Krampon üzerinden şiddetin anatomisi

EVET, ‘Eğitim şart’ ama nasıl?.. Vizyondaki ‘Whiplash’ adlı film, caz eğitimi çerçevesinde bir yöntem meselesini de ortaya atıyor.

Haberin Devamı

Sert, disiplinli ama giderek sadizmin boyutlarına varan kibriyle ortalığı kırıp geçiren bir eğitmen, ‘Mükemmeliyetçilik’ adına gerektiğinde şiddete bile başvuruyor. Karşındaki öğrenci de bu yöntem karşısında, yeteneklerini gösterme ve var olma peşinde. İş giderek eğitimin sınırlarını aşıyor. Karşılıklı intikam gösterilerine varıyor ve kapıyı nihayetinde ‘Stockholm sendromu’ çalıyor.
Cumartesi günü NTV Spor’da sevgili arkadaşlarım Banu Yelkovan-Bağış Erten ikilisinin sunduğu ‘B Planı’nın konukları, Barcelona Altyapı Okulları Avea İstanbul Kampı eğitmenleri David Badia i Cequeir ve Mark Velasco Borrell’di. İkili, program boyunca eğitim süreci, yeteneğin önemi, disiplin, eğitmenlerin eğitilmesi, taktik, ailelerin süreçteki etkileri gibi konularda görüşlerini paylaştı. Ama bence aktardıkları onca şey içinde vurgu yaptıkları en önemli noktayı Badia ifade etti: “Biz burada çocuklara iki şey öğretiyoruz; futbol ve insani değerler...”
Futbolu bu kadar bilen, neredeyse 40-50 milyon teknik direktöre sahip bir coğrafyanın meseleye dair yeni şeylere ihtiyacı olduğu kanısında değilim (Evet, sistem ve taktikte problemimiz var ama bu sadece sahada değil, bütün disiplinlerde ve hayatın diğer alanlarındaki sorunumuz). Zaten eninde sonunda futbol (ofsayt kuralı da dahil!) dünyanın en basit oyunu, ki sevdalılarının bu kadar çok olması sanırım en çok bu özelliğinden kaynaklanıyor.

Haberin Devamı


YA İNSANLIK DEĞERLERİ!


GELELİM David Badia’nın altını çizdiği ikinci unsura, yani insanlık değerlerine... İspanya, Franco gibi bir diktatörün ardından onca acılı yılların deneyimiyle birlikte belki de demokrasiyi yeniden inşa edip sanatta, kültürde, sporda (futbolda eskiden de güçlüydüler ama artık tüm dallarda daha iddialılar) yeni açılımlarla kıtanın önemli güçlerinden biri oldu.
Ki Yunanistan’daki ‘Syriza zaferi’nin benzeri bir rüzgârın, kasımda ‘Sosyalist Podemos İttifakı’yla İspanya’da da esmesine kesin gözle bakılıyor. Bunları zamanın akışına bırakarak “Felsefemizi bütün dünyaya yaymak istiyoruz” diyen Badia’nın söylediklerine dönelim ve rotayı Arda Turan’ın geçen haftaya damgasını vuran harekete çevirelim: Krampon fırlatmayı ‘insanlık değerleri’ açısından nasıl ele alması gerekiyor?

Haberin Devamı


ÖFKENİN AÇIĞA ÇIKMASI


MALUM, Arda Turan bu coğrafyanın çıkardığı en önemli değerlerden... Belki de kariyer bakımından, tarihin en şanlı oyuncusu olarak literatürdeki müstesna yerini alacak ve onun koyduğu çıtayı aşmak çok kolay olmayacak. Kişisel olarak yeteneklerinin yanı sıra hazır cevap zekâsına, sosyal yanına ve yer yer yansıttığı birikimine saygım sonsuz. La Liga serüvenine gelince, o klişe kalıba başvurayım: “Tabii ki ilk üç sezon ben de destekledim!” Lakin krampon fırlatma meselesi beni benden aldı.
Onca eğitim, onca yetenek, onca bilgi görgü demek ki genlerimizdeki kodları değiştiremiyor. Bu doğrudur, yanlıştır ekseninde yargılamaya girişmek zor, Arda bu toprağın, bu kültürün eseri. Bu toprak insanında sinir ve öfkenin sahaya yansıması, şiddet şeklinde oluyor.
Ve, bu şiddetin başöğretmeni konumundaki devletin, en temel demokratik haklarını kullananlara karşı gösterdiği tepki de malum; biber gazı, cop, fiziksel şiddet, gerektiğinde de Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz gibi örneklerde gördüğümüz üzere ölüm... Neyse, bütün bu meseleler geniş bir yelpazede seyretmek durumunda. Şiddetin, insan varlığının vazgeçilmez bir parçası olduğunu iddia edenler de çıkabilir. Mesela “Bakınız David Cronenberg ya da erken dönem Tarantino filmlerine” diyerek sanat üzerinden örnekler de verilebilir. Ama şöyle bir gerçek var ki, uygarlık tarihi şiddetle kol kola olduğu kadar onu yok etmeye yönelik adımlarla yazılmıştır.... Arda’nın yaptığı hareketin tüm dünya literatüründeki karşılığı şiddetin ve öfkenin açığa çıkmasıdır.

Haberin Devamı

FERGUSON DA FIRLATMIŞTI


ALLAHTAN o krampon saha kenarındaki yaşlı görevliye isabet etmedi, yoksa mesele karakolluk olacaktı. Bu arada tabii bir örnek daha var; Alex Ferguson’ın zamanında Beckham’a fırlattığı krampon... Evet, mesele Doğululuk-Batılılık değil ama ben bu yazıyı biraz da, bu toprakların insanı olarak Arda gibi çok özel bir evladımızın bizi orada temsil ederken bu tür hareketlerden uzak durmasını bekleyen bir akrabası hissiyatıyla kalem aldım. Buradaki velilerini utandırmasın! Bu arada futbol eğitimizde de insanlık değerlerine daha çok vurgu yapılsın. “Her şeyi devletten beklemeyelim” derler ya, bunu da sadece Barça’nın eğitmenlerinden beklemeyelim, kendi hocalarımızdan da görelim.

Yazarın Tüm Yazıları