Paylaş
Umudu barındırır; ama geri dönüşleri de. “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” sözü, ne de güzel anlatır durumu.
Bu kez durum biraz daha farklı. Sadece doğanın uyanmasını, cemreleri, nevruzu değil, pandemiden kısmen özgür kalmayı da kutlayabilmeyi umuyoruz mart ayında. 1 Mart 2021, pandemide yeni bir tarihi kavşak olarak yerini alacak. Geçen yıl mart ayında başlayan, zaman zaman ferahladığımız ama bir türlü sonlandıramadığımız Covid-19 virüsüyle mücadelemizde yeni bir tarihi.
Artık yerel kararlar alınacak, kapanma ya da açılmaya ilişkin olarak. Karar alıcıların işi çok ama çok zor olacak. İnsanları evlerinde tutmak gittikçe zorlaşıyor. Son bir aydır bunu herkes hayatının içinde yaşayarak görüyor.
Marketler, hafta sonu hafta içinden daha kalabalık. Parklar dolup taşıyor. Bir tek restoranlar kapalı. Bir de araçla yola çıkanlar dikkatli davranıyor, polise yakalanmamak için. Onun dışında sokağa çıkmak gayet normal artık. O halde bu gerçek üzerinden bir formül de şart sanırım.
Kapalı mekanları, hiç değilse aşılamada biraz daha yol aldıktan sonra açsak bile, açık havada yapılabilecek etkinliklere biraz daha sıcak bakmak gerek herhalde. İnsanımız bunaldı. Sosyal ihtiyaçlarımız, görünmeyen virüs tehlikesine karşı tavır almamızı zorlaştırıyor. Dikkatli ama biraz nefes aldıracak önlemler de şart doğrusu.
Dünyada işler iyi gitmiyor. Türkiye günlük bulaş rakamında, 25 Şubat tarihi itibariyle 11. sırada yer alıyordu. Aynı gün toplam ölüm sıralamasında ise 18’inci. Milyon kişi başına ölümde ise 75. sırada bulunan Türkiye’de işler ne çok iyi, ne de kara yas kara kışlık bir durumda.
Hayat devam ediyor. Bir yıldır korku, endişe ve umutsuzluk yaşayan milyarlarca insan var. Biraz ferahlamaya herkesin hakkı var. Mart kapıdan baktırıp kazma kürek yaktırmasın; ama en azından kapının eşiğinde de oturabilelim artık.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş