Felaket senaryoları şehirlerin dijital kopyalarında deneniyor

Megakentlerin dijital ortama aktarılan ikizleri sayesinde doğa olaylarının etkileri hesaplanabiliyor. Şimdiye kadar Şanghay, New York, Singapur ve Helsinki gibi büyük şehirlerin tüm katmanları dijital ortama aktarıldı.

Haberin Devamı

Kalabalık ve buna bağlı altyapı sorunları yüzyılın başında İstanbul için pek fazla gündem konusu değildi. Tarihin her döneminde ticaret yolu olmuş, ülkeler ve kıtalararası köprü görevi görmüş bu antik şehrin şimdilerdeki turist akınlarıyla sezonluk nüfusunun 20 milyonu aştığı biliniyor. Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2050’de tüm dünya nüfusunun yüzde 70’i şehirlerde yaşayacak. Bugün 8 milyar olan insan nüfusunun 2050’de 9,7 milyara ulaşması bekleniyor. Merak edenler için; dünyanın kaldırabileceği nüfusu 10,4 milyar olarak hesaplanıyor. 2070’lerde bu rakama ulaştıktan sonra gerileme başlayacağı öngörülüyor.

Tahminler bazen tutsa da kimi zaman gerçekler çok daha farklı gelişebiliyor. Bilhassa bizimki gibi karmaşık coğrafyalarda... Örneğin, 2003 tarihli bir Hürriyet haberinde, zamanın Birleşmiş Milletler raporlarına göre İstanbul nüfusunun ancak 2050’de 17,6 milyona ulaşacağı öngörülüyor. O tarihte nüfus 9,6 milyon. Güncel tahminlere göreyse 2050’de İstanbul’un 48 milyon nüfusa ulaşması bekleniyor (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Açık Veri Portalı’ndaki verilere göre). Artan nüfus ve altyapı sorunlarının deprem riskiyle birleşmesi meseleyi iyice çetrefilli hale getiriyor.

Haberin Devamı

Felaket senaryoları şehirlerin dijital kopyalarında deneniyor

Kopyala-yapıştır

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde planlamacılar şehirleri daha akıllı ve sürdürülebilir inşa etmek için yenilikçi çözümler üretiyor. CNN World’de okuduğum bir makale, milyonlarca insanın yaşadığı kentlerde deneme-yanılma yöntemlerinin gerçekçi ve pratik olamayacağına değiniyor. Kaldırımlardaki taşların sıklıkla değiştirilmesi deneme-yanılma işinin en basit örneği... Bu soruna teknolojinin yeni ve etkili bir cevabı var: Dijital ikiz şehirler. Şehirlerin tüm yapısal katmanları dijital ortama kopyalanıyor. Şimdiye kadar ikizi inşa edilen metropoller arasında Şanghay, New York, Singapur ve Helsinki gibi büyük şehirler var.
İsveç’teki Chalmers Teknoloji Üniversitesi’nin Dijital İkiz Şehirler Merkezi Direktörü Anders Logg, CNN World’e aktardığı görüşlerinde dijital ikiz şehirlerin 3 boyutlu şehir planlarının çok daha ötesine geçtiğinden bahsediyor. Yeni modellerde gerçek zamanlı veriler ve yapay zekâ kullanılıyor. Altyapıdan inşaatlara, trafik döngüsünden enerji tüketimine hemen her şeyin simülasyonu yapılabiliyor.

Hollandalı akademisyen Dr. Ville Lehtola’ya göre ülkeler işe küçük şehirlerinden başlamalı. “Büyük şehirlerin büyük sorunları olur. Fakat aynı sorunlardan bazıları küçük şehirlerde de yaşanır” diyor ve ekliyor: “Şayet planlamayı doğru yaparsanız daha az risk doğacaktır ve inşaatların işletim maliyetleriyle diğer operasyonlar çok daha ucuz olacaktır. İyi planlama mutlaka karşılığını öder.”

Haberin Devamı

Hangi katmanlarla hazırlanıyor?

Dijital ikiz şehirler 3 boyutlu modellerden uydu görüntülerine, sensörlerden atmosferik verilere kadar pek çok verinin birleşmesiyle oluşturuluyor. Beş ana katmanı var: Sıfırıncı katman olarak belirtilen, şehrin üzerine kurulduğu toprak parçası. Birinci katmanda binalar var. Kanalizasyon, şebekeler gibi altyapı sistemleri ikinci katmandayken üçüncüde araçlar, gemiler, hava taşıtları gibi hareket halindeki birimler sayılıyor. Dördüncü katman akıllı şehirlerde olan, nesnelerin internetiyle desteklenen birimleri ifade ediyor. Son katmansa fiziki şehrin üzerine modellenen sanal şehir bileşenlerini gösteriyor.

Bu modeller doğanın şehir inşasına etkilerini de analiz edebiliyor. Model toprağın moleküler yapısı ve hareket biçimleri baz alınarak oluşturuluyor. Atmosferik verilerle eşleştirildiğinde sel felaketleri, kasırgalar gibi yıkıcı doğa olaylarının şehir altyapısına ve yerleşim birimlerine hangi şiddette vuracağı hesaplanabiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları