Ekonomide ‘perşembenin gelişi’

DÜN ikinci çeyrekte yüzde 3.09 büyüdüğümüz açıklandı.

Haberin Devamı

Biliyoruz ki; nedense enflasyonda, hukukta ve özgürlüklerdeki sıralamaları es geçen siyasetçiler hemen bir teselli bulacaklar; ‘OECD’de iyi büyüyen ülkeler arasındayız’ diye. Ancak, hala sürdürülebilir bir büyüme tablosu yok; ‘yama’ ile açık kapatarak büyüyen bir ekonomi tablosu, eğreti büyüme tablosu devam ediyor.Fazlası; dün açıklanan milli gelir verilerindeki ayrıntılar ülkemizin demokrasisine, siyasetine, barışına ve dış ilişkilerine çöken bulutların da gölgesini taşıyor.

 

1. Eğretiye büyüme devam

 

Ekonomideki yüzde 3.09’luk büyümeye, iç ve dış alem ile ekonomik kesimlerin katkısı şöyle; iç talepten gelen katkı tam 5 puan, ama dış talepten küçültücü katkı devam ediyor, -2.1 puan. Stoktan tüketileni de (yüzde 0.21) hesaba katarsanız üretimden büyümenin yüzde 2.88 olduğu görülüyor.

 

Haberin Devamı

2. Devletin tüketim harcamaları rekorda

 

Toplam tüketim ve yatırımları içeren iç talebin yüzde 5’lik büyüme sergilediği, bunun da 1.75 puanının devletin tüketim harcamalarından geldiği görülüyor. Bu, geçen çeyrek de çok yüksekti; 2009’daki krizden sonraki en yüksek katkı. Ne yazık ki; toplam yatırımların katkısı sıfır. Devletin yatırım harcamaları da, özel yatırımlar da artmamış. Türkiye, hane halkı ve giderek artan ölçüde devlet harcamaları ile büyümesini yüzde 3’te tutabiliyor.Devletin tüketim harcamalarındaki yükselişin nedeninin de, son bir yıldır artan güvenlik operasyonlarına, sınırdaki askeri hareketliliğe ve bunların lojistiğine yapılan harcamalar olduğu çok açık.  

 

3. Özel yatırımlardaki duruş 6. yılına giriyor

 

Özel yatırımlardaki duruş tam bir felakete dönüşmüş durumda. Ekonominin beşte birini oluşturan özel yatırımlar, 5 yıldır büyümüyor. Bu durum, kronikleştiği için artık arızi bir durum olarak düşünülmez. Özel yatırımlar, ikinci çeyrekte de geçen yıla göre yüzde 1.6 küçülmüş. Özel yatırımların son bir yıllık toplamının, 5 yıl gerideki aynı yerde durup kaldığı görülüyor. Son 5 yılda milli gelir birikimli olarak yüzde 20 artarken, özel yatırımlar koskoca 5 yılda toplamda sadece yüzde 2 artabilmiş. Bunun belirleyici nedeni de tek başına enflasyon ve  faiz değil, asıl hukukun üstünlüğünün gölgelenmiş olması ve politik tablo.

 

Haberin Devamı

4. Turistin tüketimi 8 yıl geriye gitti

 

Türkiye’nin dış politikasının yılda 30-35 milyon yabancı girişi alan turizme yansıması ve buradaki sert düşüş de milli gelire yansıyor. Bu giderek belirginleşiyor. Turist azalışı, ülkemizdeki harcamalarını da ikinci çeyrekte 8 yıl geriye götürmüş.En çok ‘para bırakan’ OECD ülkelerinden gelen turist sayısı haziran sonunda son bir yıllık toplamda yüzde 15 düşüşte idi. Bunun yansımasını ‘yerleşik olmayanların tüketimi’ kaleminden görebiliyoruz. Bu kesimin tüketiminin ikinci çeyrekte milli gelir içindeki ağırlığı, son 5 yılda ortalama yüzde 4.3 iken, bu yıl 1.4 puan düşmüş. Yerleşik olmayanların harcamaları, reel olarak 2008’den bu yana en düşük harcama seviyesi. Nitekim toplamda gıda harcamalarındaki yüzde 1’in altındaki büyüme bunun iyi bir göstergesi. Gıdadaki yüksek enflasyonun sert biçimde düşüş nedeni de bu. Turizmin milli gelire etkisi, temmuz giriş verilerinden de görülüyor ki yüksek sezon olan üçüncü çeyrekte daha sert olacak.İkinci çeyreğin toplam tablosu; iktisat politikası açısından bir taraftan çıkmazı, aynı zamanda da yeni bir politika ve reform çerçevesi gerekliliğini de gösteriyor. Veriler çıkmazı gösteriyor; hane halkı tüketiminin, borçlanmayı ve cari açığı artırmadan uzun vadeli olarak yüksek tutulması olanaklı değil. 2010-2015 arası dönemde bu yapıldı zaten. Şimdi özel kesim daha borçlu; daha düşük bir büyüme ile bu borçları çevirmek özel kesim için 3-5 yıl öncesine göre daha zor. Üçüncü çeyrek, güçlü olasılık daha da yavaşlamış bir ekonomik tablo çıkaracak. Hem turizmdeki tablo daha derinleşecek, hem özel kesim yatırımlarındaki duruş devam edecek. Ama asıl hane halkı tüketiminin de sert bir yavaşlama göstermesi güçlü olasılık. Sebebi malum; darbe girişimi ve devamındaki gelişmeler. Bu mevcut ekonomik modelin sorunsuz biçimde yeniden yüksek bir büyümeye geçmesi; özel kesim yatırımlarına ivme veren bir siyasi ve toplumsal ortam, verimlilik artışı sağlayan reformlar olmadan, yeni bir hikaye ortaya çıkarmadan zor. 

 

Haberin Devamı

Ekonomide  ‘perşembenin gelişi’

Yazarın Tüm Yazıları