Vajinismus yani kadında cinsel ilişkiye gireme durumu da çözülmediği taktirde başarısızlıkla sonuçlanan her cinsel ilişki denemesi erkekte de erken boşalma problemine neden olabilir. Vajinismus halk arasında isim olarak bilinmese de tedavisi için yapılan aramalarda kadında cinsel ilişkiye girememe, vajinamı kasıyorum gibi aramalar neticesinde bulunabiliyor. Bu durum genellikle ertelenen ve bekledikçe çözüleceği düşünülen bir durum olmakla birlikte aslında ertelemekle çözülmediği gibi erkekte bile cinsel işlev bozuklularına neden olabilmektedir.
Bu yüzden vajinismus çok fazla vakit geçirmeden tedavi edilmelidir. Çiftlerden erkek vajinismus konusunda eşine anlayış göstermektedir. Anlayış göstermek %100 doğru bir davranışken bu durum tedaviye gitmeyi de geciktirmemelidir. Vajinismus %100 tedavisi olan bir hastalıktır. Hekimler tedavisi sırasında Davranışsal Bilişsel terapi yöntemini uygulayabilirken, ayrıca cinsel eğitim verir ve cinsel bölgede yer alan kasların yönetimini de öğretir.
Vajinismus tedavisi yüz yüze 3 seans gibi kısa sürelerde başarılırken, Covid-19 salgını sırasında daha da ön plana çıkan online vajinismus tedavileri de çözüm için kullanılmaktadır.
Ertelemeyin, ilerleyen problemleri çözmekle uğraşmayın!
Yumurtalıklar çok sayıda küçük sıvı foliküli oluşturabilir ve yumurtaları düzenli olarak serbest bırakamaz. PCOS'un kesin nedeni bilinmemektedir. Kilo kaybı, erken tanı ve tedavi, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi uzun süreli komplikasyon riskini azaltabilir.
PCOS belirtileri ergenlik döneminde ilk adet dönemi boyunca gelişir. PCOS bazı kişilerde bu dönemden sonra da gelişebilir, örneğin önemli kilo alımına yanıt olarak gelişebilir.
Adet dönemlerinin yılda 9 defadan az görülmesi ve yaşanan adet dönemlerinin çok ağır olması bir belirtidir. Yüz ve vücutta aşırı kıllanma erkeklik hormonunu arttığını gösterebilir ve bu da bir PCOS belirtisidir. Büyüyen yumurtalıklar ve yumurtalıklar çevresinde folikül oluşumları risk faktörüdür.
Yukarıda saydığımız belirtilerin yaşanması durumunda kadın doğum doktorunuza başvurarak durumu takip etmenizi tavsiye ederiz.
Vücutta artan insülin hormonu erkeklik hormonunun artmasına ve yumurtalama zorluğuna neden olarak PCOS oluşturabilir.
Bağışıklığınızın zayıf olması da risk faktörünü arttırır.
Aileye bağlı kalıtımsal genler PCOS yaşamanızın nedenlerinden olabilir.
PCOS kısırlık, gebeliğe bağlı yüksek tansiyon, erken doğum ve düşük riski, karaciğerde iltihap oluşumu, kardiyovasküler hastalıklara karşı düşük dirence neden olabilir.
Aşılama yöntemi ile tüp bebek tedavisi gibi bir uygulamadan önce kişilerde hamile kalma oranı arttırılabilir. Tüp bebek uygulamasının bütçesine göre daha uygun maliyetli bir yöntemdir. Tüp bebek uygulamasına oranla başarı oranı daha azdır.
Uygulamada ilk olarak dölleme kabiliyeti yüksek olan spermleri ayırılır, semende bulunan beyaz küre, hücre artıkları, ölü hücreler, protein gibi şeyler temizlenir. Kalitesi yüksek olarak seçilen spermler döllenmeye hazırlanan yumurtaların yakınına yerleştirilir.
Aşılama tedavisi kadınlar için; Tüp yapışıklığı, Endometriozis, açıklanamayan kısırlığı olanlar, rahim ağzında sperme karşı antikor oluşturma ihtimalinde uygulanabilir. Erkekte, boşalma bozukluğu ve kaliteli sperm eksikliği durumu varsa uygulanır.
Aşılamanın yapılamayacağı kişiler de vardır. Bunlar; Sperm parametreleri aşırı bozuksa, Endometriozis durumunun sıkıntılı olduğu belirlenen hastalar, tüplerle çift taraflı tıkanıklık durumunda, daha önce yaşanmış pelvik enfeksiyon öyküsü varsa, 2 ya da 3 kez uygulanan aşılama başarısız olduysa. Bu durumda tüp bebek tedavisine geçilebilir.
Aşılama ağrısız ve risksiz bir uygulamadır. Uygulama jinekolojik muayene olabilen bir hasta için oldukça basittir ve çok kısa sürer. Uygulama sırasında hasta uyanıktır. Vajinismus gibi bir rahatsızlık geçirmiş ya da normal muayene olmakta zorlanan kişilerde hafif bir anestezi uygulanabilir. Aşılamada rahim içine verilen spermler steril değildir. Erkeğin cilt ve üretral çıkışından temas olmuş bakteri taşıyabileceği için aşılama öncesinde sterilizeye dikkat edilirse enfeksiyon riski düşürülmüş olur.
Kapalı toplumlarda kadınların bu konularda yardım istemesi nadir görülmektedir ve yardım istese de çevreleri tarafından garip karşılanır. Bu durumdaki kadın cinsel anlamda kendi yerine eşine odaklanır ve kendini ihmal eder. Bu da problemlerin artmasına neden olur.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanının bu konulara yaklaşımı fiziksel muayene bulguları dışında da detaylı konuşma yaparak hastanın asıl rahatsızlığını çözme açısından değerlendirme olmalıdır.
Kadın cinsel sağlığını etkileyen konulara bakacak olursak; Bazı kadınların jinekolog muayenesi sırasında yeterli ilgi görememekten şikayetçi olduğunu ve korkularının buna bağlı gelişebildiğini görebilmekteyiz.
Yakın geçmişe kadar kadın doğum uzmanları kendilerine cinsel işlev bozuklarıyla alakalı danışılmadığı için daha çok üreme ile ilgili konularda uzmanlaşmış ve cinsel konular biraz geride kalmış olabilir. Bu nedenle, her uzman cinsel problemler ile ilgili konulara yeterince hâkim olmaz ve hastalara yardımcı olamaz. Sağlık çalışanları ve doktorlar da aynı halkın yaşadığı gibi cinsel konular hakkında konuşurken rahat değildir. Bu durum hastanın doktor ile iletişimini de olumsuz etkileyebilir. Özellikle hastane ortamlarında yetersiz zaman dilimi nedeniyle cinsel sorunların sorgulanması veya tedavisi zaman kaybı gibi değerlendirilmektedir.
Cinsel konuların bu alanda uzmanlaşmış kadın hastalıkları ve doğum uzmanı açısından değerlendirilmesi daha bütüncül olabilir.
Ne zaman jinekolojik muayene yapılmalı?
Cinsel bozuklukların altında bazen jinekolojik sorunlar olabilir. Bazen hasta jinekolojik açıdan bir problem olmadığını duymak ister. Çoğu hastada fiziksel ve psikolojik nedenle bir aradadır. Sorun psikolojik başlasa da zamanla fiziksel bazı sıkıntılara sebep olur. Tam tersi de olabilir. Örneğin bir kadında ağrılı cinsel birleşme birkaç kere yaşanırsa sonrasında cinsel ilişkiden kaçınma ve orgazm olamama problemi yaşar.
Cinsel ilişkide ısrar edilirse vajinismus gibi başka sorunlar çıkar. Ağrılı cinsel ilişkinin fiziksel nedeni tedavi edilse de başka cinsel sorunlar yerleşmiş olur.
Düşüklerin birçoğu kişinin kontrolünde olmayan ve çeşitli tıbbi nedenlere bağlı meydana gelebilir. Risk faktörleri, işaretleri ve nedenlerini bilmek, düşük durumunu daha iyi anlamanıza ve ihtiyaç durumunda herhangi bir destek veya tedaviyi almanıza yardımcı olabilir.
Düşük belirtileri nelerdir?
Hamilelik süresine bağlı olarak farklı işaretler olabilir. Hatta bazı durumlarda gebe kaldığınızı anlamadan bile düşük yaşama riskiniz vardır. Ağır lekelenmeler, vajinal kanamalar, vajinadan gelen doku ve sıvı, şiddetli kramp ve karın ağrıları, şiddetli sırt ağrısı bu işaretlerdendir.
Hamilelik esnasında yukarıda sayılan belirtilerden herhangi birini yaşarsanız hemen doktorunuzu aramalısınız. Bu tarz belirtiler, düşük olmadan da yaşanabilir ama doktorunuz her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol etmelidir.
Hamilelik sürecinde neden düşük olur?
Düşük yapma riskini artıran unsurlar bulunsa da genellikle yaptığınız ya da yapmadığınız bir şeyin sonucu değildir. Hamilelikte, vücut gelişmekte olan fetüse hormon ve besinler sağlar ve bu şekilde fetüsün büyümesini sağlar. İlk üç aylık dönemde yaşanan düşükler fetüs normal olarak gelişmediği için olur. Bu gelişim sıkıntısına neden olabilecek farklı faktörler vardır. Bunlar kromozom anormallikleri, yaşam şeklinden kaynaklanan beslenme bozukluğu, alkol ve sigara kullanımı, ileri yaşta gebelik, hormonlarla alakalı sıkıntılar, travmalar, obezite, tiroit kaynaklı sıkıntılar, kontrolsüz diyabet, rahim bozuklukları, besin zehirlenmeleri ve ciddi yüksek tansiyon durumları olabilir. Gebelik sürecinde her türlü ilaç kullanımını da doktor kontrolü ile yapmalısınız.
Adet döneminiz ve düşük bazı durumlarda aynı şekilde belirtilerle yaşanabileceğinden karıştırılabilir. Kramp gibi ekstra bir durum da ayırt etmede değerlendirilebilecek bir belirti olabilir.
Amniyosentez, hekiminizin rahminizden tıbbi yöntemlerle az miktarda amniyotik sıvı aldığı bir işlemdir. Alınan sıvı miktarı tipik olarak oldukça azdır.
Amniyotik sıvı bebeğinizi rahim içinde çevreler. Bu sıvı, bebeğinizin hücrelerinden bazılarını içerir ve bebeğinizin herhangi bir genetik anormallik olup olmadığını öğrenmek için kullanılır. Bu tip amniyosentez genellikle hamileliğin ikinci 3 aylık döneminde, tipik olarak 15. haftadan sonra gerçekleştirilir.
Bu yöntem ile bebeğinizin akciğerlerinin rahim dışında hayatta kalabilecek kadar olgun olup olmadığını belirlemek için de kullanılabilir. Bu tip amniyosentez hamileliğinizin ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkar.
Amniyotik sıvı toplamak için uzun, ince bir iğne doktorunuz tarafından kullanılır. Alınan sıvı ile laboratuvarda Down sendromu, spina bifida ve kistik fibroz dahil olmak üzere bazı genetik bozukluklar için test yapılır. Test sonuçları hamileliğiniz hakkında karar vermenize yardımcı olabilir.
Amniosentez ayrıca gebelik nedenli komplikasyonlarını engellemek için erken doğum yapmanın gerekip gerekmediğini belirlemek için de kullanılır.
Normal olmayan tarama testi sonuçları, amniyosentezi düşünebileceğiniz yaygın bir nedendir. Amniyosentez, tarama testi sırasında bulunan herhangi bir anormallik belirtisini doktorunuzun onaylamasına veya reddetmesine yardımcı olabilir.
Bu test ayakta tedavi prosedürüdür, bu nedenle hastanede kalmanıza gerek yoktur.
Maya veya bakteri enfeksiyonu genellikle normalin dışında tarzda akıntıya sebebiyet verir. Anormal görünümlü yahut kötü kokulu bir akıntı ile karşılaşırsanız, teşhis ve tedavi için mutlaka bir kadın doğum uzmanına danışmanızı tavsiye ederiz.
Normal vajinal akıntı sağlıklı bir vücut fonksiyonudur. Bu vücudun vajinayı koruma mekanizmasıdır.
Vajinal akıntı türleri
Birkaç farklı çeşit vajinal akıntı söz konusudur. Bu türleri birbirinden ayırırken renk ve devamlılığa göre sınıflandırma yapılır. Bazı akıntı boşalım türleri normaldir. Bazı akıntı türleri ise tedavi gerektiren altta yatan bir durumu gösterebilir.
Beyaz akıntı: Genel olarak adet dönemi başlangıcında veya sonunda biraz beyaz akıntı görülmesi olağandır. Ancak, akıntı durumuna kaşıntı da eşlik ediyorsa ve akıntı kıvamı kalın ise normal değildir ve tedaviye ihtiyacı vardır. Bu tarzda akıntı maya enfeksiyonunun bir işareti olabilir.
Berrak ve sulu akıntı: Akıntı berrak ama gergin ve mukoza benzeri olduğunda, muhtemelen yumurtlama olduğunu gösterir. Bu tür akıntı normal bir deşarj türüdür.
Kahverengi veya kanlı akıntı: Özellikle adet dönemi esnasında veya adet bitiminin hemen sonrasında oluştuğu zaman genellikle normaldir. Adet döneminin sonunda geç akıntı kırmızı yerine kahverengi gelebilir. Bununla birlikte, adet dönemleriniz arasında az da olsa kanlı akıntı yaşayabilirsiniz. Bu duruma lekelenme denir.
Hamileliğin erken döneminde oluşabilecek lekelenme görülmesi düşük yapmanın işareti olabilir. Hekiminizce kontrol edilmesi gereklidir.
Sağlıklı gebeliklerin oluşması için gereken unsurlar sperm ve yumurtalardır. Ancak sperm ve yumurta hücrelerinin sadece var olması yeterli değildir, aynı zamanda kaliteleri, sayıları ve rahim iç zarına tutunabilme özellikleri de önemlidir. Bu aşamaların birinde ya da birkaçında problem olması bebek olmasını engeller.
Tüp bebek tedavi için başvuran çiftlerin durumu aşamalar halinde incelenir. Bu aşamalar sırasında çeşitli tedaviler ile başarı sağlanabilir. Burada erkek kaynaklı durumların çözümü başarı oranı en yüksek olanıdır. Uzun süreli kısırlık tedavisindeki en büyük problemi yumurta hücrelerinin kalitesi olmaktadır.
Tüp bebek tedavisini yapacak kişi üreme endokrinolojisi alanında eğitim almış bir kadın doğum uzmanı olmalıdır.
İlk aşama çiftlerin bilgilendirilmesidir. Zaman, maliyet ve başarı ihtimalleri hakkında bilgilendirmeler olur.
Bir sonraki aşama yumurtalıkların uyarılması şeklindedir. Burada ilaç tedavi uygulanır. Kaliteli yumurta elde etmek amacımızdır. Burada birçok ilaç markası vardır ancak birbirleriyle aynı özelliktedirler. İlaçlar genellikle günlük ve kişinin kendi kendine uygulayabileceği iğneler şeklinde olabilir.
Diğer aşama elde edilen yumurta hücrelerinin toplanmasıdır. 17-21 mm aralığına ulaşan yumurtalar toplamak için uygundur. Yumurta toplamak için yapılan iğneden 35 sonra, hafif bir anestezi ve ultrason görüntülemesi ile yumurtalar toplanır.
Daha sonra laboratuvara geçilir ve embriyo takibi yapılır. Yumurta, sperm ile döllenir. Uygun transfer günü doktor tarafından seçilir, bugün 3 ile 5. gün olabilir.
Son olarak hassas bir şekilde yapılan transfer aşaması vardır. İdrara sıkışıkken yapılırsa işlem daha kolay olur. 14 günlük bir süre sonrasında kanda hamilelik göstergesi olan BCHG hormonuna bakılır.