‘Çekemeyenlerden’ aldığımız para

SON dönemde dış politikada komşularla, Rusya, Avrupa ve ABD ile sarpa saran yola girdikçe siyasetçilerin fazlasıyla dile getirdikleri bir söylem var; “büyümemizi çekemiyorlar”.

Haberin Devamı

SON dönemde dış politikada komşularla, Rusya, Avrupa ve ABD ile sarpa saran yola girdikçe siyasetçilerin fazlasıyla dile getirdikleri bir söylem var; “büyümemizi çekemiyorlar”. Dahası, büyük yatırım projelerini de örnek gösterip, özellikle Batı Avrupalıların, “havalimanı yapmamızı”, “Marmaray’ı inşa etmemizi” çekemedikleri anlatılır oldu.


Her yıl verdiğimiz 30-50 milyar dolarlık cari açığı, ayrıca 140-200 milyar dolar aralığındaki dış borç geri ödemelerini yapmak için borç arayan bir ülkeyiz; bu borcu da, o ‘bizi çekemeyen’ ülkelerin tasarrufçularından, bankalarından ya da hükümet kuruluşlarından alıyoruz. Büyümemizin yakıtı, işte bu sermaye girişleri.


En fenası da; ‘bizi çekemediklerini’ her defasında tekrarlayarak, bu duruma bir son verme iradesini ortaya koyamıyoruz. Ne tasarruflarımızı artırmayı, ne vergi reformu yaparak vergi gelirlerimizi artırma, ne de bütçe harcamalarını azaltarak borçları küçültmeye niyetlenmiyoruz. Devlet büyüklerimiz hem ‘bizi çekemeyenlerden’ şikayet ediyor, hem de onların imal ettiği pahalı ve lüks araçları her yıl devlet kesesinden alarak geziyor; ama nihayetinde ülke olarak dövizimiz yetmediğinde, yine gidip onlardan borçlanıyoruz.


Batı Avrupalıların ‘bizi çekemedikleri’ büyük projelerin finansmanına bakınca durum pek de öyle görünmüyor.


Örneğin 90’lı yılların sonlarında başlanan ama 10 yıldan fazla gecikmeyle bitirilen Marmaray’ın finansmanına bakınca; finansmanın önemli bir bölümünün, yüzde 80’ninin Japon yatırım ajansı JICA ve Avrupa Yatırım Bankası (EIB) tarafından kabaca yarı yarıya sağlandığı görülüyor.


İktidardaki Avrupalı politikacıların karar verme süreçlerinde ilk elden etkili oldukları EIB tarafından ya da çoğunluğu oluşturdukları Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) gibi kuruluşların Türkiye’deki yatırımlara ve kuruluşlara verdikleri parasal destek hiç de azımsanacak düzeyde değil.
EIB ve EBRD’nin ister kamunun büyük projeleri olsun, ister bankalar aracılığı ile şirketlere ya da doğrudan girişimlere olsun Türkiye’deki hali hazırda verilmiş kredilerinin toplamı 21 milyar Euro düzeyinde.


Bankacılar, Türkiye’deki büyük kamusal projelerin finansmanına dair şurada birleşiyorlar; yabancı bankaların, çok uluslu finansman kuruluşlarının payı çok düşük iken, özellikle EIB, EBRD ve IFC gibi kuruluşların katılımı arttı.


İşin ilginç tarafı, ‘yerli bankalar’ bile artık çoğunluk hissesi yabancı sermayeli bankalar halini almaya başladı. Havalimanı finansmanına katkı veren özel bankalar, Rus, İspanyol ve Yunan sermayeli idi.


Hatalı ve yanlış işleri yabancı düşmanlığı ya da komplo kuramları ile temize çekmeye çalışan politikacılar pek de haklı değil.


Bir başka örnek, dev kent hastaneleri projesi. Kamu-özel ortak girişimi olarak tanımlanan çerçevede yapılıyor. Ama finansmana en çok kaynak verenler yabancı kuruluşlar. Siyasetçiler o çok kızdıkları ve de ‘bizi çekemediklerini’ söyledikleri ülkelerin kuruluşlarınca verilen paralarla ‘hayallerini’ gerçekleştirip, sonra da kalabalıklara ‘bunu yaptık, bizi çekemediler’ diyerek oy isteme eğilimindeler.


Sonuçta bu bir ticaret, alış-veriş; para koyan da, uzak duran da kendi çıkarına bakarak adım atıyor. Bizim için de ölçü şu; şikayet ettiğimiz konularda sonucu değiştirmek için laftan öte ne yapıyoruz?


AVRUPA YATIRIM BANKASI


Tesadüf o ki; önceki gün Avrupa Yatırım Bankası’nın Türkiye temsilcisi Massimo d’Eufemia’nın, bankanın Türkiye’deki faaliyetlerin anlattığı bir buluşmaya katıldım.


Kendi web sitesinde “Avrupa Birliği ülkelerinin sahipliğinde ve çıkarlarını temsil eden banka” olarak tanımlanan Avrupa Yatırım Bankası, hali hazırda Türkiye’ye her yıl kabaca 2.3 milyar Euro finansman sağlıyor. 2005-2015 arası 10 yılda Türkiye’de çeşitli altyapı, girişim, banka ve şirketlere sağlanan toplam finansmanın 23 milyar Euro olmuş. Bankanın öne çıkan finansmanları; 1 miyar 450 milyon Euro ile Ankara-İstanbul hızlı tren projesi, 1 milyar 250 milyon Euro ile Marmaray projesi, 350 milyon Euro ile yapımı süren Avrasya tüneli geliyor. Banka, Türk Telekom, DSİ, İller Bankası ve Tübitak gibi kuruluşlara çeşitli krediler sağlarken, ticari bankalar kanalı ile 4 bin KOBİ’ye ulaşan bir finansman paketi de sunuyor.


Yazarın Tüm Yazıları