Çağrı cihazları akıllı bomba mı oldu?

Geçen hafta teknoloji dünyasının en ilginç ve ‘kanlı’ haberi Hizbullah üyelerinin pager (çağrı) cihazlarının ellerinde patlamasıydı. Takip ve dinlemeye karşı bu eski teknolojiyi kullanan Hizbullah mensuplarının 2G’lik bir teknolojiye nasıl yenildiği henüz bilinmiyor ama eldeki veriler siber bir saldırı olmadığını gösteriyor.

Haberin Devamı

Pager cihazını (çağrı cihazı) duymayalı çok olmuştu... Bırakın Z Kuşağı’nı, 90’ların çocukları bile hatırlamayabilir. Yalnızca yazılı mesaj alıp görüntülemeye yarayan, şimdikilere kıyasla aşırı basit bir iletişim cihazı. Yine de yanında taşınabilen ilk komünikasyon aygıtı olduğu için 80’lerin ikinci yarısında çok popülerdi. Doktorlar, avukatlar yanlarında mutlaka bulundururdu. Kemere takılan küçük bir kutu olan pager’a mesaj geldiğinde, acil durum varsa kişi bir yerlerden bir telefon bulup diğerini arardı.

Pager’ların, tedavülden kalktıktan -ya da ben öyle sanıyordum- neredeyse 30 yıl sonra kanlı bir silaha dönüşeceği kimsenin aklına gelir miydi? Teknoloji dünyasının ilginç ve maalesef kanlı haberlerinden biri, geçen hafta Hizbullah üyelerinin ‘ellerinde patlayan’ pager cihazlarıydı. Reuters’ın bildirdiğine göre, Lübnanlı örgütün yeni teslim aldığı pager cihazları, salı günü 15.30-16.30 saatleri arasında, kullanımın aktif olduğu bir esnada kendiliğinden patlayarak 3 bine yakın kişinin yaralanmasına, en az 9 kişinin de hayatını kaybetmesine neden oldu.

Haberin Devamı

İsrail güçlerine lokasyon belli etmemek için telefon kullanmayan Hizbullah, tek yönlü çalışan pager’lar aracılığıyla emir-komuta iletişimini sürdürüyor. Karargâhlarının olduğu Beyrut’un güneyindeki birçok mahallede bir anda insanların ellerinde ve yakınlarında patlamaya başlayan cihazlar, büyük bir kaosa yol açmış. Lübnanlı yetkililer bunu bir siber saldırı olarak nitelendiriyor. Sofistike operasyonun İsrail tarafından gerçekleştirildiğine ihtimal verilse de İsrail ordusu konu hakkında açıklama yapmayı reddediyor.

Çağrı cihazları akıllı bomba mı oldu

 

‘PİLLER SIRADIŞI OLABİLİR’

Saldırının ardından olayın teknoloji düzeyi merak konusu oldu ve hacker’ların (bilgisayar korsanları) cihazlara nasıl eriştiği sorulmaya başladı. Uzaktan kumandayla veya sinyal göndererek aygıtları patlatan hacker’lar, ileride cep telefonlarını veya ev aletlerini patlatabilirler mi? Hacker’ların savaşa patlayıcılarla dahil olması ilgimi çekince küçük bir dedektiflik işine soyundum. Haberler arasında tabii...

Haberin Devamı

Reuters’a demeç veren Newcastle Üniversitesi’nden lityum-iyon pil uzmanı Paul Christensen “Burada bahsettiğimiz şey aslında alev alan küçük bir pil. Pillerin enerji yoğunluğunu bilmem lazım fakat sezgilerim çok sıradışı olduklarını söylüyor” yorumunda bulunmuş.

Uzmanlara göreyse çağrı cihazı pilleri tek başlarına ölümcül patlama yaratmak için çok küçükler. Cihazların içine minik patlayıcılar yerleştirilmiş olabileceği ben bu yazıyı yazarken kesinleşmiş gibiydi. Sinyal alan bir cihazın içine patlayıcı yerleştirebilen kişilerin, işin içinde hacker’lar olmadan amacına ulaşması mümkün. İki seçenek var: 900 MHz bandından sinyal alan bu cihazlar 2G teknolojisi kullanıyor ve sadece basit metin mesajları gösteriyor.

Haberin Devamı

Görgü tanıklarına göre birçok Hizbullah üyesi, mesaj aldıktan sonra patlamaya maruz kalmış. Dolayısıyla mesajın, patlamayla bir ilişkisi olmalı. Özel olarak kodlanmış bir şekilde cihazın içinde patlayıcı devreyi tetiklemesi mümkün. Veyahut mesaj sadece yakın tutulması için gönderilmiş olabilir.

Bu noktada aygıtın aslında akıllı bombaya dönüştüğü anlaşılıyor. Öyleyse bir ihtimal daha var: Saatli bomba. Mesajın gönderildiği süreçte patlamaların hepsinin aynı anda yaşandığına dair net bir bilgi yok. Ancak bütün patlamaların 1 saat içinde gerçekleştiği biliniyor. Birkaç kişiyse cihazın ısınmaya başladığını fark edip uzağa atmış. Şayet cihazları patlatan bir hacker olsaydı, hepsine aynı anda sinyal göndermeyi tercih ederdi.

Haberin Devamı

Ayrıca cihazların içine patlayıcı yerleştirilme ihtimali yüksek. Bu da istenirse içlerine saatli düzenekler, hatta çipler bile konulabileceğine işaret ediyor. İçine Wi-Fi vericisi konan bir cihaza uydudan bile bağlanmak mümkün. Fakat vericiyi kendisi yerleştirdiği koşulda, buna hack’lemek denemeyeceği için, operasyonun bir siber saldırı olma ihtimali büyük oranda zayıflıyor. Zannediyorum asıl konu; cihazların patlatılma düzeneği değil üretiminden dağıtımına, kusursuz biçimde Hizbullah mensuplarının kullanımına nasıl sokulduğu. Müsaadenizle; benden bu kadar hafiyelik.

 

ACİL DURUM YÖNETİMİNDE HALEN KULLANILIYOR

Mobil telefonların gelişiyle tarihe karıştığı düşünülen çağrı cihazları aslında halen aktif olarak kullanılıyormuş. Acil durum hizmetleri sırasında ve hızlı harekete geçilmesi gereken işlerde gerekli olan pager’lar, yapılan işin bölünmeden ve vakit kaybetmeden yönlendirilebilmesi için faydalı oluyor.

Haberin Devamı

KISA KISA... 

Trump’ın son suikastçısı Elon Musk’a roket sormuş

Geçen hafta ABD’de yakalanıp Donald Trump’a suikast planlamakla itham edilen Ryan Routh’un cep telefonu kayıtlarından yakın geçmişte X üzerinden Musk’a mesaj attığı ortaya çıktı. FBI’ın incelemeye aldığı telefon kayıtlarına göre Routh, ikinci el bir roket temin edip edemeyeceğini öğrenmek için Musk’a yazmış. Mesajın içeriği dolayısıyla hesabı askıya alınan Routh, roketi sorma niyetini Rusya Başkanı Vladimir Putin’in Karadeniz’deki malikânesine göndermek şeklinde ifade etmiş. Routh geçen pazar günü Donald Trump’a golf sahasında suikast hazırlığı yaparken yakalanıp tutuklanmıştı.

Yazarın Tüm Yazıları