Paylaş
Seçim öncesi hükümetten hiç de beklemediğim bir şekilde imar barışı ismiyle bir düzenleme geldi. Ne deniyordu özetle düzenlemede, 31 Aralık 2017’ tarihinden önce yapılan kaçak yapılara “Yapı Kayıt Belgesi” verilecek. Peki bu belge ile ne olacak, sanki buraların elektriği, suyu yokmuş gibi, elektrik ve su bağlanabilecek, haklarında yıkım kararı varsa durdurulacak. Peki ne zamana kadar? Kentsel dönüşüm yapılana kadar.
İyi de kentsel dönüşümde aynı hak korunacak mı? Hayır. Oradaki imar izni ne ise o yapılacak. Örneğin, 200 metrekare taban alanlı 5 katlı bir bir inşaat yaptınız yasalara uymayan şekilde. Yapı Kayıt Belgesini de aldınız. Ama orada 125 metrekare ve 3 kat izni var. Binanız kentsel dönüşüme gitti. O halde 1000 metrekare kapalı alanlı binanız 375 metrekare olarak dönüşecek. Ama siz 1000 metrekare için Yapı Kayıt Belgesi ücreti ödemiş olacaksınız.
RİSKLİ BİNALAR...
Durum böyle olunca binanız riskli bile olsa kimse sesini çıkarmayacak. Çünkü bina yıkılırsa birileri açıkta kalacak. Hele binanız fay hatları üzerindeyse hepten durum vahim. Anlayacağınız 15 milyon olduğu iddia edilen imara uygun olmayan bağımsız alandan toplanması beklenen 40-50 milyar lira devletin kasasına gidecek ama siz bundan ne elde edeceksiniz ben anlamadım. En fazla evinize kredi çıkmıyorsa bankalar nezdinde burası yasallaşacağı için bir başkasına satma şansınız olacak. Bu da bir şey diyorsanız siz şanslısınız. Ama bina yıkılırsa altında kalan sadece molozlar olmayacak gibi.
Bu işe keşke daha kalıcı bir çözüm üretilebilse. Keşke, kentler gerçekten ihtiyaca uygun dönüşebilse, bırakın bina dönüşümünü, hatta ada dönüşümünü, mahalle bazlı dönüşümler yapılabilse. İnsanlar, 5 katlı binada otururken, dönüşümle 10 katlı yerlerde oturmak zorunda kalmasa. Parkları, sosyal donatıları, altyapısı güçlü dönüşümlere tanık olabilsek. Ve bunu 5-10 yılda yaptıktan sonra, 100-200 yıl geri dönüp bakmasak.
2009 yılında Danimarka’nın Başkenti Kopenhag Nyhavn’da bir binanın üstünde 1756 tarihini görünce çok hayıflanmıştım. Ve bu binada halen yaşayan insanlar var. Sadece Danimarka mı? Hayır Avrupa’nın pek çok yerinde durum aynı. Yüzlerce yıldır ayakta olan binalar. Hiç de öyle dönüşüm ihtiyacı hissetmiyorlar. Kurallar katı. Birileri rant elde edecek diye geçmişlerine ihanet etmiyorlar. Biz de ise 30 yıllık binalar dönüşüme gidiyor.
FAY HATLARI...
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, geçen ay yaptığı bir açıklamada uyarıyor: “Bursa’nın planlamalarda fay durumu, tehlike kuşağı ve sakınım bantlarının belirlenmesi gerekiyor. Buna göre yapılaşmaya gidilmelidir. İmar barışı bu iş için fırsat olmalı. İlimizdeki binaların yaklaşık yüzde 60’ı kaçak ve mühendislik hizmeti almamış binalar olduğu, merkezden aktif 3 fay hattı geçtiği ve bunun bakanlıklarca kabul edilen haritalarda yayınlandığı bir kent olan Bursa’mızın bu konudaki hassasiyeti göz önüne alınmalıdır. Aksi takdirde oluşacak bir depremde can ve mal kaybının suçluları sorumsuz davranan idareciler olacaktır. ”
Bir yerde sıkışan ekonomi ve gelecek milyarlarca lira, diğer tarafta çarpık kentleşme ve depremde ölüm tehlikesi.
Geçmiş Bayramınız kutlu olsun.
Kalın sağlıcakla.
Paylaş