Paylaş
Ekonomik ve politik çalkantılar en çok şirketleri rahatsız ediyor. Peki, şirketleri yöneten tepe yöneticiler içinde oldukları bu tabloyu nasıl değerlendiriyor? Bana göre şirket CEO’ları en az siyasetçiler kadar ülkenin nabzını tutabiliyor. Zira girdi tedarik sürecinde, üretimde, pazarlamada, satışta bilgi akıyor bu şirketlere.
Capital-Ekonomist dergilerince, şirketlerin üst yöneticilerinin katılımı ile oluşturulan CEO Club’ın 68 üyesi bir dizi soruyu yanıtlamışlar. Seçime doğru siyaset ve ekonomiyi ne bekliyor?
Birincisi, yüzde 70’lik çoğunluk AK Parti’nin oy kaybedeceğini ama tek başına iktidarını koruyacağını tahmin ediyor. Bu oran yılbaşı öncesinde yapılan ankette yüzde 75’ti. Yüzde 27’lik dilim ise tek başına iktidarını kaybedeceği beklentisinde. Burada da oran yılbaşı öncesi ankette yüzde 16’ya yakındı. Bu görüşte belirgin biçimde yükseliş var. Anayasa değiştirecek çoğunluğa ulaşmasını bekleyenler ise yılbaşındaki yüzde 6.9’dan yüzde 1.5’e düşmüş. Bu tahminlere altyapı oluşturan da ikinci soru; yüzde 75’i HDP’nin barajı geçeceğini düşünüyor.
Vaatler: 1990’lara dönmeyiz
Hangi partinin seçim vaatlerinin daha gerçekçi olduğu konusunda ise sıralama şöyle; CHP yüzde 51, AK Parti yüzde 29, MHP yüzde 12, HDP yüzde 7. Devam sorusunda seçim vaatlerinin ülke ekonomisini 1990’lara geri döndürüp döndürmeyeceği; ‘döndürmez’ diyenler yüzde 51.6, ‘döndürmez ama ekonomiyi zorlar’ diyenler yüzde 46.9, ‘evet’ diyenler sadece 1.6 Doğrusu, bu vaatleri kriz senaryoları ile karşılayan AK Parti kurmaylarına bakarak, şirket CEO’larının ülkenin ekonomik gücünün daha yüksek olduğunu düşünüyor olmaları kayda değer.
CEO’ların yüzde 92’si başkanlık sistemine ‘hayır’ diyor.
Seçim sonrasında ekonomi politikası radikal biçimde değişiklik olur mu? Buna kabaca üçte ikisinden fazlası hayır diyor. Sınırda bir sandalye sayısı ile iktidar bekleyen CEO’lar, olasılıkla maceracı ekonomi politikasının da olamayacağını bekliyor.
Ekonomiye acil önlem
Ankette, “sizce yeni hükümetin öncelikle ele alması gereken konular ne olmalı” diye soruluyor; yüzde 30’u ‘ekonomiye ivme verecek acil önlemler’ diyor. Yüzde 28’i ‘kapsamlı bir reform paketi’, yüzde 19’u ‘AB üyelik sürecine yeniden hız kazandırılması’, yüzde 14’ü ‘Kürt sorununun çözümüne yönelik adımların hızlandırılması’, yüzde 8’i de yeni bir Anayasa hazırlanması demiş. Benim dikkatimi çeken, hala yüzde 28’lik kesim kapsamlı bir reform programından bahsettiğine göre; Başbakan Davutoğlu tarafından ilan edilen dönüşüm programlarına dair eylem planlarının reform diye hesaba alınmamış olduğu anlaşılıyor.
‘Sizce şu anda Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?’ sorusunun yanıtları şöyle; yüzde 45 ekonomideki yavaş büyüme, yüzde 34 siyasi belirsizlik, yüzde 10 dolar kurundaki yükseliş, yüzde 6 cari açık, yüzde 4.5 işsizlik.
Kur artışı ülkeyi yavaşlatıyor
Dolar kurundaki artışın bir durguluk ya da krize yol açmasını bekliyorlar mı? Yüzde 62’si ‘evet’ diyor. Aralık sonunda yapılan ankette aynı CEO’ların sadece yüzde 35’i, 2015 bütçe ve planlarını yılsonunda dolar kurunu 2.40 ve üzerinde tahmin ederek yapmışlardı. Muhtemelen, kur artışının ekonomide yarattığı tahribatı yaşayarak görüyorlar. Bunun ipucunu da ‘yılbaşından bu yana işler nasıl?’ sorusuna verilen yanıtlardan alıyoruz: Yüzde 44’e yakını ‘durgunluk var’, ‘yavaşlama var’ derken, ‘değişmedi’ diyen yüzde 37, ‘canlılık sürüyor’ diyenler de yüzde 13’te. İşler kötüye gidiyor diyen ise yüzde 6’da.
Seçim işleri açacak mı? Mevcut durumda değişiklik beklemeyenler yüzde 43. İyiye gideceğini düşünenler yüzde 33, yavaşlama bekleyenler yüzde 23.
CEO’ların üçte ikisi seçim sonrası işlerin iyiye gideceğini düşünmüyorsa ve kabaca üçte bir oranda CEO ülkenin en önemli sorununun ekonomik yavaşlamadan sonra siyasi belirsizlik olduğunu düşünüyorsa Ankara’daki politik kriz çözülmedikçe, kurumlar ve kurallar işlemedikçe orta vadede beklentiler değişmeyecek görünüyor.
ugurses@hurriyet.com.tr
Paylaş