Paylaş
Kabinenin ana omurgasının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son çekirdek kadrosundan oluştuğu, yapılan kaydırmalardan dolayı il dengesi kaygılı birkaç rötuş yapıldığı anlaşılıyor. Enerji Bakanlığı Kayseri’den İstanbul’a kayınca, Ekonomi Bakanlığı Kayseri’ye verilmiş. Böylece de bu bakanlığı kaybeden Denizli’ye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilmiş.
Ekonomide Başbakan Yardımcılığı pozisyonuna Mehmet Şimşek’in getirilmesi olumlu. Şimşek, ekonomi politikasının makro çerçevesini Cevdet Yılmaz’la birlikte çizecek kişi olacak olasılıkla. Yapabilecekleri, reform olmadan sınırlı. Şimşek, Türkiye’nin temel ekonomik sorunlarının ve bunların çözümleri konusunda ‘kurcu’ ve ‘faizci’ çözüm peşindeki siyasetçilerden farklı. Yapısal reformlarla mesafe alınabileceğini biliyor. Sorun, Şimşek’in tek başına reformcu bir politika demetini yaşama geçirebilecek kadar etkili alan bulup bulamayacağında? Kabinenin diğer üyelerinin politik profilleri buna pek uygun görünmüyor; reform yönünde güçlü bir tablodan çok, Beştepe ile uyumlu ve daha iç politikaya dönük bir profil var.
Şimşek’in bu koltuğa atanması, reformcu bir kaygıyla mı, yoksa mali piyasalardaki kaygıların giderilmesi yani ‘vitrin kaygılı’ mı olduğu kısa sürede anlaşılacak. Nereden mi? Birincisi hükümet programı ve o Ankara kulislerinde çok dillendirilen ‘takvimi belli acil eylem planı’ türünden bir programın ortaya konulmasıyla. Yani reformun reform niteliği taşıyıp taşımadığı kısa sürede test edilecek. İkincisi de kritik bürokratik atamalarda ve yaklaşan Merkez Bankası başkanı ve yardımcılarının atanmasında Mehmet Şimşek’in ne denli etkili olacağı izlenecek. Hazine Müsteşarlığı koltuğu 15 aydır boş. Bakalım Şimşek kendi müsteşarını belirleyebilecek mi? İkincisi, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın görev süresi Nisan ayında doluyor. Haziran sonuna kadar da 3 başkan yardımcısının görev süresi doluyor. Şimşek damgasını vurabilecek mi?
Başbakan Yardımcılığı koltuklarının sayısı artırılmış. Bunlardan birinde de DPT kökenli eski Ulaştırma Bakanı Lütfü Elvan oturacak. Yaklaşık 10 gün önce bizatihi kendisi, ‘reformlardan sorumlu Başbakan Yardımcılığı pozisyonu oluşturulacak’ diyordu. Muhtemeldir ki bu işten sorumlu olacak.
Maliye Bakanlığı’na da seçim öncesinin müsteşarı olan Naci Ağbal’ın getirilmiş olması, şu noktayı tescil ediyor; Maliye zaten Ağbal’ın yönetimindeydi, şimdi de siyasi ita amiri oldu. Reform açısından, Şimşek’e göre daha tutucu bir tablo sergilemesi olası. Örneğin Avrupa Birliği’nin 17. Fasıl’ı açması halinde çok açık olarak beklediği bir şey var; ‘mali kural’ uygulamasının hayata geçmesi; bu yeni durumda, Şimşekli bir Maliye tablosuna göre bu zor görünüyor.
Davutoğlu tarafından bir öğleden sonrası aranarak milletvekili seçimlerinde aday olması için çağrılan Ali Babacan ise olasılıkla şöyle düşünüyor olmalı, “Beni neden çağırdınız?” Yoksa Babacan kendisi mi istemişti? Aslında, ekonominin patinaja geçtiği böyle bir dönemde Ali Babacan’a da zor zamanlarda maharetini gösterme şansı verilmeliydi. Bu mali piyasalar açısından da ‘buruk bir tablo’ sunuyor. Zira Babacan, Şimşek’e göre siyaseten daha etkili olarak görülüyordu.
Kabinenin özeti şu; ekonomide ve reform alanlarında iç politikaya dönük ve dahi ‘şahin’ bakan profilleri ile reformcu bir tablo zor. Ancak yine de, nihai olarak koltuklar yerine masaya gelen program ve eylem planlarına bakılacak. Umarım bu ilk tablo yanıltıcıdır.
Paylaş