Paylaş
Tarımın uzun yıllar en önemli kentlerinden olmuş Bursa. Hala da özellikle meyvecilikte öyle. Sonra sanayi ile tanışmış neredeyse 100 yıl önce. Son 50 yıldır da otomotivin başkenti olmuş. Turizmde de elinde müthiş değerler olmasına rağmen istediği randımanı alamamış bir kent Bursa.
Bursa, kadim bir kent olmasının getirdiği birikimle yenilikleri de hayata geçirebilen bir şehir. Bu şehirde 10 yıldır, BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu’nun genç beyinlerinin canla başla çalıştığı Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu düzenleniyor. Geçen hafta düzenlenen sempozyumda, tam bir izdiham yaşandı. Salona giremeyip geri dönen insanların olduğu bir sempozyum hayal edin. Siz deyin 800 kişi, ben diyeyim bin kişinin katıldığı bi sempozyum. Dedim ya geninde yenilik var bu şehrin.
*
Konuşmacıların da etkisi büyüktü elbette katılımda. Serdar Kuzuloğlu, yenilikçilik kökenlerini anlatırken aslında biraz da Bursa’yı tanımlar gibiydi. Dert olmadan derman üretilemeyeceğini ifade ederken Kuzuoğlu, Bursa’nın dertleri geldi aklıma. Kuzuloğlu, bu dertlere çözümlerin ise ancak bir kültürle üretilebileceğini söyledi ki, bu kültür de Bursa’nın tarihine bakınca, bazen flu da olsa var sanırım. Son olarak geleceğin, geçmişe bakarak inşa edilebileceğini kaydetti Kuzuloğlu ki, işte burada Bursa çok şanslı.
Derdi orantısız büyümesi ve doğal varlıklarını kaybetme tehlikesi Bursa’nın. Acil çözüm üretmek için herkes biraz kafa yoruyor. Turizm, tarım ve katma değeri yüksek teknolojik ürün üretmek Bursa’nın en çok tartıştığı konular.
*
Bursa, ipek üretimi, buradan tekstile geçiş ve son olarak otomotiv sektörünün kente nüfuz etmesiyle bir kültüre sahp zaten. Özellikle muhacirlerin bu kente kattığı çalışma disiplin ve azmi genlerine işlemiş durumda kentin. Bir sorun varsa, bu kentin dinamikleri bazen geç de olsa çözümler üretmiş.
Tarihi birikimlerinden de dersler almayı becermiş. Kozahan’a gelen ipeğin kesilmesiyle, kendisi ipek üretmiş, ardından tekstilde akla gelen ilk kent olmuş. At arabaları üretirken, karoseri ve otomobil üretmeye başlamış. Batılı otomotiv üreticilerinin özellikle yan sanayideki insan birikimini sık sık övdüğüne çok tanıklık ettim. 50 yılda önemli bir birikim yapmış Bursa.
Bu sempozyumun belki de en önemli yanı kendi gerçeğimizi görme şansını elde etmemiz oldu. Bursa’nın karar vericileri ve sanayinin önemli isimleri de sempozyumda yerini almıştı.
*
Katılımın yüksekliği Serdar Kuzuloğlu’nu bile şaşırttı. Ama Bursa farklı bir kent. Geleneğini de biliyor, yeniliğe de aç. Yüzyıllardır olduğu gibi. Kuzuoğlu, sempozyumda Jeff Bezos’un şu sözünü aktardı: “Ben 10 yıl sonra nelerin değişeceğini değil, nelerin değişmeyeceğine kafa yordum.”
Yani, geleceğe hazırlıklı olmak için, bir derde, yenilik yaratma kültürüne ve insanlık tarihinin nereden nereye doğru evrildiğini anlamamıza ihtiyacımız var. Bu potansiyel de Bursa’da ve Türkiye gençliğinin içinde var. Yeter ki bu potansiyeli dışarı çıkarabilelim.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş