Bu isyana ‘Kar’ dayanmaz...

‘Açlık Oyunları’ serisi, ‘Alaycı Kuş-Bölüm 2’yle nihayete eriyor. Son bölümde isyanın simge kişiliği Katniss Everdeen, ‘Diktatör Snow’u yok etme mücadelesine hız veriyor.

Haberin Devamı

Evet, bir seri daha “Bize ayrılan sürenin sonuna geldik” diyor. Suzanne Collins’in çok satan gençlik dizisinin aynı adlı sinema uyarlaması ‘Açlık Oyunları’ (‘The Hunger Games’), malum tanımsız bir gelecekte diktatoryal bir oluşuma karşı isyan bayrağını açan genç bir kızın öyküsünü anlatıyordu. Seri üç kitaptan oluşmaktaydı, sinemasal versiyon ise son kitabın ikiye bölünmesi sonucu toplam dört filmle salonlara uğradı. Bu hafta itibariyle gösterime giren ‘Açlık Oyunları: Alaycı Kuş, Bölüm 2’de meseleye son nokta konuluyor.

İsminin ilham kaynağı Thomas Hardy’nin romanı ‘Çılgın Kalabalıktan Uzak’ın kahramanı olan Katniss Everdeen, hatırlanacağı gibi önceki bölümlerde sistemin en önemli kitle uyutma hamlelerinden biri olan ‘Açlık Oyunları’nı kazanmış, daha sonra da ‘Başkan Snow’a karşı isyancıların safından mücadeleye katılmıştı.

Haberin Devamı

 Bu isyana ‘Kar’ dayanmaz...

 


Son bölümde, yavaş yavaş başkente doğru ilerleyen asiler kanadında beyin takımının (Başkan Coin ve yardımcısı konumunda Plutarch), Katniss’in popüler varlığı üzerinden propaganda tekniklerine başvurduğunu görüyoruz (Bu durum bence seriyi ‘Açlık Oyunları’ndan ‘Algı Oyunları’na dönüştürüyor).


Özetle, geçmişte ve şimdiki zamanlarda olduğu gibi gelecekte de ‘Diktatör’lerin eninde sonunda devrileceğine dair bir fikir cimnastiğine soyunmamızı sağlayan seri, aslında bir önceki adımda kimi sinyallerini yolladığı gelişmelerin ışığında sona ererken ‘Bölüm 2’ kimi aksiyon sahneleriyle dikkat çekiyor. Özellikle ‘Alien’la ‘Ork’ (‘Yüzüklerin Efendisi’ serisi) tasarımlarını çağrıştıran ‘Mutta’ların saldırısı bölümü, heyecan dozajı bakımından ilgiye değerdi.


Peki, seri geride ne türden izler bıraktı? Bir kere özellikle son adım sayesinde Philip Seymour Hoffman’ın, perdeye suretini son kez aksettirdiğini gördük. Jennifer Lawrence belki ‘Umut Işığım’la Oscar’a bile uzandı ama kitleler nezdindeki asıl tanınırlığı bu seriyle elde etti, yani ‘Açlık Oyunları’nı sinemada olduğu kadar hayatta da o kazandı. Bir de şu noktanın altı çizilebilir: ‘Batı toplumları’, ‘Diktatörlere karşı mücadele’ anlamında beyazperdedeki bu ‘sevimli isyancı karakterler’ üzerinden bir simülasyon gerçekleştirmiş oldu.
Öte yandan ‘Açlık Oyunları’ sona ererken bayrağı ‘Uyumsuz’ ve de ‘The Maze Runner’ serilerine devretti, artık oradaki ‘Asi’ gençlerin neler yapacaklarına dikkat kesileceğiz...

 

Haberin Devamı

Açlık Oyunları: Alaycı Kuş-Bölüm 2


Yönetmen: Francis Lawrence

Oyuncular: Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson, Liam Hemsworth, Donald Sutherland, Julianne Moore, Philip Seymour Hoffman, Sam Claflin, Elizabeth Banks, Woody Harrelson
ABD yapımı

 

Angelina Jolie’nin ‘Bulantı’sı...


‘Hayatın Kıyısında’, Hollywood’un en ışıltılı çiftini huzurlarımıza getiriyor. Angelina Jolie yazmış, yönetmiş ve kocası Brad Pitt’le de karşılıklı oynamış. Bir evliliğin açmazlarında dolaşan film, ‘Sanat sineması’na selam gönderiyor.

 

 Bu isyana ‘Kar’ dayanmaz...


Sanatın kimi farklı suları elbette kimsenin tekelinde değil, isteyen istediği zaman orada yüzer. Lakin Angelina Jolie, Yugoslavya mozaiğinin dağılmasına neden olan savaşın kimi günahlarda gezinen ‘In the Land of Blood and Honey’ ve 2. Dünya Savaşı’nın Pasifik cephesinden epik bir hikâye anlatan ‘Unbroken’ın ardından üçüncü yönetmenlik çabası ‘Hayatın Kıyısında’da (‘By the Sea’) fazla derine dalmış ve tekrar yüzeye çıkarken, bazı noktalarda ‘vurgun’ yemiş gibi. Kocası Brad Pitt’le başrollerini de paylaştığı bu yapımda Jolie, ruhsal sıkıntıların, evlilikteki kimi açmazların peşine düşmüş.

Haberin Devamı


Önce kısaca konu diyelim: 70’ler... Duraklama dönemine giren Amerikalı yazar Roland ve eski dansçı karısı Vanessa, Güney Fransa’da küçük bir sahil kasabasına giderler. Amaçları, problemli bir hal alan ve 14 yıllık bir geçmişe sahip olan evliliklerine yeni bir ivme kazandırmak, peşi sıra hayatlarında yeni bir sayfa açmaktır. Lakin kasabadaki ilk günlerinde durum değişmez; Roland sahildeki küçük lokantada yer, içer ve bazen de sızar; Vanessa da kiraladıkları daireden hiç çıkmadan teselliyi tıpkı kocası gibi içki kadehlerinde bulur. Bu tekdüze gidişatı yan daireye gelen balayındaki genç Fransız çift değiştirir.


Jolie, senaryosunu da kaleme aldığı ‘Hayatın Kıyısında’da ‘Avrupa sanat sineması’nın izlerini takip eden bir yapıma soyunmuş. Bu tür öyküler zaman zaman karşımıza çıkıyor: Çiftler çürümeye doğru giden bir ilişkiyi yeniden ayakta tutmak için genellikle bir sahil kasabasına, farklı bir mekâna gider ama buraları değil soruna çare olmak, yarayı daha da derinleştirir. Bu kulvardaki benim başyapıtım, Ian McEwan’ın romanından Harold Pinter’ın senaryosuyla çekilen, Paul Schrader imzalı ‘The Comfort of Strangers’dır (bizde ‘Yabancı Kucak’ adıyla oynamıştı). Jolie’nin filmi ise daha çok Antonioni’nin ‘Serüven’ini (‘L’avventura’) ve de Bertolucci’nin ‘Çölde Çay’ını (‘The Sheltering Sky’) hatırlatıyor. Öte yandan Nuri Bilge’nin ‘İklimler’i ya da Zeki Demirkubuz’un ‘Bulantı’sı da ‘Hayatın Kıyısında’ya uzak akraba olan yapımlar.
Film, aile içi sıkıntılardan yazar karakteri dolayısıyla entelektüel sıkıntılara uzanan bir çizgide ilerlerken ara duraklarından birine ‘Röntgenciliği’ de ekliyor ve bu yanıyla ‘Arka Pencere’, ‘Peeping Tom’ gibi yapıtların yer aldığı kulvara da selam yolluyor...

Haberin Devamı


“Evlilik ‘aksiyon’u öldürür”


‘Hayatın Kıyısında’nın temel meselesine gelince; bir kere bütün bu sıkıntıların bağlandığı noktadaki gerekçe (yani final), öykünün belli noktalara kadar seyreden kendine özgü ağırlığını alabildiğince hafifleştiriyor. Öte yandan atmosfer, karakterlerinin sıkıntısını size geçirmeyi pek başaramıyor; çünkü filmin içindeki tekrarlar yüzünden öykünün kendisi sıkıcı olmaya başlıyor.


Jolie’yi Brad Pitt’le ilk kez ‘Mr. and Mrs. Smith’te izlemiştik. İkili adına, evliliğe uzanan bir ilişkinin ilk adımlarının atılmasına vesile olan bu filmin macera boyutu göz önüne alındığında, bu denli ağır bir film insana “Evlilik ‘aksiyon’u öldürüyor” dedirtebilir. Şaka elbette... Oyunculuklara gelince; Jolie ve Pitt’in performanslarında bir problem yok elbette. Keza genç Fransız çifti canlandıran Mélanie Laurent (özellikle Tarantino’nun ‘Soysuzlar Çetesi’nden hatırlıyoruz) ve Melvil Poupaud (onu da Ozon’un ‘Veda Vakti’yle tanımıştık) ikilisi de gayet iyiler. Lokantanın ve mekânın sahibi Michel karakterinde Szabo’nun ‘Meeting Venus’ından bu yana gönlümüzde özel bir yere sahip olan Niels Arestrup’a rastlamak da hoş bir sürprizdi doğrusu.

Haberin Devamı


Öte yandan görüntü yönetmeni Christian Lerger’in kadrajları muhteşem. Keza kostüm tasarımında Ellen Mirojnick’in, sanat yönetiminde Tom Brown-Charlo Dalli ikilisinin, yapım tasarımında da Jon Hutman’ın çabalarının altını çizmek gerek. Hepsinin ortak katkısıyla filmin birçok sahnesi adeta 70’li yıllara adanmış bir moda kataloğu tadına ulaşmış. Bir de ‘Hayatın Kıyısında’nın enfes müziklerinden bahsetmek lazım. Başta, girişte Jane Birkin’in seslendirdiği ‘Jane B.’ olmak üzere filmin soundtrack’i muhteşem şarkılardan oluşuyor.


Sonuç? Evet, üstesinden gelememiş ama Angelina Jolie’nin böylesi bir projeye cesaret etmesi bile bence takdire şayan. Filmin bazı yerlerinde yönetmenlik kumaşına dair anlar da var; umarım ileride ‘Sanat sineması’ cephesinde daha iyi işlerini izleriz.


Hayatın Kıyısında

 

Yönetmen: Angelina Jolie

Oyuncular: Angelina Jolie, Brad Pitt, Mélanie Laurent, Melvil Poupaud, Niels Arestrup, Richard Bohringer
ABD-Fransa yapımı

 


Diğer seçenekler

 

- Annesi ölüme doğru ilerlerken bir yandan filmini tamamlamaya çalışan bir yönetmenin hikâyesini anlatan Nanni Moretti imzalı ‘Annem’, haftanın en iyisi.
- Arjantin filmi ‘Gözlerindeki Sır’ın Holly-
wood versiyonu niteliğindeki ‘Gizemli Gerçek’, orijinalini aratıyor elbet. Filmin başrollerinde Nicole Kidman, Chiwetel Ejiofor ve Julia Roberts var.
- Yerli animasyon ‘Pırdino: Sürpriz Yumurta’da uçan minik dinozor annesini arıyor.
- Yerli gerilim ‘Hüddam’, küçük bir Ege kasabasında yaşananları anlatıyor.

 


Sinemada ‘Çizme’ modası!


İstanbul İtalyan Kültür Merkezi ve Istituto Luce Cinecittà tarafından İtalya Büyükelçiliği ve İstanbul İtalya Başkonsolosluğu'nun destekleriyle düzenlenen ‘İtalyan Sinemasıyla Buluşma’ en yeni İtalyan filmleriyle, 27 Kasım’da başlıyor. Beyoğlu Sineması’nda gerçekleştirilecek etkinlikte ‘Yaşasın Gelin’, ‘Arianna’, ‘Anna / Aşkınız Uğruna’, ‘Klor’, ‘Huysuzluğu Bırak’, ‘Efsanevi Giulia ve Diğer Mucizeler’ ve de ‘Latin Sevgili’ isimler yapımlar gösterilecek.

 

Hürriyet'ten Sinemaseverlere yeni bir fırsat

 

Hürriyet, yeni bir kampanyayla okurlarına ‘Dünya Klasikleri DVD Seti’ armağan ediyor. İsteyene 19 kupona 9 filmlik, isteyene 49 kupona 27 filmlik bir seçenek sunan bu kampanyadaki yapıtların her biri, edebiyat klasiği romanların uyarlamalarından oluşuyor. Kampanyanın ilk kuponunu yarınki Hürriyet’te bulabilirsiniz. Set dahilinde yer alan filmlerden bazıları şunlar: ‘Albay Chabert’, ‘Bozkır Kurdu’, ‘Dava’, ‘Vişne Bahçesi’, ‘Kırmızı Pazartesi’, ‘Kızıl Darı Tarlaları’, ‘Şeker Portakalı’, ‘Küçük Prens’, Ezilenler’, ‘Cyrano de Bergerac’, ‘Sefiller’, ‘Taras Bulba’.

Yazarın Tüm Yazıları