Paylaş
Hâlihazırda FED, piyasadan aylık 35 milyar dolar tutarında hazine ve mortgage tahvili satın alıyor. Bu durumda, Ekim ayına kadar Temmuz sonu ve Eylül ortasında yapacağı toplantılarda da 10’ar milyar dolarlık kesintiler yapması bekleniyor.
Ekim ayında tahvil alımlarının sona ermesi ile FED’in, 2015 ortası gibi faizleri artırmaya başlaması bekleniyor.
Dün yayımlanan tutanaklarda, faiz artırım süreci ile ilgili tartışmaların da olgunlaştırıldığı görülüyor. Öyle ki epey kapsamlı bir hazırlık ve tartışmanın yapıldığı anlaşılıyor. FED’in tahvil alımlarına ne yapacağını kafasında tamamladığı, devasa bilançosuyla faizi nasıl yukarı çekeceğinin tasarımının da ince ayarını yaptığı anlaşılıyor.
Birincisi, FED’in elindeki tahvillerin vadesi geldikçe yapılacağı da konuşulmuş. Tartışmalarda, faiz artırımı sırasında ya da sonrasında FED’in elinde bulunan tahvilleri itfa etmeye başlaması da genel kabul gördüğü anlaşılıyor. Bu, tahvil alımlarıyla şişen bilançoyu küçültmenin başlangıcı demek olacak.
İkincisi, bankaların FED’de tuttukları zorunlu karşılıkların üzerindeki rezerv fazlalarına uygulanacak faiz oranlarının, faiz yükseltme operasyonu başladığında politikanın ana unsuru olmasının genel kabul gördüğü anlaşılıyor. Çünkü FED’in piyasadan ters repo yolu ile para çekmesi de bir seçenek olarak masadaydı. Ayrıca, rezerv fazlasına ödenecek faizin de ters repo faizinin 20 baz puan üzerinde olması konuşulmuş.
Üçüncüsü de, faiz artırım sürecine geçerken ki FED bunu ‘normalleşme’ olarak adlandırıyor; açık ve şeffaf bir çıkış planını hazırlanarak yılsonuna doğru kamuoyuna duyurma konusunda da mutabık kalınmış.
Bu durumda, FED Ekim ayı toplantısında tahvil alımlarını sonlandıracak. Olasılıkla aynı toplantıda faiz artışına geçiş için normalleşme takvimi ve bunun operasyonel şekli açıklanacak. Benim tahminim, Yellen’in görevi devraldığında süreyi ağzından kaçırdığı gibi; aradan en fazla 6 ay geçtikten sonra da Nisan ayında ilk faiz artışı yapılmış olacak.
Bu ortaya çıkan yol haritası bize şunu söylüyor; 2013 Mayıs ortasında Bernanke’nin konuşması ile beliren ufuk çizgisinde hiçbir değişiklik yok. FED, ustaca çizilen rotaya uygun biçimde seyrediyor. Sorun şurada; bizim gibi bundan etkilenecek ülkeler aynı ustalıkta bir yol haritası çizebilmiş değil.
ugurses@hurriyet.com.tr
Paylaş