Paylaş
İşin içinde olanlar bile, yol gösterecek bir fener arayışında. Sisin içinde giden gemiler gibiyiz hepimiz. Gemi kaptanlarının işi zor. Herkes kendi evinin, bütçesinin kaptanı. Bir de iş yerlerini bu sisten çıkarmaya çalışanlar var ki, işleri hepten zor.
Sanayici dertli. Eskiden olmayan maliyetler ortaya çıktı. Buna katlanmaya hazırız deseler bile, maliyetine katlanacakları malzemeleri ve çözümleri bulmakta zorlanıyorlar. Üretim başladığında ne olacağına ilişkin bazı soruları var.
*
Birincisi, üretim başladığında, çalışanları içinde, Covid-19 nedeniyle ölüm gerçekleşirse ne olacağına ilişkin. Olayın iş kazası olarak değerlendirileceği iddiaları iş dünyasını endişelendiriyor. Oldukça sıkıntılı bir durum. Umalım ki öyle olmaz. Bu durumda kimse iş yerini açmak istemez.
İkinci bir temel sorun servisler. Sosyal mesafe kuralına uymak durumunda kalındığında ek servis ihtiyacı doğuyor. Bu durum maliyeti katlıyor kuşkusuz. Maliyet de artmasına rağmen, iş dünyasının derdi şu anda, ek servisin nasıl bulunacağında. Malum servis plakası sayısı belirli miktarda. İş dünyası buna çözüm bulmakta zorlanıyor ve yetkililere durumu aktarıyor.
*
Bir diğer sorun maske. Burada rakamlar çok büyük. Maskenin satışı yasak. Dağıtım, merkezi olarak yapılıyor. İş dünyası maske sıkıntısının üretim başladığında had safhaya çıkmasını bekliyor.
Bursa’da 4A’lı (Yani işçi statüsünde) sigortalı çalışan sayısı 700 bin civarında. Memur 80 bin, esnaf yine 80 bin civarında ve çiftçiler de 15 bin gibi.
4A’lı çalışanların yarısı 20 kişiden fazla çalışan iş yerlerinde. Hadi memuru devlet maskelendirse, Esnaf kendi sorununu kendi çözse, çiftçi zaten çok sosyal mesafe ile ilgili iş yapmıyor desek bile, hala günde 500-600 bin kişinin maske sorunu var demektir. Hele hele bu maskelerin belirli sıklıkta değişmesi gerektiğini düşünürsek, çözüm için farklı bir anlayış gerektiği de ortadadır.
*
İş dünyası, Bursa’nın kendi maskesini üretme gücünün olduğunu düşünüyor. Bursa’ya özgü bir çalışma yapılmasını talep ediyor. İş yerleri açıldığında. Günde en az 2 maske takılsa ve ayda 22 gün çalışılsa bile maske ihtiyacının 22 milyon olması bekleniyor. Bu rakamı çok az bulan ve 50 milyon aylık maske ihtiyacı olacağını söyleyenler de var.
Rakam ortada. Maskeyi bir aksesuar olarak değil koruyucu olarak kullanacaksak, buna bir çözüm de bulmamız gerekiyor. Artık, salgın sonrası için iş dünyasının, çalışanların temsilcilerini bir araya gelip sorunları ve çözüm yollarını konuştukları il bazında kurullar oluşturulmalı. Sorunlar bölgesel farklılıklar da gösteriyor kuşkusuz. Bu kurullarda elde edilecek çıktılar, Ankara’ya da iletilmeli. Umalım ki salgın sonrasına bir an önce hazırlanabiliriz. Sokaklara çıkmamıza az kaldı. Dişimizi biraz daha sıkacağız. Sonrasında ekonomik yıkımı tamir etmemiz gerekecek. Koşulları hazırlarsak onun da üstesinden geliriz.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş