Bayern ve düşündürdükleri

BAYERN Münih, çocukluğumun takımlarındandı.

Haberin Devamı

Futbola ilk sevdalandığım sezon olan 1973-74’ün ardından o yaz düzenlenen Dünya Kupası’nda gönül verdiğim Hollanda’yı finalde mağlup eden ekibin de temel taşlarını Kırmızı-Beyazlılar oluştururdu. Onları gönülden sevdiğimi hatırlamam ama içten içe saygı duyduğumu bilirim.
Bu ekibin günümüzdeki uzantısında ise ortada sevgiyi tartışacak bir durum yok çünkü Bayvera ekibi artık sevginin ve tutkunun da ötesinde, içinden geçtiğimiz dönemin yadsınamaz bir futbol gerçeği olarak huzurlarımızda. Geçen sezon Jupp Heynckes’le tadılmadık başarı bırakmayıp, Alman teknik adamın yerine gelen Pep Guardiola’nın bu takıma en fazla eski yuvası Barcelona’nın oynadığı çok paslı futbolu oynatmanın dışında neler katabileceği sorgulanırken bu sezonun Bayern’i de kendi tarihini çoktan yazdı bile. Ama bu tarihi sadece takım değil, Guardiola da kendi hanesine düşecek notlarla inşa etti, ediyor...

İlk sezonda 5 kupa kazanabilir

‘Heynckes’in Bayern’i sezonun bitmesine 6 hafta şampiyonluğunu ilan etmiş ve Bundesliga, Almanya Kupası ve Şampiyonlar Ligi’nde, yani üç cephede ‘mutlu son’a ulaşmıştı. ‘Guardiola’nın Bayern’i ise bitime 7 hafta kala kartvizitine ‘Şampiyon’ sözcüğünü yazdırdı ve İspanyol teknik adam Kırmızı-Beyazlı camiadaki daha ilk sezonunda üç kupanın (‘Avrupa Süper Kupası’, ‘Kıtalararası Şampiyonluk’ ve ‘Bundesliga Şampiyonluğu’) sahibi oldu. Final oynayıp da kaybettiği tek bir cephe var; Dortmund’a karşı mağlup oldukları ‘Almanya Süper Kupası’. Guardiola’nın ve Bayern’in bu sezon için iki hedefleri daha kaldı: Geçen sezon kazanılan ‘Almanya Kupası Şampiyonluğu’ ve ‘Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu’ ibarelerini bir kez daha kartvizitlerine eklemek... İkinci hedefe ulaşma yolunda eski bir hesabı da kapatmaları gerekiyor; 1998-99 sezonunda Şampiyonlar Ligi Finali’nde o unutulmaz maç sonunda son üç dakikada kupayı kaptırdıkları Manchester United’dan rövanşı almak... İspanyol teknik adamın payına düşen ilginç bir notsa şu: Guardiola, Barcelona kariyeri boyunca 14 kupa kazandırmıştı Katalan ekibine. Bayvera cephesinde ise şimdilik üç kupanın sahibi ve sayı beşe çıkabilir. Sanırım bu rakamlara başka bir teknik adamın ulaşması zor görünüyor. Özetle futbolda ‘sayılarda boğulmayı’, bir başka deyişle istatistikleri sevenleri de heyecanlandıracak bir kariyer Guardiola’nınki.

Her iktidar yıkılmak içindir

Peki yerel ve uluslararası renklerle bezenen Bayern’in taçlandırdığı Bundesliga’da başka renklere yer var mı? Geçenlerde Nuri Şahin, durumu net bir ifadeyle aktarmıştı: “Almanya’da siz ancak Bayern’in zayıf olduğu sezonlarda şampiyon olabilirsiniz...” Guardiola’yı seviyoruz, Bayern’i sevmesek her daim saygı duyuyoruz (zaten kendileri duymak zorunda bırakıyorlar) ama her yerde olduğu gibi ‘Düzen’i zaman zaman bozmak, anarşist filizlenmelere de göz kırpmak gerekiyor. En azından bence... Dolayısıyla ‘Her iktidar yıkılmak içindir’ ön kabulünden yola çıkarak ve ‘Bu sezon geçti’ artık diyerek önümüzdeki sezonlara bakalım ve ‘Bayern saltanatı’nın tekrar sallanacağı günleri de görelim derim. Zaten futbolun doğası da bu; hep kazan hep kazan, nereye kadar? Biz bu oyunu en çok hayata benzediği için sevmiyor muyduk; o halde sevinçler kadar üzüntüler de olmalı ki Bayern’liler de insan olduklarını hatırlasın!.. Zaten bu oyuna bir ‘uzaylı’ (‘Messi’ tabii ki) yeter de artar bile....

Yazarın Tüm Yazıları