Paylaş
Yaşı kemale ermiş ve alzheimer başlangıcıyla boğuşan ‘kiralık katil’ Alex Lewis, emekli olma niyetindedir. Ama bu mesleği bırakmak kolay değildir; son bir iş alır... Fakat harekete geçtiğinde öldüreceği kişinin küçük bir kız olduğunu görür ve cinayetten vazgeçer. Bu karar ona pahalıya patlayacaktır...
Artık ‘aksiyon yıldızı’ olarak parlayan Liam Neeson, son çalışması ‘Geçmişe Dönüş’te (Memory) ahlaki ve vicdani hesaplaşmalarla çırpınan bir tetikçi rolünde karşımıza çıkıyor.
Adaletini kendin sağla!
Yönetmenliğini Martin Campbell’ın üstlendiği yapım, 2003 tarihli bir Belçika filminin yeniden çevrimi. ‘De Zaak Alzheimer’ adlı bu çalışma, Belçikalı yazar Jef Geeraerts’in 1985 tarihli, aynı adlı romanından uyarlanmıştı. Dario Scardapane’in yeniden harmanladığı ve kimi farklılıklara giderek yazdığı senaryodan çekilen ‘Geçmişe Dönüş’, iki koldan ilerliyor. Bir yanda ‘kötü adam’ olmasına rağmen kendine özgü bir sınıra ve vicdana sahip Alex Lewis var. Aldığı işi nihayete erdiremiyor ve kurbanının kimliğini öğrenmesiyle Meksika uzantılı fuhuş tacirlerine karşı tek başına mücadeleye girişiyor. Diğer kanatta da sistemin çarklarının nasıl işlediğini bilen ve mücadelesini, kendisine sürekli engel çıkaran üstlerine rağmen vermeye çalışan emektar FBI ajanı Vincent Serra... Bu iki karakter aynı amaç uğruna hareket eder ve düzenin koruduğu, dokunmadığı çevreleri cezalandırmaya çalışır. Tabii bu süreçte dengenin ‘kiralık katil’ konumundaki kısmı, işi hukuka bırakmaz, meseleyi silahıyla çözmeye çabalar.
‘Kendi adaletini kendin sağla’ özellikle Amerikan sineması için eski bir reflekstir. Hatta western’den modern polisiyeye bir mirastır. 70’lerde Clint Eastwood’un canlandırdığı ‘Kirli Harry’nin yöntemi böyleydi mesela. Günümüz sinemasındaysa bir parça ‘Jason Bourne’ filmlerinde ama asıl olarak ‘Adalet’ (The Equalizer) serisinde bu tavrın izlerini buluruz. Özellikle ‘Adalet’te Denzel Washington’ın canlandırdığı Robert McCall tıpkı Alex Lewis gibi hareket eder ve cezayı kendisi keser.
Geçmişe Dönüş
Yönetmen: Martin Campbell
Oyuncular: Liam Neeson, Guy Pearce, Monica Bellucci, Tac Atwal, Ray Fearon, Harold Torres, Josh Taylor,Ray Stevenson
ABD yapımı
Monica Bellucci filmde ‘bütün kötülüklerin başı’ emlak patronu Davana Sealman rolünde karşımıza geliyor.
‘Geçmişe Dönüş’, Liam Neeson’ın aksiyon filmlerinin bence en iyilerinden... Bunda kamera arkasında Martin Campbell gibi bir ustanın olmasının da rolü var diye düşünüyorum. ‘Altın Göz’ ve ‘Casino Royale’ gibi iki Bond yapımının yanı sıra ‘Dikey Limit’, ‘The Legend of Zorro’ gibi filmlerden de hatırladığımız deneyimli sinemacı, geleneksel tarzdaki üslubu dahilinde hem gerilim dozajını kullanmada başarılı olmuş hem de ana karakterinin adaleti sağlama ısrarıyla seyircisinde ‘katarsis’ duygusunu yaratan bir hava yakalamış.
Senaryonun inandırıcılığını kaybettiği yerler var elbette. FBI ajanı Serra’nın Lewis’e kol kanat germesi ya da tetikçinin yakalandığı alzheimer’ın çok hızlı seyretmesi gibi. Yine de bunlar tolere edilebilir küçük arızalar (!) gibi geldi bana.
Neeson’ın yanı sıra Serra’da izlediğimiz Guy Pearce’ın da çok başarılı bir performans sergilediği yapımda Monica Bellucci de resmi makamlarla (sistemle) arası iyi olup aslında bütün kötülüklerin başı konumundaki emlak patronu Davana Sealman rolüyle karşımıza geliyor.
‘Geçmişe Dönüş’ ilgiye değer bir aksiyon-gerilim öyküsü anlatırken saygın görünümlü popüler kişilerin dahil olduğu ‘çocuklara yönelik cinsel istismar’ vakalarına göndermede bulunarak adaletsizliğin genel bir resmine de soyunuyor. Bence kaçırmayın...
Ve diğer seçenekler...
Yıl 1979, bir grup genç sinemacı erotik film çekmek üzere Teksas’ın kırsal bir bölgesine doğru yola koyulur ama çok geçmeden başları belaya girer. Ti West imzalı ‘X’in kadrosunda Mia Goth, Jenna Ortega ve Brittany Snow gibi isimler yer alıyor. ‘Senkronik’i (Synchronic) Justin Benson-Aaron Moorhead ikilisi yönetmiş, oyuncular Jamie Dornan, Anthony Mackie ve Katie Aselton. Kadrosunda Joaquin Phoenix’i barındıran ‘Yaşamaya Bak’ın (C’mon C’mon) yönetmeni Mike Mills. Yerli yapımlar ise şöyle: ‘41 Kere Maşallah’ (Yön: Ahmet Kapucu), ‘Son Seans MTTH’ (Yön: Gökhan Murat Toktamışoğlu), ‘Mühr-ü Musallat-Perihan’ (Yön: Metin Kuru). Julien Fournet imzalı ‘Asi Prenses’ (Pil, Pil’s Adventures) de haftanın animasyon seçeneği.
‘Mevzuat böyle efendim’
Yatılı okullar: Sıkı dostlukların filizlendiği, öğrencilerini hayata erkenden hazırlayan, olgunlaştıran, öte yandan da çoğu acımasız, katı kurallarıyla bir hapishane havası yayan kurumlar… Ferit Karahan’ın, senaryosunu Gülistan Acet’le birlikte kaleme aldığı ‘Okul Tıraşı’, öyküsünü Doğu Anadolu’nun çetin kış şartlarında, bir yatılı bölge ilköğretim okulunun sınırları içinde biçimlendiriyor. Talebelerin toplu banyo saatindeki sahneyle açılan filmde hamam tası nedeniyle yaşanan bir anlaşmazlık ve akabinde Hamza Öğretmen tarafından cezalandırılan çocukları görüyoruz. Memo, soğuk havada verilen ceza nedeniyle ertesi sabah hastalanır. Lakin bu durumun farkına varan tek kişi yakın arkadaşı Yusuf’tur. O da minik bedeni ve büyük vicdanıyla meseleyi halletmeye çalışır.
Film, küçüklerin dünyası üzerinden aldığı çıtayı büyüklerin alanına taşıyor ve iş bürokrasi çıkmazında kenetleniyor. Top o köşeden diğerine savrulurken sistemin temsilcileri bir yandan suçlu arıyor, öte yandan meselenin kendi sınırlarına değen noktasında sorumluluk üstlenmekten kaçınıyor.
Karahan’ın sakin anlatımı, senaryonun detaylarda gezinen mahareti, kimi tekrarlara rağmen ‘Okul Tıraşı’nı son dönemde sık karşılaştığımız ‘çocuklar üzerinden sistem eleştirisi’ yapan yapımlar arasında farklı bir yere koyuyor. Filmdeki tanımıyla ‘Kürt bölgesi’nde geçen öykü biraz yörenin sorunlarına değiniyor, biraz ‘ergen zorbalığı’na vurgu yapıyor ama asıl, kolektif bir aymazlığın ve sorumluluktan kaçma refleksinin (küçük ölçekli bir ülke profili!) altını çiziyor. Bu noktada meslek büyüğümüz, eski Milliyet yazarı ‘rahmetli’ Mete Akyol’un ‘Mevzuat Böyle Efendim’ adlı köşesini hatırlıyoruz adeta.
Minik yetenek Samet Yıldız, Yusuf’ta karakterinin hüznünü ve çaresizliğini gözlerinden yansıtırken performansıyla filme damga vuruyor. Selim Öğretmen’de Ekin Koç, Kenan Öğretmen’de Melih Selçuk ve müdürde Mahir İpek başarılı armoniyi tamamlayan isimler. Türksoy Gölebeyi’nin çarpıcı kadrajlarıyla da görsel açıdan zenginleşen ‘Okul Tıraşı’ sinemamızda gerçekçi hikâye arayanlara sesleniyor.
Paylaş