Paylaş
Geçen hafta, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti’nin adayı Alinur Aktaş’ın, SİAD temsilcileriyle bir araya geldiği toplantı bunlardan biriydi. Sayın Aktaş, SİAD temsilcilerine bir süredir yazılan, anlatılan Bursa 2026 Şehir Tasavvuru çalışması hakkında bilgi verdi. Elbette Başkan Aktaş, Bursa’nın etkin gruplarına bunu anlatacak. Ancak bu grup gerçekten önemliydi. Çünkü, Bursa’da yaşanan gelişmelerin ve sorunların en önemli muhataplarıyla bir araya gelmişti Aktaş.
Kısa bir hatırlatma yapalım. Belediye personelinden, vatandaşa, muhtara ve STK’lara kadar farklı alanlarda 15 bin kişi ile yapılmış bir çalışmanın sonuçları paylaşıldı SİAD temsilcileriyle.
*
İlginç sonuçlar var. Bursalılar en büyük sorunu trafik ve ulaşım olarak görüyor. Kentin çok büyümesini istemeyen Bursalılar, AVM’ler yerine arastalar görmek istiyor. Ama aynı Bursalılar, şehrin geleceğinde sanayiyi de birinci sıraya koyuyor. Sorun da burada başlıyor. Sanayinin niteliği, yaratacağı istihdam kapasitesi Bursa’nın geleceğini şekillendirecek. Sanayiciler bile, artık yoğun iş gücüne dayanan klasik sanayi üretimlerine Bursa’da alan açılmasına karşı. Bursa’nın, başta turizm ve tarım olmak üzere çok kıymetli özelliklerinin öne çıkarılmasından yanalar.
Bursalıların bu paradoksunu çözme görevi, yöneticilere düşüyor. Evet, Bursa bir üretim kenti ve bundan vazgeçemeyiz. Ama artık daha az istihdamla, daha yüksek katma değer üreten sanayilere izin verecek, geri kalanını başka yerlere yönlendirecek cesarete ulaşmak zorundayız. Başkan Aktaş, geldiğimiz noktadan geri dönüp, 300 bin nüfuslu Bursa’yı hayal edemeyeceğimizi, planlarımızı mevcut duruma göre yapmamız gerektiğini ifade ediyor. Eyvallah. Her yıl eklenen en az 30 bin insana rağmen Bursa’yı 3 milyonlarda tutabileceksek, başarının en büyüğünü elde etmiş oluruz. İstihdamı da sanayi ağırlığından, turizm, diğer hizmet alanları ve tarıma kaydırabilirsek Bursa’dan mutlu kent olmaz. Tabi buna trafik sorunun çözülmesi ve çevre kirlenmesi sorunlarının çözümü de eklenirse.
ÇINAR GÖLGESİ
Burada Başkan Aktaş’ın “Kirlenmeyeceğiz, kirletmeyeceğiz ve kirletenlere asla izin vermeyeceğiz” sloganı devreye giriyor. Umarım kararlığını seçimi kazanması durumunda da sürdürür. Bu konuda Hamitler Çöp Toplama alanını kaldıracaklarını belirterek de ifade ediyor Aktaş. Belki de en sevdiğim cümlesi, çocuklarımıza bina gölgeleri değil çınar gölgeleri bırakmaya ilişkin olanıydı.
İstenirse, cesaretle ranta karşı durulursa, neden olmasın? Bursa gibi kıymetleri olan kaç şehir var ki? Neden olmasın?
*
Halkı daha çok büyümeye değil nitelikli gelişmeye inandırmak önemli görünüyor. Bursa sanayisi zaten dünya ile uyum içerisinde kabuğunu değiştirecek. Bu alanlarda istihdamı artırmak şehrin temellerine dinamit koymak demek. Bursa’nın 3-3.5 milyonluk bir kent olarak, 2050 vizyonunu geliştirip, tarihinden, doğasına, Uludağ’ından sıcak suyuna kadar turizmle harmanlayıp, tarım alanlarını koruyarak ve yatay mimari ile sürdürülebilir kentleşmenin örneği olması, sadece Aktaş’ın değil tüm adayların söylemi. Yapılan çalışma Bursalıların da isteğinin bu yönde olduğunu gösteriyor. O halde Bursalıların istediğini yaparak obez bir Bursa’ya izin vermeyelim. Kalın sağlıcakla.
Paylaş