Paylaş
Bu durum bana ergenliğimin başında yaşadığım ve hala kar yağışı denilince aklıma gelen 1987 Mart ayı İstanbul’unu getirir. Şubat tatilinden çıkmış tekrar okula uyum sağlamanın derdine düşmüşken, 4 Mart’ta aniden bastıran kar yağışı, İstanbul’u 15 gün esir almıştı. Yüksek bir yerde oturduğum için ekmek arabaları çıkamıyordu bulunduğumuz yere. O nedenle abim, ben ve babam ekmek ve diğer ihtiyaçları karşılamak için kilometrelerce yol yürüdüğümüzü ve ellerimin neredeyse donmak üzere olduğunu hatırlarım. Rahmetli annem ellerimi ılık suya sokmuştu. Kurtlar şehre inmişti. Benzer bir kar yağışını (ama daha kısa süreyle) 1992 Ocak ayında Bursa’da da yaşamıştım. Uludağ Üniversitesi’ndeki yurttan, İktisadi idari Bilimler Fakültesi’ne gitmek mümkün olmamıştı. Yazarken anılarım canlanıyor.
O zamanlar meteoroloji tahminleri bugünkü kadar başarılı da değildi sanırım. Bugün artık “Winter is coming (Kış geliyor-Game of Thrones dizisinin ilk bölümü ve burada kullanılan bir söz) dendiğinde hepimiz ağır kış şartlarının yaklaştığına ikna oluyoruz.
Ama dert bu kez başka. Soğuk işimizi daha da zorlaştıracak. Zaten pahalı olan ısınma giderini artıracak. Buna bir de tarımsal zararın da eklenme ihtimali var. Umalım ki kötü senaryolar gerçekleşmesin. Karın iyi yanı ise elbette ki su açısından olacak. Yeterli kar yağışı ile barajlar ve sulama göletleri yazın olması muhtemel kuraklıktan bizi kurtaracak. Yağacak kar, bize beyaz bir sayfa mı açtıracak, yoksa yüzümüzü beyaza mı kestirecek birlikte yaşayıp göreceğiz.
Ekonomideki gelişmelerin verdiği kasvet, lapa lapa yağan karla umarım ortadan kaybolur. Elbet temennilerle olmuyor. Yapılacak çok iş var. Bir an önce üretimin, ihracatın döviz girdisinin artması, başta enerji olmak üzere döviz çıktılarının , enflasyonun düşürülmesi gerekiyor. Yoksa bahar gelse de bize bahar da tat vermeyecek. Benzinin 14 lira olduğu bir ortamda bahar gelince kendimizi nasıl kıra bayıra atacağız bilinmez. Lapa lapa yağan karda aile içi ilişkilerimiz güçlendirip sıcak içeceklerimizle günümüzü güzelleştirelim hiç yoktan. Umut fakirin ekmeği. Ya umut edip yaşayacağız, ya da....
Kalın sağlıcakla.
Paylaş