Lütfen birbirimizi yemeyelim

‘Kemikler ve Her Şey’, yamyam bir kızın dünyada yalnız olmadığını anlamasını ve aynı türden dertlere sahip bir gençle yaşadığı tutkulu aşkı anlatıyor. Luca Guadagnino imzalı yapımda Maren adlı ana karakteri canlandıran Taylor Russell muhteşem oynuyor.

Haberin Devamı

Maren bir yamyamdır ve insan eti yer. Dış dünyayla arasına konulan engeller, ondan ziyade başkalarını korumaya yöneliktir. Babası 18 yaşına geldiğinde doğum belgesini ve hayatına ilişkin ‘çıkan kısmın özeti’ şeklinde tanımlanacak bilgilerle dolu bir kaseti bırakarak onu terk eder. Artık tek başınadır ve neden böyle bir yapıya sahip olduğunu anlamak için hiç tanımadığı annesini aramaya başlar.

Lütfen birbirimizi yemeyelim
Filmin yaratıcısı Luca Guadagnino, bu çalışmasıyla Venedik’te 'En İyi Yönetmen’ ödülünü kazandı.

Yolculuğu esnasında bu dünyada yalnız olmadığını, kendi gibilerin de bulunduğunu anlar. Gecenin karanlığında tanıştığı Sully adlı yaşlı bir adam, aynı familyadan olduklarını, kokusunu çok uzaktan aldığını, türlerinin ‘Yiyiciler’ ve ‘Besleyiciler’ şeklinde ikiye ayrıldığını ona anlatır. Yine karşısında çıkan bir başka ‘türdaşı’ genç Lee ile aralarında duygusal bir bağ oluşacaktır...
Daha çok ‘Beni Adınla Çağır’la (Call Me by Your Name) tanınan Luca Guadagnino’nun imzasını taşıyan ‘Kemikler ve Her Şey’ (Bones and All) 80’lerde geçen bağımsız bir yol filmi tadında... Camille DeAngelis’in romanından uyarlanan yapımın senaryosu David Kajganich’e ait. Öykü, varoluşunun kaynaklarına inmeye çalışan Maren’in arayışları üzerine kurulu. Benzer sorunları yaşayan Lee, onun için önce bir yaren, sonra da tutkulu bir aşkın ifadesi olacaktır.

Haberin Devamı

Lütfen birbirimizi yemeyelim

‘Kemikler ve Her Şey’i izlerken aynı hatta dolaşan birçok film akla geliyor; normallerin arasında tutunamayanları, bazen suçlu, bazen de ‘mahlukat’ kimlikleriyle ötekileşenleri anlatan yapıtlar. Arthur Penn’in ‘Bonnie ve Clyde’ı, Terrence Malick’in ‘Badlands’i, Oliver Stone’un kült filmi ‘Katil Doğanlar’ı, David Lowery’nin ‘Ain’t Them Bodies Saints’i gibi... Gerçi öykü birinci elden akrabalık olarak Tomas Alfredson’un ‘Gir Kanıma’sına daha yakın tabii ki...

Ana karakterleri Virginia, Kentucky, Indiana, Nebraska ve Minnesota gibi yerlere uğrayan filmin yaratıcısı Luca Guadagnino, bu çalışmasıyla bu yıl Venedik’te En İyi Yönetmen ödülünü kazanmıştı. ‘Kemikler ve Her Şey’de Trent Reznor ve Atticus Ross’un gitar tınılarıyla fazlaca geriliyoruz ve ustalıklı bir reji gösterisi izliyoruz. Yönetmen, basın notlarında şunları söylemiş: “Bütün filmlerim dışlanmışlar hakkındadır. Haklarından mahrum bırakılanlarda ve toplumun sınırlarında yaşayanlarda beni çeken, duygulandıran bir şey var.”

Bazı sahneler zorlayıcı

Bu açıdan ‘Kemikler ve Her Şey’, Guadagnino filmografisi içinde tutarlı bir adım diyebiliriz. Ama bana kalırsa yeni bir şeyler söyleme çabasından uzak. Daha doğrusu bu türden varoluşu sorgulayan ve tutunacak dal arayan karakterleri, yukarıda adını andığım yapımlar dolayısıyla defalarca izledik. İtalyan yönetmen Amerikan kırsalında çektiği bu çalışmasında farklı olarak belki fazla kanlı bir yapıta imza atmış. Gerçekten de kimi sahneleri itibariyle bu filmi izlemek zor bir çaba sayılabilir.

Lütfen birbirimizi yemeyelim

Oyunculuklara gelince de durum şöyle: Timothée Chalamet ‘Beni Adınla Çağır’dan sonra bir kez daha aynı yönetmenle çalışırken Lee’de bir antikahraman portresi çiziyor. Sully’de Mark Rylance tüylü şapkası ve otantik motiflerle süslü giysisiyle son derece ürkütücü bir karaktere hayat veriyor (Stephen King uyarlamalarından fırlamış gibi aynı zamanda). Filmin ışıldayan yıldızı ise ‘Waves’ten de hatırladığımız Taylor Russell. Kanada doğumlu sanatçı Maren’de muhteşem oynuyor, performansıyla En İyi Kadın’da Oscar’a aday olabilir.
Lütfen birbirimizi yemeyelim
Maren’i canlandıran Taylor Russell performansıyla En İyi Kadın’da Oscar’a aday olabilir.

Son dönemde ‘Hüzün Üçgeni’ ve ‘The Menu’ itibariyle yemek masalarında geçen sinir bozucu sahneler izlemiştik. ‘Kemikler ve Her Şey’ bu çıtayı daha da yükseltiyor! Guadagnino’nun filmi kalbiyle midesi (!)
arasında gidip gelen kahramanlarıyla ilgiye değer bir yapım. Ama iş Hannibal Lecter olunca uzak durduğumuz bir mesele, romantik bir formatta karşımıza gelince tavrımız değişmesin derim!
İnsanlar tarih boyunca birbirlerini yiyip durdu. Bu mesele ‘metafor’ olarak ilginç tabii ki ama malum, işi uygulama boyutunda ele alan filmleri izlemek çok zor oluyor. Naçizane bunu hatırlatayım dedim. Bir uyarım da ‘vegan’ izleyicilere; bu yapım asla size göre değil!

Haberin Devamı

Ve diğer seçenekler...

Lütfen birbirimizi yemeyelim
Tehlikeli Oyun

Bir kumarbazın geçmişiyle hesaplaşmasını anlatan ‘Tehlikeli Oyun’u (Poker Face) Russell Crowe yönetmiş ve oynamış. Kadroda Liam Hemsworth, Elsa Pataky ve Aden Young gibi isimler de var. İran’ın kutsal şehri Meşhed’i yozlaşmış seks işçilerinden kurtarmak için cinayet işleyen bir seri katili anlatan
‘Kutsal Örümcek’ (Holy Spider) Ali Abbasi imzasını taşıyor; oyuncular Zar Amir-Ebrahimi, Mehdi Bajestani ve Arash Ashtiani. Ömer Faruk Sorak’ın yönettiği ‘Kendi Yolumda’nın başrollerini Gökhan Özoğuz, Gökçe Bahadır ve Tamer Levent paylaşıyor. Engelli bir çocuğun dokunaklı hikâyesini anlatan ‘Poşetten Kanatlar’ ise Mustafa Özer imzalı bir yapım. Yerli gerilim ‘Mihrez 2: Cin Padişahı’nı Ahmet Arslan yönetmiş. Popüler anime serisinin yeni filmi 'One Piece Film: Red’ Gorō Taniguchi imzalı...

Haberin Devamı

Lütfen birbirimizi yemeyelimKutsal Örümcek

Yazarın Tüm Yazıları