Paylaş
‘Geride Kalanlar’ bir Noel filmi ve bizde ne yazık ki vizyona geç giriyor. Ama ne zaman izlerseniz izleyin etkileneceksiniz.
Geride Kalanlar
◊ Yönetmen:
Alexander Payne
◊ Oyuncular:
Paul Giamatti, Dominic Sessa, Da’Vine Joy Randolph, Carrie Preston,
Brady Hepner, Ian Dolley, Jim Kaplan, Michael Provost
ABD yapımı
New England, 1970’lerin başı… Zengin çocuklarının öğrenim gördüğü Barton Akademisi adındaki yatılı okulda, öğrencilerin pek sevmediği tarih öğretmeni Paul Hunham’ı yaklaşan Noel sırasında zorlu bir süreç beklemektedir. Ailelerinin yanına gidemeyen birkaç çocuğa hamilik yapacaktır. Kalanlardan çoğu nihayetinde bir şekilde gider ve içlerinden sadece biri, tarih dersi iyi olmasına rağmen Hunham’la arası mesafeli olan Angus Tully kalır. Koskoca binada artık Paul, Angus ve mutfak sorumlusu Mary Lamb vardır. Bu süreçte baştaki dengeler değişecek, açıklıklar bazen daha da uzaklığa dönüşecek, bazen kapanacaktır.Da’Vine Joy Randolph (solda) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’yu alabilir.
Tam bir ‘Yalnızlar rıhtımı’ yönetmeni olan Alexander Payne, yine o yakıcı üslubunu, bakışını, melankolik havasını, dıştan ilk bakışta hemen sevilmeyen ama içten pırıl pırıl kalplere ve duyarlılıklara sahip karakterlerle ördüğü dünyasını yeniden inşa ettiği bir hikâye bulmuş. Girişte konusunu özetlediğim son filmi ‘Geride Kalanlar’la (The Holdovers) yine yüreğimize seslenmiş. En muhteşem yapıtı olan ‘Sideways’de (2004) başrolünü emanet ettiği Paul Giamatti’yle yollarını yıllar sonra yeniden keşistirmiş. Bu yapımda Payne kariyerinde ikinci kez kendisinin kaleme almadığı bir senaryoyu (David Hemingson yazmış) çekmiş. Öykünün üç temel direğinden tarih öğretmeni Paul tipik bir Payne karakteri. Kendi doğrularından emin, hafif kibirli, dışlanmış, kendi ahlaki çizgisinde tutarlı bir öğretmen. Zengin çocuklarının okulunda görev yapıyor ve onları bir nebze ‘cahillikten’ kurtarmak için mücadele ediyor. Öğrenci Angus ise zeki ve Paul için çetin ceviz. Noel’de annesinin yanında olmayı hayal ederken onun üvey babasıyla Karayipler’de olduğunu ve bir anlamda istenmediğini anlıyor. Zaten kapanmayan ve kapanmayacak gibi görünen bir acısı var; babasının yokluğu… Mutfağın hâkimi Mary ise çok yakın bir zaman önce Barton’dan mezun olan oğlu Curtis’i Vietnam cehenneminde kaybetmiştir ve bu onsuz geçireceği ilk Noel’dir… Bu hüzünlü dinamikler çerçevesinde kurulan üçgende ruhen yaralı kalpler arasındaki mesafeler kısa zamanda azalır. Hoş Paul’le Angus arasındaki didişme ve zıtlaşma hiç bitmez ama kalplerindeki katı bölgeler giderek daha yumuşak sulara kendini teslim eder. Okuldan taşıp Boston’a yapılan geziyle de birlikte şefkate, ilgiye, sevgiye muhtaç bu üç insan yalnızlıklıklarını birlikte kalabalığa dönüştürür.
Yılın en iyilerinden
Bu öyküde Charles Dickens’ın ünlü Noel klasiği ‘A Christmas Carol’ (Bir Noel Şarkısı) kitabından ve kahramanı Scrooge’dan izler, tatlar, çağrışımlar olduğu kesin. Bense ‘Geride Kalanlar’ı kendime çok yakın hissettim. Çünkü film beni 1975-81 yılları arası orta ve lise dönemimde yatılı okuduğum Arifiye Öğretmen Okulu günlerine götürdü. Hafta sonu evci çıkılmadığı dönemler ya da eskaza bayram tatiline gidilmediği zamanlar tıpkı öyküde olduğu gibi hüzün, melankoli, yalnızlık duygusu okulda kalanların üzerine çökerdi. Kitap okumak, top oynamak veya televizyon seyretmek bu tür kasvetli ortamı giderici çareler olarak belirirdi. Bazen onlar bile yetmeyebiliyordu ama çocukluğun neşesi ve enerjisiyle bir şekilde her şeyin üstesinden gelinirdi.
İnsana ve hayata dair küçük detayların önemine de dikkat çeken bu film yılın en iyilerinden. Ki Alexander Payne’in yapıtı En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Senaryo ve En İyi Kurgu dallarında Oscar’a aday. Ben olsam ‘Geride Kalanlar’a En İyi Film, Paul Hunham’da karşımıza gelen ve muhteşem bir performans ortaya koyan Paul Giamatti’ye En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini verirdim. Akademi de sanırım mutfak sorumlusu Mary’de izlediğimiz Da’Vine Joy Randolph’a En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’yu verecek. Angus’ta Dominic Sessa da çok iyiydi.
‘Geride Kalanlar’ komik anlara da sahip bir Noel filmi ve bizde ne yazık ki vizyona geç giriyor ama duygusu ve hissettirdikleri o kadar güçlü ki ne zaman izlerseniz izleyin fazlasıyla etkileneceksiniz.
Diğer seçenekler
Geçmişine ait unutmaya çalıştığı bir dönemden, Saul’la karşılaşınca hayatı beklenmedik bir yöne savrulan Sylvia’nın öyküsünü anlatan ‘Hatır’ (Memory) Michel Franco imzasını taşıyor. Filmin başrollerinde Jessica Chastain, Peter Sarsgaard, Merritt Wever ve Brooke Timber var.
Haftanın menüsündeki diğer yapımlar şöyle: ‘Hayali’ (Imaginary/Yön: Jeff Wadlow), ‘Tetikçi’ (Freelance/Yön: Pierre Morel), ‘Emanet’ (Yön: Ali İlhan), ‘Hayatımız Roman’ (Yön: Savaş Sancak), ‘Rahha’ (Yön: İlker Çavga), ‘Minik Fare ve Sevimli Ayının Maceraları’ (Ernest and Celestine: A Trip to Gibberitia/Yön: Jean-Christophe Roger-Julien Chheng), ‘Süper Kahramanlar: Sihirli Dünya’ (Crazy Kwai Boo: Sanxingdui Spirited Away/Yön: Yunfei Wang).
SİYAD ÖDÜL TÖRENİNİN ARDINDAN
‘Komedi filmleri diye ayrı bir kategori yapın!’
Yıllardır yazılı ve görsel basında sinema üzerine yazıp çizen insanların ortak çatısı niteliğindeki Sinema Yazarları Derneği’nin (SİYAD) bir önceki yılın ürünlerinin sahiplerine verdiği ödüller, sektörün en gönülçelen yanlarından biridir. Çünkü yazılarında eleştirdiği, bazen yerden yere vurduğu, bir anlamda kalplerini kırdığı (!) eser sahiplerinin, oyuncuların, senaristlerin, set çalışanlarının, yani bir filmi oluşturan herkesin gönlünü alma fırsatıdır bu. 2023’e ait karne dağıtımı da 4 Mart Pazartesi gecesi İstanbul Modern’in sinema salonunda yapılan törenle gerçekleştirildi. Geceden en çok ödül alan isim Nuri Bilge Ceylan ve filmi ‘Kuru Otlar Üstüne’ oldu. İlk gösterimini Cannes’da yapan ve oradan Merve Dizdar’a verilen En İyi Kadın Oyuncu ödülüyle dönen yapım, sinema yazarları jürisi tarafından da tam 9 dalda ödüllendirildi.
SİYAD törenleri geçmişte nedense Oscar törenleriyle kıyaslanırdı ve “Niye onlar gibi şaşaalı bir tören düzenlenmiyor” denirdi. Bu yorumu genellikle rahmetli Hıncal Uluç yapardı. Oysa bu derneğin amacı sinemaya meşakkatli bir sanat olarak bakanları ve onların ortaya çıkardıklarını anlamlandırmaktı, törenleri de mütevazı olurdu. Bu yıl da sade ama kayda değer bir tören yapıldı. Necmettin Çobanoğlu, Lale Belkıs, Tomris Giritlioğlu gibi sinemamızın emekçileri hatırlandı. Belkıs’a ödülünü veren Ata Demirer hâlâ SİYAD’dan ödül alamadığına vurgu yaptı ve “Bari komedi filmleri diye ayrı bir kategori yapın” tavsiyesinde bulundu.
En İyi Yardımcı Erkek ödülünü alan Cem Davran, Nuri Bilge Ceylan’la Zeki Demirkubuz arasında yaşananlara gönderme yaptı ve “Araya girmek istemiyorum” (!) diyerek geceye renk kattı. Tören sektör için bir buluşma fırsatıydı ve ödül alan-almayan ama bu vesileyle hasret gideren onca emekçisiyle yaşandı ve bitti. Önümüzdeki törenlere bakalım…
Paylaş