Kur oynaklığı büyümeyi vuruyor

FAİZ indirmeye sabitlenen Ankara siyaseti, döviz kuru artışının getireceği olumsuz sonuçları görmezden geliyor.

Haberin Devamı

Toplumun her kesimine yansıyacak olumsuzlukların başında enflasyon gibi ekonomik büyümede de sert yavaşlama geliyor. Geçmişte örneği çok; 2006’da ve 2009’da, yakın dönemde de 2011 Ekim ayında ve 2014 Ocak ayında Türkiye, zirveye ulaşan sert bir kur artışına tanık olmuştu. Bu kur artışının yaşandığı dönemleri izleyen çeyreklerde görece yüksek ekonomik büyümenin yavaşlamaya dönüştüğünü anımsayalım. Kur istikrarının olduğu dönemlerde ekonomik büyüme ivmeleniyor, oynaklığın arttığı ve döviz kurunun yükseldiği dönemleri ise ekonomik yavaşlama takip ediyor.
2015 Ocak-Mart arasında tanık olduğumuz ve hala da devam eden kur hareketliliği muhtemelen yavaşlayan ekonomiyi daralmanın eşiğine getirecek. Ocak ayı sanayi üretiminde gözlenen gerileme, henüz kur hareketinin etkilerini içermiyordu. Olasılıkla hava koşullarının da etkileri var. Ancak, şubat verileri ile daha iyi gözlenmeye başlanacak.
Tasarruf açığı olan ki bu açığın da kayda değer ölçüde yüksek olduğu bir ülkeyiz, bu açığı kapatan ve büyümenin yakıtı olan dövizin fiyatı yükseldiğinde, yüksek bir aralıkta dalgalandığında bizatihi büyümenin kendisi yara alıyor. Ne yazık ki siyasetçiler her defasında yeniden ve yineleyerek kırılgan kur dengesinde gerilimler yaratıyorlar.
Geride kalan iki aylık dönemde, ‘faiz indir’ baskısının temel motivasyonun politik olduğunu biliyoruz. Olasılıkla bunda, yaklaşan seçimlerde elde edilecek yeterli sandalye sayısıyla ‘Türk tipi başkanlık sistemini’ sağlayacak bir oy oranı, bunun için de yeterli bir ekonomik büyümenin sağlanması arzusu olduğu açık.
Hiçbir analitik tarafı olmayan biçimde, ekonomiyi ‘düğmeye basınca çalışan’ bir dokuma tezgahı biçiminde algılıyorsanız, tek başına Merkez Bankası faizi düşürünce ekonomik büyümenin yoluna girebileceği akla gelebilir.
Ancak sonuç ortada; yakın dönemde kur dalgalanmasını izleyen altı aylık dönem sonrasında ekonomik yavaşlama damgasını vurmuş. 2011 Temmuz-Ekim arasındaki kur dalgalanması sonucu 2012’de ekonomik büyüme 4 çeyrekte ortalama yüzde 2.4’e geriledi. Sonrasında 2012’de görece istikrarlı kur seyri ile 2013 büyüme ortalaması 4 çeyrekte ortalama yüzde 4 oldu. 2013 Temmuz-Ocak arasındaki kur dalgalanmasında da, 2014 ikinci çeyrekten itibaren görüyoruz ki yüzde 2’lere geriledi.
Bu defa, 2014 başındaki kur dalgalanması ve ekonomik yavaşlamanın sonuçlarını geride bırakamadan yeni bir çalkantıya girildi. 2015 Ocak-Mart kur dalgalanması olasılıkla, henüz yüzde 2-2.5’luk büyüme patikasından çıkamayan ekonomiye yeni bir darbe daha vuracak. Bu da sıfır-yüzde 2 arası yeni ve daha yavaş bir büyüme kanalı demek. Umarız ocak ayındaki sanayi üretim gerilemesi bunun başlangıcı değildir.

Haberin Devamı

ÇALKANTI SEYREDİLDİ

Haberin Devamı


Tarihten ders alınsaydı tekerrür etmezdi; geçmişte defalarca gördüğümüz ‘film’ ve sonucu bu. Oysa uluslararası konjonktürde bu kur dalgalanmasını daha da şiddetlendirecek bir faza geçildi. Ne buna hazırlık yapıldığı, ne de kendi kırılganlıklarımızın farkında olunduğu tablosu sergilenmiyor Ankara’da. Tersine, ekonominin direksiyonunda olan ve tüm çalkantılara karşın her zaman olduğu gibi iki ay boyunca ortaya çıkmayan ‘iyi gün başarılısı’ bakanın, ABD’nin en eski ve deneyimli kurumunun başına iletişim dersi ve akıl verdiğini anlatması ‘başka ülkede olsa eğlenceli bir durum’ dedirtiyor. Ancak, sorumlu koltuğunda oturduğuna göre; ekonomik büyümenin darbe alması da onun karnesine yazılacak.

Yazarın Tüm Yazıları