Paylaş
Yakında gösterime girecek iki filmin, ‘Birdman’ ve Big Eyes’ın yolları kesişen iki sahnesi var -ki bu sahnelerin asıl kesiştikleri noktada bizim meslek beliriyor-. Söz konusu iki yapımda da şu türden cümleler kuruluyor: “Ah sizler yok musunuz, ‘Sanatçı olamadım bari eleştirmen olayım’ dediniz. Çünkü yeteneğiniz ancak buna yetiyor.” Tesadüf bu ya, ‘Birdman’ ve ‘Big Eyes’ gösterime girmeden gardımızı alacak bir yapım gösterimde: ‘Hayatın Kendisi’ (Life Itself’).
Bu kendine özgü belgesel, ‘Sinema eleştirmenliği’ denilen mesleği belli ölçüde akademik çizgilerden kurtaran, herkesi kucaklayabilen yazılarla icra eden ama bilgisini görgüsünü gösteren, yeri geldiğinde alabildiğine derin takılabilen ve her şeyden öte sinema sevgisini her daim belli eden bir eleştirmenin öyküsünü perdeye taşıyor.
‘KAVUK’ ONDAN ÖNCE PAULINE KAEL’DEYDİ!
5 üzerinden 4 yıldız
Amerikan sinema eleştirmenliği geleneğinde ‘Kavuk’, uzun yıllar New York Times’ta yazan Pauline Kael’in elindeydi. Kael başka disiplinlerden beslenen bakış açısıyla sert, acımasız ve ama beğendiğinin de hakkını veren zorlu bir kalemdi. Onu tanımlarken ‘Elitist’ ifadesine kolaylıkla başvurabilirdiniz. Roger Ebert ise sonraki dönem, ‘Kavuk’u ele geçiren ama Kael’in zıddı bir yerin tarifiydi. Chicago Sun-Times’ta yazması bile bazı şeylerin altını yeterince çiziyordu: New York ya da Los Angeles dışında bir merkezden sesleniyor ama kendisini sevdirmeyi başarıyordu.
‘Pulitzer alan ilk sinema eleştirmeni’ unvanıyla yeterince tarihi özelliklere sahip olan Ebert, asıl ününü Chicago Tribüne’ün eleştirmeni Gene Siskel’la yaptığı işbirliğiyle sağladı. İkili önce ‘Sneak Previews’ sonra da ‘At the Movies’ adlı televizyon programlarıyla, filmler kadar o filmleri yere batıran ya da göklere çıkaran eleştirmenlerin de ilgi görebileceklerini kanıtlamış oldu! Özellikle beğendikleri filmler için başparmaklarını kaldırmalarına verilen ‘Two thumps up’ ifadesi, onlara özgü bir film değerlendirme sistemi olarak akıllarda yer etti.
Basketbol belgeseli ‘Hoop Dreams’le tanınan Steve James, 2013’te yakalandığı amansız hastalık sonucu aramızdan ayrılan bu efsane eleştirmenin öyküsünü, ‘Hayatın Kendisi’yle sonsuza taşıyor. Meslek hayatının ilk yılları, Siskel’la bitmez tükenmez çekişmeleri, 50 yaşında “Meğerse yıllardır seni arıyormuşum” diyerek hayatını birleştirdiği Chaz’le ilişkileri ve nihayetinde yakalandığı kansere karşı yazarak ayakta durma çabası; film tüm bu duraklara uğruyor ve son derece hüzünlü ve etkileyici bir belgesel olmayı başarıyor. Belgesel boyunca Richard Corliss, A.O. Scott, Jonathan Rosenbaum gibi eleştirmenlerin yanı sıra Martin Scorsese, Werner Herzog, Errol Morris, Ramin Bahrani, Ava DuVernay gibi yönetmenler, Ebert hakkındaki görüşlerini paylaşıyorlar… Kim bilir, biz bir meslek büyüğümüzü anlattığı için beğendik bilemiyorum ama ‘Hayatın Kendisi’, sinema sevgisiyle yoğrulmuş herkesin hoşlanacağı bir yapım, kaçırmayın derim...
HAYATIN KENDİSİ
Yönetmen: Steve James
Oyuncular: Roger Ebert, Gene Siskel, Chaz Ebert, Errol Morris
ABD yapımı
Paylaş