İçinden futbol geçen kimi filmler!

29 Ocak’ta vizyona giren ‘İftarlık Gazoz’, sezonun üzerinde konuşulmaya değer yapımlarındandı.

Haberin Devamı

Yönetmen Yüksel Aksu, söz konusu yapıtında 70’ler nostaljisi fonunda ‘uzakta kalmış bir cennet’in şiddetle nasıl yıkıldığını anlatıyordu.

 

Özetle ‘yitirdiğimiz değerler’ üzerine acı ve umudun iç içe geçtiği bir öykü sunan filmin bir yerinde, yöre ahalisi tam da Dünya Kupası finaline denk gelen teravih namazının ‘zamanlaması’ için imama başvuruyor ve maçı izlemek için duruma pratik bir çözüm getirmesini istiyordu.

 

Söz konusu mücadele, Batı Almanya’nın Hollanda’yı 2-1 yendiği 74’ün finaliydi.

 

Bu randevunun benim için önemi çok büyüktü; çünkü ilk göz ağrım ‘Rahmetli’ Cruyff’u ve ‘Portakallar’ı bu turnuva sayesinde tanımış ve dolayısıyla futboldaki ilk büyük acımı da bu maçla tatmıştım.

 

Haberin Devamı

Lakin çocukluğumdan çok iyi hatırlıyorum ki bu final gündüz saatlerinde oynanmıştı.

 

Film sonrası düzenlenen basın toplantısında konu maça gelince elbette ki ‘suyu bulandırmak’ (!) adına “Filmde ‘maddi’ hata var” diye ortaya atıldım ve “Bir kere o maç gündüz oynanmıştı” dedim.

 

Yüksel (Aksu) durumu kavradı ve her zamanki esprili tavrıyla “Ben senin kuşağın için değil gençler için çektim filmi” cevabını verdi.

 

Cem Yılmaz da “Evet ‘maddi hata’ var, bana çok az para verildi” (!) diyerek meseleye son noktayı koydu.

 

‘İftarlık Gazoz’, genel çerçevesiyle bir dönemi olabildiğine gerçekçi ve bir o kadar da romantik anlatıyordu ki bu kadarlık maddi hatası da olsundu.

 

‘AH SPAJIC...’

 

Yere gelmişken Zeki Demirkubuz’un ‘Üçüncü Sayfa’sının ilk bölümünde karakter dayak yerken TV’de Galatasaray-Rosenborg maçı (3-0 / 4 Kasım 1998) yayınlanıyordu.

 

Haberin Devamı

O zaman da “Film çok iyi ama tek hatası var, Şampiyonlar Ligi maçı gündüz oynanmaz diye yazmış, Zeki de daha sonra “Bula bula onu mu buldun?” diye bana takılmıştı.

 

Ömer Uğur’un 12 Eylül’ün acılarını anlatan ‘Eve Dönüş’ünde de Mehmet Ali Alabora’nın canlandırdığı karakter içerdeyken yan hücrede kalan ve sürekli işkenceye tutulan ‘siyasi’yle (Altan Erkekli canlandırıyordu) muhabbet ediyor ve buldukları gazete küpüründe Beşiktaş’ın yenildiğini görünce “Şu Spajic de” diyerek teknik direktöre kızıyorlardı.

 

Neyse, filmin Antalya Altın Portakal’daki ilk gösteriminden sonraki basın toplantısında itirazımı yapmış ve Spajic’in Beşiktaş’ı 60’larda çalıştırdığını ve filmin geçtiği dönem Kartal’ın başında Milic’in olduğunu belirtmiştim.

 

Haberin Devamı

Aman yanlış anlaşılmasın, bütün bunları “Benden kaçmaz” diye anlatmadım.

 

Filmlerin hayatımıza onca etkisi yanında böyle anektodlar da içerdiğini belirtmek istedim.

 

Bir şey daha belirtmek istiyorum: bu ayki ‘Socrates’ dergisinin ana konusu ‘Sinema’. ‘Yedinci sanat’la ilgilenen sporseverler bu ‘özel’ sayıyı kaçırmasınlar derim.

Yazarın Tüm Yazıları