup sızdırdığı belgelerin gerçekliğini doğrulayan Haugen, sosyal medya devinin yol açtığı toplumsal vahameti anlattı. Teknoloji blogu Gizmodo’nun röportajı analiz ederek 9 başlık altında topladığı korkutucu gerçekler arasından en çarpıcı olanları paylaşıyorum.
* Facebook’un algoritması bile isteye insanlara öfkelenecekleri şeyler gösteriyor.
Amaç etkileşimi (engagement) arttırmak. Facebook’un kendi araştırmaları, nefret yayan, bölücü ve ayrıştırıcı içerikler göstermenin insanlara daha fazla ‘ilham verdiğini’ ortaya koyuyor. Nefret duygusunu harekete geçirmenin diğer duygulara göre daha
kolay olduğunu söyleyen Hoagen “Facebook fark etti ki daha güvenli bir yer olursa insanlar sitede daha az vakit geçirecekler ve reklamlara daha az tıklayacaklar” diyor.
* 2020 seçimlerinden sonra her şey eskiye döndü.
Yıllardır politik çerçevede yanlış bilgilerin yayılmasından sorumlu tutulan Facebook, ABD 2020 başkanlık seçimleri sırasında bir
‘Sivil Bütünlük’ birimi kurdu. Hoagen’ın bağlı çalıştığı birim, söz konusu bilgilerin dolaşımını engelleyen bir algoritmanın işleyişinden sorumluydu. Eski ürün müdürünün açıklamalarına göre seçimlerden sonra şirket, yalan yanlış bilgileri denetleyen birimi kapatarak algoritmayı ‘eski haline’ döndürdü. Yakın zaman önce Facebook’un aralarında Trump’ın da bulunduğu bir ayrıcalıklı kullanıcı listesi olduğu ortaya çıkmıştı.
* Avrupalı siyasi partiler mecburen olumsuz kampanya ilanları kullandılar.
Sızan belgelere göre Avrupalı siyasi partiler seçim döneminde Facebook’taki etkileşimlerini arttırmak için ayrıştırıcı, öfke uyandıran ilanlar kullanmak zorunda kalmış.
* Facebook zararlı içeriklerin çok küçük bir bölümünü ayıklıyor.
Sızan belgelerden birine göre Facebook algoritması nefret içeriklerinin sadece yüzde 3-5’ini, şiddet ve yasadışı eylemlere yönlendiren içeriklerin yüzde 1’den azını tespit ediyor. Facebook’a göreyse içerikler kendilerinin değil, insanlığın bir problemi. Gizmodo’ya açıklama yapan şirket “Herhangi bir araştırma bu karmaşık probleme kesin çözüm önermiş olsaydı, teknoloji endüstrisi, hükümetler ve toplum bu meseleyi çok daha önceden çözmüş olurdu” diyerek kendisini savunuyor.
* Instagram çocukları sefalete sürüklüyor.
Yine belgelerde yer alan bir araştırmaya göre Instagram kullanan ergen kız çocuklarının yüzde 13.5’inin intihar hakkında düşünceleri daha kötü hale gelmiş. yüzde 17’siyse yeme bozukluklarının ilerlediğini belirtiyor. Facebook yetkilileriyse tek taraflı yorumlayarak gençlerin zor zamanlarla baş etmek için de sosyal medyadan çokça faydalandığını hatırlatıyor.
FACEBOOK DERİNLEMESİNE BİR AÇIKLAMA YAPMIYOR
Hoagen’ın ifşası ve Federal Mahkeme’ye sunulan itirazla aynı güne denk gelmesi manidar olan ve Facebook, WhatsApp ve Instagram’ı ulaşılmaz hale getiren büyük kesinti, pazartesi başlamış ve ertesi güne kadar sürmüştü. Herhangi bir hacker grubunun üstlenmediği olay, Border Gateway Protocol (BGP) adlı sistemin arızasına bağlandı. BGP, büyük internet şebekelerini birbirine bağlıyor ve istemcilere yüksek trafikli internet sitelerine en hızlı yoldan bağlanma rotalarını gösteriyor. BGP sistemindeki kritik bir arıza, sitelere ulaşmak isteyen kullanıcıların yolunu kaybetmesine sebep oluyor. Facebook, sorunu BGP’nin yanlış şekilde güncellenmesi olarak ifade etse de derinlemesine bir açıklama yapmadı. Toplu bir hacker saldırısının gizlendiği ihtimali internette halen konuşuluyor.
Paylaş