Paylaş
‘Tabela faizini indirdim ama bankalara verdiğim paranın ortalama faizini indirmedim’ demek bu.Yıllık çekirdek enflasyon yüzde 9.7’de, hedefi yüzde 5 olan Merkez Bankası’nın ortalama fonlama faizi ise yüzde 8.9’da.
Enflasyonun altındaki bir faize banka dalga geçer gibi ‘sıkı duruş’ diyor.
Faiz koridorunun yüzde 10.75’de olan tavanının indirilmesi gerektiği Beştepe’deki danışmanlarca kamuoyuna duyurulmuştu.
Erdem Başçı’nın dün katıldığı son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında gecelik borç verme faizini çeyrek puan düşürmesi, Beştepe’ye verilen bir selam. Görev süresi 25 gün sonra dolacak olan Başçı, bir 5 yıl daha ‘oyunda’ kalmak istiyor.
Belli ki sadece Başçı değil, olasılıkla görev süresi Haziran sonuna kadar dolacak diğer PPK üyeleri de bu selamda hiza almışlar.
Ocak sonu itibariyle son 12 aylık dönemde 18 milyar dolarlık portföy çıkışıyla 16 milyar dolar rezerv kaybeden, çekirdek enflasyonu resmi enflasyon hedefinin iki katına yani yüzde 10’a dayanan, politik alanda kriz yaşayan bir ülkenin merkez bankasının faiz indirmesi açıklanabilir değil.
‘Merkez Bankası’nın faiz indirecek yerinin olduğu’ konuşmaları daha çok mali kesim oyuncularınca, yani para kazanmak arzusuyla ifade ediliyor. Yoksa aynı oyuncuların, ileriye dönük olarak enflasyonun düşeceğine inançları yok; 24 ay sonunda bile beklentileri yüzde 7.2’nin altında değil.
Yüzde 5’lik enflasyon hedefini tutturma amacını bir tarafa bırakıp ‘küresel mali piyasa oynaklığı azaldı’ diyerek faiz indirmenin bizatihi kendisi, ilerideki mali çalkantıların katalizörü olacaktır. Peki, gerçekten de küresel piyasalar sakinleşti mi?
Uzun süreli bir çalkantılı düşüşten sonra, sadece geçici bir süre iyileştiği açık. Ama ‘yaza götürecek bir bahar’ değil bu.
Yani ‘bahar geldi’ diyerek ‘giysileri’ üzerinden atan bir merkez bankası, ‘Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır’ sözünü en başta hatırlaması gereken kurum olmalıydı.
Paylaş