Paylaş
Sorunlar belli, çözümler de keza öyle. Trafik, yapılaşma, yeşilin kaybı ve çevre. Çevre nedense hep gerilerde. Küresel ısınmanın artık geri dönülmez yola girdiğini yaşayarak öğreniyoruz. Günlük çıkar çatışmaları yakında yaşam alanlarının daralacağı ve zorlaşacağı için ya daha büyük bir boyuta taşınacak ya da aklı selim hakim olacak ve elbirliği ile yaşanır bir dünyayı inşa edeceğiz. İkincisi daha güç görünüyor ancak başarmak zorundayız.
Geçen hafta BUSİAD Çevre ve İş Sağlığı Uzmanlık Grubu’nun Bursa’da Hava Kirliliği Paneli’ndeydim. Okumuşsunuzdur. Eski büyükşehir belediye başkanlarından Erdoğan Bilenser, çevre sorunlarının Bursa, Türkiye ve dünya için ilk sırada yer alması gerektiğini güçlü bir şekilde vurguladı. Ben bugün size, aynı paneldeki iki ismin sunumlarındaki çarpıcı bilgileri aktarmak istiyorum.
Bu arada, ben de çevre sorunun en temel sorun olduğunu düşünenlerdenim. Çevreyi başa koyarsanız, trafik-ulaşım, yapılaşma, sanayi ve tarım gibi konulara da bu gözle bakarsınız.
DEĞERLER VAHİM...
İlk olarak BUSİAD Çevre ve İş Sağlığı Güvenliği Uzmanlık Grubu ce Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Doç. Dr. Efsun Dindar’ın 2018 Yılı Bursa Hava Kalitesi Raporu’yla başlayalım. Bursa’daki 6 ölçüm istasyonundan Osmangazi’de olanın durumu gerçekten vahim. Bu istasyonda, 2018 yılı için ulusal sınır olan 60 [μg/m³] PM10 değeri, 24 saatlik ortalama yıl içerisinde 298 gün geçmiş. Yani sadece 65 gün temiz hava solumuş Osmangazi’de oturanlar. O da bizim sınır değerlerimizle. Avrupa Birliği sınır değeri 50 [μg/m³] ise 331 gün aşılmış. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından PM10 için yıllık ortalama 20 [μg/m³] olarak belirlenen sınır değer Osmangazi Uhkia İstasyonu için 99 [μg/m³]. Varın siz düşünün.
Gelelim panelde konuşan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı İmmünoloji ve Alerjik Hastalıklar Bilim Dalı Başkanı Doç Dr Dane Ediger’in sözlerine. 2017 rakamlarına göre Bursa hava kirliliğinde 4. şehir. 2011’de havadaki partikül madde (PM10) miktarı 68 (μg/m³) iken 2015’te 105’e çıkmış. Doç. Dr. Ediger, astım ve alerji ile hava kirliliğinin doğrudan ilişkisi olduğunu söylüyor. Ayrıca Ediger, Bursa’da hava kirliliğinden 3 bin 98 kadar erken ölüm yaşandığı tahminini de ortaya koyuyor.
Yani diyeceğim o ki. Havanız, suyunuz, toprağınız kirli ise ve daha da çok kirlenme ihtimali yüksekse, ulaşım da, yapılaşma da önemini yitirir. Önce nefes almalıyız, su içip, yemek yemeliyiz. Önce çevre denmesi boşuna değil.
Kalın sağlıcakla diyerek bitiririm bütün yazılarımı; ama hiç de kolay değil sanırım.
Paylaş