Paylaş
Mart ayı cari işlemler açığı, TÜİK tarafından beklentilerin üzerinde 4 milyar 960 milyon dolar olarak açıklandı. Son 12 aylık cari açık da 43.9 milyar dolardan 45.5 milyar dolar yükseldi. Ekonomik yavaşlama, düşen emtia ve petrol fiyatları nedeniyle küçülen cari açık, mart ayında ithalatın ve portföy yatırımlarında oluşan temettü transferleri nedeniyle yükseldi. Ancak bunun sınırlı kalması muhtemel.
Asıl çarpıcı olanı; finansman tarafında Şubat ayında ortaya çıkan net çıkışın devam etmesi. Mart ayında giriş yerine finansman çıkışı 1 milyar 681 milyon dolar olunca, Merkez Bankası rezervleri 6.5 milyar dolar azaldı. Şubat-Mart toplam finansman çıkışı 3.9 milyar dolar olurken, bunun sadece kabaca 3 milyar dolarlık bölümü Mart ayındaki portföy çıkışlarından oluşuyor. Bunun nedeni malum; 16 Ocak’tan itibaren Merkez Bankası’na yapılan ‘faiz indir’ baskısı, ülkeye gelmiş olan kısa vadeli sermayeyi ürküttü. Öyle ki; mart ayındaki 2.9 milyar dolarlık portföy çıkışı ülke tarihindeki aylık bazda dördüncü büyük çıkış olarak kayıtlara geçti. İlk üçü ise birincisi Kasım 2000 krizinde, ikincisi Ekim 2008’de küresel krizin başlangıcı sayılan Lehman krizi, üçüncüsü ise Temmuz 2013’de Bernanke konuşması sonrası döneme ait. Geçmişteki rekor portföy çıkışlarına dair tarihçenin Mart ayı hariç tamamının dışsal kaynaklı olduğu görülüyor. Ama Mart mayında ‘faiz indir’ baskısıyla içsel bir nedeni rekor sıralamasına kaydetmiş olduk.
Daha fazlası, bir ayda 6.5 milyar dolarlık Merkez Bankası rezerv kaybı tarihi rekor. Bunda da dikkat çeken, rekor rezerv kaybı tarihçesi çok geriye uzanmıyor. Son üç rekor rezerv kaybının hepsi iç nedenlerle oldu; Ocak ve Aralık 2014 ve Mart 2015.
Peki, bu neyin işareti; zorlaşan küresel koşullara rağmen politik olarak ekonomik kurum ve kuralları zorlamanın, baskı altına almanın, çerçevesi belli olmayan bir ekonomi politikasıyla gitmenin faturası çıkmaya başladı demek. Türkiye giderek daha az sermaye çekebiliyor demek. Türkiye cari açığından daha az sermaye çekmeye başladıkça hem rezerv kaybedecek, hem de giderek daha az cari açık vermeye zorlanacak. Sonucu ise kur artışı demek. Nitekim geride kalan 3 ayda neden kurun yükseldiğinin de iyi bir açıklaması bu.
Paylaş