Paylaş
Bunun yanıtı belli; yüksek kupürlü banknotları uyuşturucu tacirleri, kara para aklayanlar ile terör örgütleri tutma heveslisi. Bir de yolsuz ve rüşvetçi siyasetçiler ile bürokratlar, kayıt dışı çalışıp vergi kaçıranlar.
Şimdi Avrupa’da, suçlarla ve terörle mücadelede parasal akışı kaynağında kesmek için, en başta yüksek taşınabilirliği ve değer aktarımı sağlayan 500’lük banknotların dolaşımdan çekilmesi konusunda çabalar ön plana çıkıyor.
Yüksek kupürlü banknot tutmak, görece daha yüksek bir parasal varlığı, yükte hafif yani taşınabilir bir varlık olarak tutmak demek. Basit bir karşılaştırmada; TL’deki en yüksek banknot kupürü 200’lük TL banknot yaklaşık 70 dolara karşılık gelirken, dolardaki en yüksek kupür olan 100 dolarla yaklaşık 300 TL’lik bir değeri, euroda 500’lik banknotla ise 1650 TL’lik bir değeri elimizde tutuyor oluyoruz.
Avrupa Polis Teşkilatı Europol’ün basit hesap örneğiyle; 2 bin adet 500’lük euro banknot, tam 1 milyon euro ediyor. Ağırlığı ise 2.2 kilo. Bu tutar, 3 litre gibi ve bir laptop çantası kadar yer kaplıyor. Oysa aynı tutarda parayı 50’şer euroluk banknotlarla tutmak ya da taşımak isteseydik; 22 kilo ağırlığında kocaman bir bavulumuz olacaktı.
ABD, yüksek banknot kupürü çıkarmama konusunda belirgin biçimde istikrarlı bir politika izliyor; mali sistem çok gelişmiş olduğundan, en küçük ödemeler bile elektronik ödeme, çek ve kredi kartı ile yapılırken, fiyat istikrarı sayesinde düşük enflasyonla en yüksek kupür yıllardır 100 dolarlık banknot olarak duruyor. Gündelik yaşamda 100’lük dolarlar, 1.4 trilyon dolarlık emisyon hacminin yüzde 78’ini oluşturuyor. Bu yanıltmasın; yetişkinlerin sadece yüzde 5.2’sinin cüzdanında 100’lük dolar bulunuyor. Ekonomide ödemeler kredi kartı, transfer biçiminde olurken; değer olarak sadece yüzde 14’ü nakitle yapılıyor. 100’lük dolarla yapılan ödemeler ise adette yüzde 1’ine, değer olarak ise sadece yüzde 5’ine ulaşıyor.
Uluslararası Ödemeler Bankası BIS’in 19 ülke için yaptığı hesaba göre, dolaşımdaki nakit ulusal paraların milli gelire oranı ortalama yüzde 7.9 çıkmış. Bu oran, Rusya ve Hindistan’da yüzde 12 civarında, Brezilya’da ise yüzde 4. Türkiye’de ise yüzde 4.5 civarında.
Avrupa’da durum şöyle; İsviçre’de 1000 Franklık kupür var; dolaşımdaki toplam hacmi 60 milyar. Euro Bölgesi’nde, ise 500’lük banknotların hacmi 306 milyar euro.
2002’de ulusal paralardan euroya geçerken, 1000 Alman marklık kupür bulunması nedeniyle 500’lük euro banknot basma tercihi yapıldığı belirtiliyor. Oysa bugün dolaşımda bulunan toplam euro emisyon tutarı 1 trilyon 80 milyar iken, bunun yüzde 28’i, yani 306 milyarlık tutarı 500’lüklerden oluşuyor. Avrupa Merkez Bankası’nın bir araştırmasında, Avrupa’da 500’lük banknotu hiç görmediğini söyleyen bireylerin oranı yüzde 56. İkinci büyük banknot olan 200’lüğü hiç görmeyenler ise yüzde 44.
ATM’de çekilen ortalama para miktarı 151 euro, banka şubesinden çekilen para ortalaması ise 350 euro. Cüzdanda taşınan para ortalaması ABD’de 74 dolar, Almanya’da 123, Hollanda’da 51 euro.
500’lüklerle bu kadar yüksek bir ‘tanışmamışlık’ varken, nerede bu 500’lükler peki?
Avrupa Polis Teşkilatı Europol’ün raporuna göre, suç ve terör örgütlerinin en çok tercih ettikleri paraların başında 500’lük euro, ikinci sırada da 1000’lik İsviçre Frangı geliyor.
Basılan 500’lük euro banknotların yüzde 52’sini 4 ülke piyasaya sürmüş; Lüksemburg, Avusturya, İtalya ve İspanya. Yüzde 43’ü ise Almanya’da ihraç edilmiş. Bu banknotların Avrupa’da günübirlik işlemlerde ortada görülmediği de hesaba katılırsa; ihraç edildikten sonra gittikleri yerleri tahmin etmek hiç de zor değil. Özellikle Lüksemburg, Avusturya (Viyana) ve Almanya (Frankfurt ve Lörrach) banknot ticaretinin ve sevkiyatlarının en güçlü piyasaları. Yani Avrupa dışına giden kapılar. Yine Europol’ün raporuna göre, yüksek kupürlü banknotlar, Doğu Avrupa, Balkanlar’a ve Asya’ya uzanıyor. Almanya’da ihraç edilen 500’lüklerin yarısının Rusya’da olduğu tahmin ediliyor. Bu toplam 306 milyar 500’lük euronun yüzde 21’i, yani 65 milyar euro demek.
Amerikan Hazine Bakanlığı’nın 2006’da hazırladığı rapora göre, dolaşımdaki yaklaşık 800 milyar dolarlık banknotun 250 milyarı ABD dışında 30’u aşkın gelişen ülkede idi. Rapora göre, Rusya’da 80 milyar dolar, Çin ve Arjantin’de 50’şer milyar dolar, Türkiye’de de 10 milyar dolar nakit dolar bulunuyordu.
Harvard Kennedy School’dan Peter Sands’in hazırladığı raporda, bu bilgilere işaret edilerek, her yıl 2 trilyon dolarlık uyuşturucu, kara para, terör gibi suç parasının aktığı, yolsuzluğun da 1 trilyon dolar olduğu, bunların sadece yüzde 1’inin yani birkaç milyar dolarlık kısmının yakalanabildiği anlatılıyor. Bu yüzden 500’lük euro gibi yüksek değerli banknotların ortadan kaldırılması öneriliyor. Hatta 100’lük dolar, 50’lik pound gibi kupürlerin bile.
Nakit para, suçun anonim kalması için; kimden gelip kime gittiği, ne için kullanıldığı gibi iz bırakmadan dolaşabiliyor, bağları koparıyor. Yüksek tutarda nakit, yükte hafif olarak kolayca taşınabiliyor.
Yüksek kupürler dolaşımdan kaldırılırsa vergi kaçakçıları, finansal suçlular, terör finansmancıları ile yolsuz politikacı ve bürokratların yaşamı epeyce zorlaşacak. Kirli paralarını ‘sıfırlayamadan’ yakalanacaklar.
Paylaş