Paylaş
Aradan geçen 5 ayda vaatleri seçimde belirgin bir rol oynayacak mı bilinmez ama partiler 1 Kasım seçimi için yeni taahhütler ortaya koydular. Vaatlerde CHP, MHP ve HDP’nin küçük rötuşları olsa da, asıl dikkati çeken AK Parti’deki değişim oldu. Tabii ki ilk akla gelen soru ‘neden 13 yılda yapmadınız?’ sorusu idi. Haziran seçimlerindeki muhalefet partilerinin yoksulluk ve sosyal koruma vaatlerine ‘popülizm’ ve ‘felaket olur’ damgası vuran AK Parti, bunların bir bölümüne Kasım seçiminde sahip çıkmaya başladı. Kaynak tartışmasında da, taahhütlerin maliyet hesaplarındaki farklılıklar ve çelişkiler ise epey dikkat çekiyor.
AK Parti’nin en dikkat çeken vaadi asgari ücretin bin 300 TL olması ve emeklilere bir ile bir buçuk maaş ikramiye verilmesi. Bu vaadin özel kesime maliyeti var. Açıklandığı hali ile bunun maliyeti işverene daha fazla olacak. Oysa CHP’nin vaadi şöyle idi; asgari ücret 1500 TL olacak. Aynı zamanda asgari ücret vergiden muaf olacaktı. CHP’nin vaadine göre asgari ücrete vergi muafiyeti bütçede 9.7 milyar TL vergi kaybı yaratırken, işverene getireceği maliyet yaklaşık 265 TL olacak. Oysa AK Parti’nin 1300 TL’lik asgari ücret vaadi tamamen işverene yük olacak o da, yaklaşık 350 TL olacak. Özetle, özel kesime maliyet açısından AK Parti’nin asgari ücret vaadi daha maliyetli. İşte bu hesabı yapınca, CHP’nin 19 Nisan’da açıkladığı bu vaadi gösterip felaket tablosu çizen AK Partili bakanları ve siyasetçiler akla geliyor.
Bir başka boyut da, taahhütlerin maliyeti konusu. Başbakan Davutoğlu kendi taahhütlerinin maliyetini 19 milyar TL derken, rakiplerinin maliyetlerini ise 150 milyar olarak ifade ediyordu. Görünen o ki; hiç farklılaştırmıyordu. Oysa CHP ve MHP kalem kalem hangi vaadin ne kadar yükü olduğunu anlattılar. CHP 57.2, MHP ise 81.5 milyar TL tuttuğunu açıkladılar. AK Parti taahhütlerinin kalem kalem dökümü ortaya konulamadı. Fazlası, Başbakan Davutoğlu kendi vaatlerinin maliyetini 19 milyar dese de; emeklilere bir maaş ilave ikramiyenin 12-13 milyar maliyeti olduğunu biliyoruz.
Asıl çelişkili nokta, taşeron işçilere kamuda kadro verilmesi taahhüdünde. CHP’den sonra AK Parti de bu taahhüdü verdi. CHP’nin nisan ayındaki aynı taahhüdüne karşı, Şimşek’in Nisan ayındaki o açıklamasında bunun maliyetinin 30 milyar TL olduğu söylenmişti. Şimdi Davutoğlu’nun muhalefetin vaatlerinin 150 milyar TL olduğunu vurgulaması, işte Mehmet Şimşek’in Nisan ayındaki o listesinden geliyor. Şimdi şöyle bir çelişki ortaya çıkıyor; ya CHP’nin taahhütlerinin toplamı AK Parti’nin iddia ettiği gibi 150 milyar TL değil, ya da AK Parti’nin Kasım seçimi için açıkladığı vaatlerin maliyeti 19 milyar değil, 49 milyar TL. Çünkü Şimşek’e bir eleştiri de şuydu; ‘taşeronlara ödenen para çeşitli mal ve hizmet alımları nedeniyle bütçedeki başka kalemlerin içinde zaten var, CHP’nin vaadi ile ilave bir harcama olmayacak’.
AK Parti, muhalefetin taahhütlerini biraz da şişirilmiş biçimde hemen ertesi gün sorgularken, kendi vaatlerinin mali yükünü şeffaf biçimde paylaşmıyor. Bütçe hakkı ve hesap verme konusunda şimdiye kadar gösterdiği tavır gibi.
CHP’nin 19 Nisan’da açıkladığı seçim beyannamesi ertesinde, bu taahhütlerin kaynağının tartışılması gayet doğaldı. En doğrusu, harcamaların kamuya olası maliyeti ve bunun nasıl karşılanacağı, nasıl yönetileceğinin de kamuoyuna anlatılması idi. Bunu eleştirmek, listesini tartışmak da gayet normaldi. CHP kurmayları sonradan bunun listesini ortaya koyup, yaklaşık 57 milyar TL’lik yani GSYH’ya oranla yüzde 2.9’luk bir bütçe yükü getireceğini anlattılar.
19 Nisan’ın ertesi günü elinde liste ile CHP’nin vaatlerinin 150 milyar TL olduğunu iddia ederek anlatan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de buna karşı çıkıyordu.
AK Parti kurmayları, CHP’nin vaatlerinin ülkeyi yeniden IMF’nin kapısına götüreceğini iddia ederken, şimdi Kasım vaatleri konusunda epey bir sessiz görünüyorlar. Hangisi doğru?
Paylaş