‘Helalleşme’ üzerine bir film

Semih Kaplanoğlu’nun son üçlemesinin ikinci ayağı ‘Bağlılık Hasan’, eşiyle hacca gitmeye hazırlanan bir çiftçinin ‘helalleşme’ olgusu üzerinden yaşadığı ahlaki ve vicdani hesaplaşmayı anlatıyor. Yönetmeninin sinema serüvenindeki en iyi filmlerden biri olarak dikkat çeken yapım Oscar yarışında da Türkiye’yi temsil edecek.

Haberin Devamı

Babadan kalan arazinin paylaşımında çıkan anlaşmazlığın mahkeme kararıyla çözülmesinin ardından ağabeyi Muzaffer’le 20 yıldır küs olan Hasan, eşi Emine’yle kendine ait bir dünya kurmuştur.Mirastaki payını değerlendirerek domates ve elma üreten başarılı bir çiftçi konumuna yükselmiştir. Günün birinde tarlasında gördüğü elektrik idaresinden yetkililer hayatının huzur dolu gidişatına sekte vurur. Çünkü arazisinden trafo geçecek ve ortaya devasa bir direk dikilecektir. Hasan, başlarda çözümsüz görünen bu meseleyi hatırlı tanıdıkları vasıtasıyla çözmek ve direği ağabeyinin atıl duran arazisine aldırmak için girişimlere başlar. Öte yandan oğlundan gelen bir telefon üç yıldır bekledikleri bir müjdenin ifadesidir: Hac sırası onlara da gelmiştir. Lakin asıl mesele burada başlar. Çünkü diğer sorunlar bir şekilde çözülür de yolculuğa çıkmadan önce etrafla olan ‘helalleşme’ süreci nasıl halledilecektir?

Haberin Devamı

Semih Kaplanoğlu’nun ‘Yumurta’, ‘Süt’ ve ‘Bal’dan sonraki ikinci üçlemesinin yeni adımı ‘Bağlılık Hasan’, Çanakkale kırsalında orta ölçekli bir çiftçinin hayatı üzerinden bir hesaplaşma öyküsü anlatıyor.

‘Helalleşme’ üzerine bir filmHasan, tarlasından geçecek trafoyu küs olduğu abisinin arazisine aldırmaya çalışıyor.

Kaplanoğlu filmografisini ve onun ideolojik çizgisini takip edenler, özellikle iki önceki yapıtı ‘Buğday’la birlikte ‘inanç sineması’na gönül verdiğine ya da bu yoldaki yürüyüşünü çok net çizgilere ulaştırdığına tanıklık etmişlerdi. ‘Buğday’ distopik bir öykü fonunda ‘tasavvufi meseleler’de dolaşsa da benim için ‘laik’le ‘muhafazakâr’ın, nihayetinde sekülerin, inançlının cephesine geçtiği bir yolculuğun ifadesiydi. Son filmi ‘Bağlılık Aslı’ ise kapitalizm taarruzu altında annelik görevini üstlenmekte zorlanan ‘kariyerist’ bir annenin hikâyesiydi ve yine yönetmenin projeksiyonları ekonomik düzen kadar sekülerizmin üzerineydi.

‘MENFAATSEL’ DEĞİŞİMLER...

‘Bağlılık Hasan’ bu iki yapımdan sonra meselelere daha sakin, daha serinkanlı, daha hakkaniyetli yaklaşan bir tavra sahip. Kimi yönetmenler ‘inanç sineması’ndaki öneminden dolayı, kimileri de sinemasal tarzına hayranlığı sebebiyle Andrey Tarkovski’yi özel bir yere koyar. ‘Rus büyük usta’, Kaplanoğlu’nun sinematografik vizyonu içinde de önemli bir yer teşkil eder ve yapıtlarına bir şekilde sızar. Yine atmosfer olarak bu refleksleri görsek de hikâye ve açmazları açısından ‘Bağlılık Hasan’da ahlaki ve vicdani karmaşanın içinde zeminini kaybeden karakterler, Asghar Farhadi’nin kahramanlarını andırıyor. Öte yandan Hasan’ın din eksenindeki kendini temize çekme çabasının ona yaşattığı zorluklar, çelişkiler, kapatılması gereken (metaforik ve maddi) eski borçlar da Kieslowski’nin ‘On Emir’den yola çıkarak çektiği ‘Dekaloglar’ serisindeki yapıtların izini sürüyor sanki. Bir çağrıştırma da tabii ki bu filmin Kaplanoğlu’nun ‘Ahlat Ağacı’ olabileceği yönünde ama bunu bir öykünme olarak söylemiyorum; Nuri Bilge Ceylan’ın filminin kronolojik açıdan daha önce çekilmesinin türevi anlamında belirtiyorum.

Haberin Devamı

Trafo hadisesiyle ‘küçük hayatlara dokunan devlet denen büyük mekanizma’ motifine de değinen ‘Bağlılık Hasan’ bürokrasinin işleyişinin ve sistemin çeşitli kademelerinde yer alan insanların ‘menfaatsel’ değişimlerinin de altını çiziyor. Keza Hasan ve ağabeyi Muzaffer’in çocukluk yoldaşı koca bir ağacı gövdesinden çıkarıp yerine yüksek gerilim hattı diken, daha çok verim almak için geleneksel tarımla yollarını ayıran zihniyetler de senaryonun hedef tahtasında. Ama öykü bir noktadan sonra sistemden ziyade karakterlerin yol ayrımlarına odaklanıyor. Bu aşamada da Emine’nin örgücü kadınla olan sahnesi, Hasan’ın aldığı botun kalan parasını vermek için gittiği ayakkabıcıda yaşadıkları ve sonrası, şeftali bahçelerinin Seyfi adlı çiftçiden ucuza kapatılma sekansı filmin akılda kalıcı izleri. Ben çobanın “Sen önce kendinden kurtul’ ve Hasan’ın iftira attığı eski çalışanı Turgut’un “Çok geç, ben, seni Allah’a havale ettim” dediği yerleri de çok beğendim.

Haberin Devamı

Oyunculuklara gelince: Hasan’da Umut Karadağ’ın, Emine’de Filiz Bozok’un çok çok iyi performanslar ortaya koyduğu yapımda çoban rolündeki Mehmet Avdan’la Turgut’ta Bedir Bedir ve de ağabey Muzaffer’de Mahir Günşiray, kısa ama derin iz bırakmayı başarmışlar.

YILIN EN İYİLERİNDEN

İçinden geçtiğimiz siyasal iklimde CHP’nin ortaya attığı ‘helalleşme’ mesajı gündemdeyken ‘Bağlılık Hasan’ın da aynı tezler etrafında dolaşan bir meseleye sahip olması zamanlama bakımından ilginç... Bu arada Kaplanoğlu külliyatı içinde çokları için ‘Bal’ en üst sıradadır, benim gönlümse ‘Süt’ten yanadır. Ama şunu söyleyebilirim, dünya prömiyeri Cannes Film Festivali’nde, ülkemizdeki ilk gösterimi Antalya Altın Portakal’da yapılan ve Oscar’larda Türkiye’yi temsil edecek bu yapım Semih Kaplanoğlu’nun filmografisinin en iyi yapıtı olabilir diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Öte yandan Kaplanoğlu, sinema yazarı dostum Olkan Özyurt’a verdiği söyleşide “Benim bu sistemle bir derdim var” diyor. Ben de bu filmin tortularını da katarak yönetmenin kişisel yolculuğu eşliğinde şu soruyu sormadan edemiyorum: İnsanların ranta gözünü dikmesinde, kararların kişilere göre uygulanmasında (trafonun yerinin değişmesi mesela) ya da o koca ağaçların kesilmesinde üzerimizdeki sistemin (yani siyasal iklimin) kimi uygulamalarının da payı yok mu? Bu konudaki ‘helalleşme’ nasıl olacak?

İtiraz şerhlerimizi düştükten sonra şöyle toparlayalım: Öncelikle Özgür Eken’in görüntü yönetmenliğinin katkısını belirtelim, sonra da ‘Bağlılık Hasan’ın yılın en iyi filmlerinden biri olduğunu söyleyelim; özetle kaçırmayın derim...

Haberin Devamı

‘Helalleşme’ üzerine bir film

DİKKAT! ‘HEAVY METAL’ İÇERİR

Çocukluğunda babasının ihmali sonucu ailece geçirdikleri trafik kazasının ardından kafasına titanyum bir plaka takılan Alexia büyür, araba gösterilerinde dansçı olur ve kendisine yönelik tacizlerden sonra elini kana bular… Julia Ducournau’nun bu yıl Cannes’da Altın Palmiye’ye uzanan filmi ‘Titane’, hazmı zor sahneler içeriyor. ‘Baba özlemi’ ve ‘kayıp oğulun hasreti’ sonucu yolları kesişen iki karakter üzerinden gelişen hikâye Cronenberg’in ‘Çarpışma’sına (Crash) selam gönderiyor. 

‘Helalleşme’ üzerine bir film

GAZETECİLİK BUNUN NERESİNDE?

Hayali bir Fransız şehrinde (Ennui-sur-Blase) çıkarılan, ana gövdesi Kansas’taki bir gazete olan bir dergi... Ve bu dergi ana parantezinde anlatılan ilginç hikâyeler; hapisteki bir caninin sanatsal dehası, 68 isyanına satranç eşliğinde bakış, bir yemek yazarının tanık olduğu polis şefinin oğlunun kaçırılma vakası vs… Wes Anderson’ın o bilinen stiliyle her şeyi karikatürize ederek sunduğu yeni bir evren… Göndermeler The New Yorker dergisine ama filmin bence gazetecilikle en ilgi çekici bağlantısı editörün yazarlarına verdiği değer ve metinlerini kaç vuruş olursa olsun basması! ‘Fransız Postası’ (The French Dispatch) bana kalırsa zorlama ilginçliklerle dolu, yorucu bir görsel yolculuk…

‘Helalleşme’ üzerine bir film

BİR TÜRLÜ KAPANMAYAN ‘ŞEMSİYE’

‘Resident Evil’ serisinden yeni bir post çıkarma uğraşının ilk hamlesi olan ‘Raccoon Şehri’ (Resident Evil: Welcome to Raccoon City), bütün kötülüklerin kaynağı konumundaki ilaç devi ‘Umbrella Corporation’ın üretim merkezinde geçiyor. Yeniden kimi yaratıkların ortalığı karıştırdığı bu terk edilmiş şehri yeni bir felaket bekliyor. Johannes Roberts’ın yönettiği yapım ortalama çizgilerde seyreden bir gerilim…

‘Helalleşme’ üzerine bir filmYön: Johannes Roberts
Oyn: Kaya Scodelario, Robbie Amell, Hannah John-Kamen, Neal McDonough, Tom Hopper, Donal Logue

VE DİĞER SEÇENEKLER...

Bir devam filmi niteliğindeki ‘Aykut Enişte 2’de evlilik hazırlıkları yapan Aykut tam işleri yoluna koymuşken ailenin ‘hayırsız damadı’ Talat ortaya çıkar ve beklenmedik sorunlar başlar.

‘Helalleşme’ üzerine bir film

Onur Bilgetay’ın yönettiği yapımın başrollerinde Cem Gelinoğlu, Melis Babadağ, Hakan Yılmaz ve Müfit Kayacan var. Haftanın animasyon seçeneklerinden ‘Clifford Büyük Kırmızı Köpek’ (Clifford the Big Red Dog) Walt Becker imzasını taşıyor. Yerli animasyon ‘Kuklalı Köşk 2: Orman Kâşifi’ni Mustafa H. Öztürk yönetmiş. Gerilim filmi ‘Korkunç Gece Hikâyeleri’ (A Night of Horror: Nightmare Radio) 10 farklı yönetmenin (Oliver Park, Jason Bognacki, AJ Briones, Joshua Long, Sergio Morcillo, Adam O’Brien, Luciano Onetti, Nicolas Onetti, Pablo Pastor ve Matthew Richards) imzasını taşıyor. Ali Ağgül’ün yönettiği  ‘İşsiz Adam’ ise komedi.

Yazarın Tüm Yazıları