Paylaş
Şimdi güncel hikaye şu; Merkez Bankası para piyasasında açtığı Dolar-TL ‘swap’ ihalelerinde oyunculara arbitraj (kazanç farkı) oluştu ve rekor katılım gelmeye başladı. Swap ihaleleri ile Merkez Bankası’nın bankalara açtığı, yüzde 1’le dolar borç verme, karşılığında da yüzde 12.25’le TL borç alma ihalelerine (TL karşılığı döviz deposu ihalesi) dün 8.4 milyar dolarlık rekor teklif geldi. Bu, Nisan ayında haftalık ortalamada günlük ihalelere gelen 1-1.5 milyar dolarlık teklifin kat kat üzerinde.
Peki arbitraj nasıl oluyor?
Londra’daki para piyasasında gecelik faizler Merkez Bankası’nın ortalama fonlama faizinin kabaca yarım puan altında seyrediyorken bu fark, “Macron rallisi” sonrasında iyice açıldı. Şimdi 1.5 puana yakın. Bu da piyasa oyuncularına kazanç demek; “Londra’da borçlan, Merkez’e borç ver”.
Peki neden bu durum ortaya çıkıyor?
Merkez Bankası para politikasının gereğini yapamadığından; dümdüz politika faizlerini artıramadığından, Ocak ortasında faizi yüksek tek pencereyi kullanmayı tercih etti. Bankacılık sisteminin ‘yangın alarmı’ sayılabilecek Geç Likidite Penceresini kullanmaya başladı. Bir de ayrıca TL karşılığı döviz deposu (Swap: Para takası) işlemlerini başlattı. Banka, ihale ile gelecek katılımcılara bir haftalık vadede dolar borç verecek, karşılığında TL borç alacaktı. İlginç tarafı bankanın gecelik borç alma faizi yüzde 7.25’te iken, gecelik vadede de piyasanın para ihtiyacının yüzde 90’ını yüzde 12.25’le karşılarken, swap işlemleri ile çektiği paraya da yüzde 12.25 ödemeyi teklif ediyor.
Merkez Bankası ocak ayında günlük olarak 500 milyon dolarlık swap ihaleleri açmaya başladı. Şimdi 1 milyar 250 milyon dolarlık ihaleler açıyor. Haftalık toplamda 6 milyar 250 milyon dolarlık bir tutarda swap işlemine ulaştı. Karşılığında da yüzde 12.25’le kabaca 22 milyar TL çekiyor. Oysa diğer kanaldan piyasaya sürdüğü 100 milyar TL’yi aşkın parayı ortalaması yüzde 11.96 ile veriyor.
Tam bir “aşure” görüntüsü değil mi? Bankanın borç alma faizi yüzde 7.25 iken piyasaya para verdiği faiz oranı olan yüzde 12.25’le para çekmesini anlamı ne? Hemen şu gerekçe söyleniyor; “Efendim Londra’da para piyasasında TL faizleri çok düştü; Merkez Bankası swap işlemleri ile bunu yukarı itmeye çalışıyor. Aksi halde kur yükselebilir”.
İşin doğrusu, Merkez Bankası’nın yüzde 12.25’le TL çekiyor olması TL’nin cazibesi için yeterli gerekçe. Ancak bunu neden kendi politika faizi ile yapmadığı, neden bu tür “piyasa arbitrajlarına düşerek” yapmaya çalıştığı asıl soru olmalı.
Yanıtını biliyoruz; selefleri gibi şimdiki Merkez Bankası yöneticileri de yine aynı yolun yolcusu. Hem sert değer kaybının felakete dönüşmemesi için TL daha fazla değer kaybetmesin, hem bunu yüksek faizle yapalım, hem de bunu tabelaya yazarak politikacıları kızdırmayalım çabası.
Banka şimdi, 15 Temmuz sonrasında açtığı teminat döviz deposu penceresini uzun süre devam ettirmesinde olduğu gibi, rahat bir çıkış bulana kadar açtığı bu “yan yolun” tutsağı yine. Olasılıkla yine kur üzerine yansımalarına tanık olacağız.
Paylaş