Kadında cinsel ilişkiye girememe durumunun tedavisi aslında uzun yıllardır yapılmaktadır. Bilinmelidir ki bu durumun %100 tedavisi vardır. Kadın cinsel organının cinsel ilişkiye engel teşkil ettiği düşünülür. Ancak fiziksel durumun yapılan muayene neticesinde ilişkiye engel olduğu çok fazla görülmemiştir. Cinsel eğitim eksikliği, davranışsal bilişsel terapiler uygulanarak bu durum tedavi edilebilir.
Covid-19 yani korona virüs hayatımıza girdiğinden beri biraz daha popüler olsa da bizler daha önceleri de teknolojinin getirdiği özel video görüşmeler sayesinde bu tedavileri uygulayabiliyorduk. Yani uzaktan tedavi internet üzerinden video görüşmeleri ile gerçekleştirilebilir ve biz hekimler bu tedavileri uygulayabiliyoruz.
Yurt içinde ve yurt dışında bu sorunu yaşayan çok fazla kadın var ve tedavi için muayenehanelerin olduğu şehirlere gelmek onlara ekstra maliyet çıkarıyor. Yol, konaklama ve yemek masrafları hastaları zorluyor. Online cinsel terapiler sayesinde tecrübeli hekimler belirli süre ve sayılarda görüşmeler ile hastalarına yardımcı olabilir. Seanslar sonrasında hastaya gönderilen kişiye özel doküman ve videolarla da evlerinde çalışma imkanı sağlanır. Başaran çiftleri görmek ise biz hekimlerin en büyük mutluluğu olmaya devam etmektedir.
Yapılan bir çalışmaya göre, östrojen ve progesteron hormon seviyelerindeki değişikliklerin, adet döneminden önce yüksek karbonhidrat ve tatlı yiyecekler için isteklere neden olduğunu göstermektedir.
Böyle bir araştırma olsa da yemek yeme isteğinin ardındaki tek neden hormonlar olmayabilir. Adet öncesi döneminizdeki tüm değişiklerle mücadele etmek için kendinizce geliştirdiğiniz bir savunma mekanizması da olabilir.
Nişastalı yiyecekler ve tatlılar serotonin hormonu salgılar. Serotonin mutluluk hormonu olarak bildiğimiz bir hormondur. Mutluluk hissi güzeldir ancak kötü olan hormonlar tükendiğinde tüm bu adet dönemi duygularını tekrar yaşayacak olmaktır.
Yine yapılan bir araştırmaya göre regl dönemi düzensiz olan kadınlarda aşırı yeme isteği diğer kadınlara göre daha fazla yaşanılabilir.
İştahınızın artmış olması aklınıza, "Hamile miyim?" sorusunu da birçok defa getirmiş olabilir. Olabilirsiniz, ancak bazen yeme isteklerinizin olması hamile olduğunuz anlamına da gelmeyebilir. Yani adet öncesi sendrom hala iştahınızın nedeni olabilir. Hamilelik yeme arzusunun yanında tiksinme ya da yiyeceklerden uzak durma arzusunu da barındırabilir. Bu belirtiler hamilelik düşüncesi açısından birlikte değerlendirilmelidir. İştahsızlık regl döneminin bir belirtisi değildir. Hamilelik belirtileri için mide bulantısı, göğüs uçlarında koyulaşma gibi belirtilerde kontrol edilmelidir.
İştah artışı, adet döneminden ne kadar süre önce başlar?
Adet dönemine ait iştah artışı genellikle adetten 10 gün öncesine kadar başlayabilir. Bu aynı zamanda bağırsak hareketlerinde değişiklikler oluşturabilir. Bu değişikliler gaz çıkarma ve büyük tuvalete çıkma şeklinde olabilir. Baş ağrısı, sivilcelenme ve şişkinlik hissi adet öncesi dönemin başlamasına işarettir.
Ozon Tedavisi Covid19 hayatımıza girdiği andan beri daha sıklıkla duyar olduğumuz bir destekleyici tedavi yöntemidir. Şu bilinmelidir ki Ozon terapileri Korona virüs hastalığını tedavi etmez. Ozon terapileri sadece bağışıklığınızı güçlendirir ve genel yaşam kalitenizi arttıracak antioksidan kapasitenizi olumlu etkiler.
%5 Ozon ve %95 Oksijen gazı karışımı olan Ozon-Oksijen gazının hastaya uygun oran ve yöntemle verilmesi ozon tedavisidir.
Etkileri nelerdir?Ozon tedavisi çoklu biyolojik yanıt meydana getirir. Eritrositler (Kan testinde RBC olarak tanımlanan kırmızı kan hücresi aslında alyuvar sayısı anlamına gelmektedir.) aracılığıyla dokularda oksijenlenmeyi arttırır. İdeal karışımla bağışıklık sistemi uyarıcı etkiye sahipken doza bağlı olarak bağışıklığı baskılayabilir. Lökositleri (Beyaz kan hücreleri) sayısını çoğaltır. Trombositler (Kanın pıhtılaşmasında görev alan kan pulcukları) üzerinden etki ederek de büyüme faktörlerini arttırır. Damar endotelinde (Hücre tabakası) NO (Nitrik Oksit) salınımını arttırarak damarların genişlemesine sebep olur. Bunların yanı sıra vücudun antioksidan kapasitesinin düzenlenmesi gibi etkilere sahiptir. Ozonun güçlü bir oksidasyon oluşturma yeteneği olmasından dolayı bakterileri, mantarları, virüsleri yok eder.
Ozon terapileri her yaşta insan için uygulanabilecek bir yöntemdir. Ozonun uygulamasında birçok yöntem mevcuttur ve bu yöntemler ile farklı tedaviler hedeflenebilmektedir. Şimdi bu yöntemlere bakalım;
Ozon tedavi yöntemleri
• Majör ozon uygulaması: Belirli ölçüde kanın alınarak uygun miktarda ozon ile karıştırılıp vücuda damar yolundan tekrar gönderilmesi, bağışıklık destekçisi olan yöntem budur.
Rahmin bulunduğu konum
Rahim, pelvisin ortasında, mesanenin arka tarafında ve rektumun önünde oturur. Rahmin pelvis içindeki gerçek konumu her kişide farklılık gösterir. Ve bu pozisyon bulunduğu konuma göre değişik isimler alır. Bunlar:
Rahim pozisyonu doğum sonrasında değişebilmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz rahim pozisyonları normal kabul edilen pozisyonlardır.
Rahmin anatomisi ve işlevleri
Fundus: Rahmin tepe noktasında yer alır, kavisli bir yapıdır ve gebelik döneminde ölçülür.
Korpus: Rahmin ana gövdesidir. Kaslı bir yapıdadır. Esnekliği sayesinde bebek gelişimiyle birlikte uzayabilir. Kaslı yapısı doğum sırasında fetüsün dışarıya çıkarılabilmesi için büzülme işlevini geçekleştirir.
Korpus, endometriyum isimli bir mukus zarıyla çevrelenmiştir. Bu zar yapısı her adet döngüsünde kalınlığını değiştirerek üreme hormonlarına cevap verir. Bir yumurta döllenirse, endometriyuma (rahim iç zarı) bağlanır. Döllenme gerçekleşmezse, endometriyum adet sırasında salınan dış hücre tabakasını döker.
İstmus:
Kadınların doğumları ile çok sayıda muhtemel yumurta hücreleri dünyaya gelir. Ergenlik başlangıcı dönemine kadar (12 yaş civarı) bu hücreler yaşamı sürdürecek kadar olgun değildir. Kadında bu hücreler düzenli olarak olgunlaşır ancak bir kadın menopoza ulaşana kadar her ay sadece bir tane serbest bırakılır. Bu hücreler artık oluşmamasıyla birlikte menopoz genellikle 45-55 yaşlarında görülür.
Kadın üreme sistemi organlarını tek tek inceleyelim…
Vajina: Bir kas tüpüdür ve cinsel ilişki sırasında penisin girdiği tüptür ve bir bebeğin doğum ile rahimden çıkmasını sağlayan kanaldır.
Rahim: Döllenmiş bir yumurtanın, fetüsün beslenmesi ve gelişmesi görevini üstlenir.
Yumurtalıklar: Düzenli üreme hücrelerinin üretimini gerçekleştirirler. Olgunlaşan yumurta hücresi fallop tüpüne gönderilir.
Fallop tüpleri: Bu küçük tüpler, üreme hücrelerini yumurtalıklardan alarak rahime taşınmasını sağlar. Yumurtanın döllenmesini beklediği yerdir.
Kadının oluşturduğu yumurta bir erkek tarafından döllenmesi sonrasında bir bebeğin dünyaya gelmesini sağlayacak diğer tüm gereklilikleri sağlamaktadır.
Hamile bir kadın döllenme sürecinde vücuttaki hormonların bu olaya karşı verdiği tepkilerle değişik belirtiler yaşayacaktır.
Endometriozis, yumurtalıklar, bağırsaklar ve pelvis (üreme) dokularında endometriyal doku büyüdüğünde meydana çıkar. Endometriyal dokunun pelvik bölgenizin ötesine yayılması normal bir durum değildir, ancak imkânsız da değildir. Rahim dışında büyüyen endometriyal doku, endometriyal implant olarak bilinir.
Adet döneminizdeki hormonsal durumlar, bu durumda ağrı ve iltihaba neden olabilir. Bu da endometriyal dokunun kalınlaşacağı ve parçalanacağı anlamına gelir. Parçalanan doku atılamadığı için ağrı, tahriş, yara oluşumu ve hatta doğurganlığı etkileyebilir.
Çikolata kisti kadınların %10’unda görülebilen bir rahatsızlıktır.
Çikolata kistinin belirtileri nelerdir?
- Acı adet dönemleri
- Adet öncesi ve sırasında alt karın bölgesinde ağrı
- Adet dönemi sırasında bir veya iki hafta kramplar
- Ağır âdet kanaması veya dönemler arasında kanama
Bilindiği üzere tüm dünya salgının etkisi altına ve her birey gelecek adına oldukça büyük kaygı ve endişe içerisinde yaşıyor. İşte bu korkuların tam da ortasında gebelik yaşayan anne adayları doğum yapacakları güne odaklanmış durumdalar.
Doğuma kadar geçecek süre içerisinde nasıl yaşamalıyım, neler yemeliyim, nasıl korunmalıyım, bebeğime bir şey olur mu gibi birçok soru işareti gebelerin korkulu rüyası durumunda. Ayrıca kontroller için doktora gitmeli miyim, yoksa evden çıkmamalı mıyım, doğum sırasında hastanede sevdiklerim yanımda olacak mı, doğumdan sonra bebeğime bir şey olur mu, Covid-19 testi yaptırmalı mıyım?... Bu sorular da anne adayları tarafından merak ediliyor.
Tüm bu durumlar için ilk başta yapılacak şey sakin kalmak, internet bilgileri ve haberlerde duyduklarından ziyade süreci doktoru ile iletişim halinde takip ederek yaşamalıdır. Çünkü stres gebelik sürecinde en tehlikeli unsurların başında gelir. Covid-19 virüsünden kaçarken stres hastalığına yakalanmayın.
Kendinizi güvende hissedeceğiniz evinizin içinde, aileniz ile olabildiğince sakin ve salgın öncesinde nasıl durumunuza uygun şekilde besleniyor ve hareket ediyorsanız aynı şekilde sürece devam etmelisiniz.
Gebelik sürecini yaşayan ve kronik hastalıkları olan anne adayları yine doktorlarıyla sadece kendilerine özgü bir plan çıkararak sakin bir şekilde o planı uygulamalıdırlar.
Sonuç olarak yapılması gereken, bebeğiniz doğduktan sonra başlayacak hayata hazırlanırken bu süreci fırsata çevirmek gerekiyor. Gerektiği gibi dinlenmek, egzersiz yapmak, bebek büyütmenin nasıl bir şey olduğunu anlatan kitaplar okumak, süreci doğru takip edip, atılacak her kritik adımı doktorunuzla planladığınız şekilde uygulamak olmalıdır.
Bu süreç bittiğinde dünyada birçok şey değişebilir. Ancak bebeğinizin sağlıklı bir anneye, sizin de size ihtiyacı olan bu bebeğe sağlıklı ve düzgün yetiştirebilecek bilgi, donanım ve sağlığa sahip olmanız gerçeği değişmeyecektir.
Vajinismus, bilindiği üzere kadınların vajina kaslarını çeşitli nedenlere bağlı olarak istemsiz kasmaları sonucu cinsel ilişkiye girememe durumudur. Erkek cinsel organı ilişki denemesinde kasılma nedeniyle kadın cinsel organına girememektedir ve bir duvar hissi yaşanmaktadır.
Vajinismus bir kadın rahatsızlığı olsa da çözümü için çiftlerin birlikte hareket etmeleri tedavide başarı oranını arttırmaktadır.
Vajinismus, yani kadında cinsel ilişkiye girememe durumu ilk ilişki denemesinde ortaya çıkabileceği gibi (birincil vajinismus), yıllarca cinsel ilişkiyi sorunsuz yaşamış ancak bir nedene bağlı olarak artık cinsel ilişki sırasında kasılma yaşayan kadınlarda da (ikincil vajinismus) gözlemlenir.
Ayrıca cinsel ilişki denemesindeki bu kasılma oranları da kişiye ve hissedilen duygulara göre değişebilir. Bu durum vajinismus rahatsızlığının dereceleri olduğunu gösterir. Birinci derece vajinismus en hafif olanıdır ve belirli ölçülerde de olsa cinsel ilişki yaşanabilir ve derece 5’e doğru ilerledikçe ilişki imkansız hale gelir.
Tüm bu bilgiler ışığında kadın cinsel İlişki sırasında fiziksel bir engele bağlı olmaksızın ağrı ve acı yaşıyorsa vajinismusu belli ölçülerde yaşıyor olabilir.
Vajinismus tedavisi normal şartlar altında yüz yüze üç seans gibi kısa sürede %100 başarı oranıyla yapılabilmektedir. Ancak tedavi edecek doktordan uzakta ya da başka şehirlerde olan hastalar için online vajinismus tedavi (e-vajinismus tedavisi) prosedürleri de uygulanmaktadır. Online vajinismus tedavisi, Covid-19 etkisi altındaki dünyada tedavi için tercih edilebilecek çok önemli bir seçenek haline gelmiştir. Öyle ki vaktimizin çoğunu evlerde geçirdiğimiz için bilgisayar, tablet ya da telefon aracılığı ile hasta-doktor bağlantısı kolaylıkla sağlanabilmektedir.
Hastalara tavsiyemiz online vajinismus tedavisini yapan doktorların normal şartlarda da bu tedaviyi yaptıklarını araştırmaları ve kendileri için en doğru seçimi yapmaları yönündedir.