Paylaş
Türkiye hiç değilse bu defa, açılacak yardım-bağış kampanyasını eli yüzü düzgün biçimde; nasıl, nerede, hangi koşullarda, kimlere ve nasıl dağıtılacağını içerecek biçimde şeffaf bir program haline getirsin. Benim önerim siyasetçiler karışmadan 20-30 yıla uzanan bir emeklilik fonu kurulsun.
ŞİMDİ, ölen madencilerin ailelerine ve yaralanan madencilere yardım zamanı. Kaybettiğimiz madencilere çoktan yardım için bağış ilan eden şirketler, oda ve kuruluşlar ortaya çıkmaya başladı bile. Ama çoğu da bilinmeyen bir çerçevede çarçur olup gidebilecek muğlâklıkta. Çünkü ‘nasıl’ sorusuna yanıt vermiyor. “Madencilerin ailelerine 3 milyon” ya da “madencilerin çocuklarının eğitimine 1 milyon” gibi muğlâk bağışlar halkla ilişkiler kampanyasından öteye gidebilecek kapsamda mı? Yardım ilan edenler, ‘nasıl?’ sorusunun yanıtını vermiyor. Kamuoyu da sonrasını takip edemiyor.
KEYFE KALMASIN
Tamam, bu toprakların insanı yardımseverdir. Sadece ülkede değil, küredeki doğal felaketlerin ve büyük kazaların kurbanlarına yardım elini uzatmıştır. Bu haftayla beraber, çokça yardım kampanyasının kapısı açılmış olacak. Zaten birçok kuruluş çoktan niyetlerini ilan etmeye başladılar. Yalnız sorun şu; halkın ve kurumların yardımseverliğine karşın, toplanan yardımların nasıl ve nerede, hangi koşullarda, kimlere, nasıl dağıtılacağı ya da tahsis edileceği baştan ilan edilmez. Yani bir yardım-bağış yönetimi, sonrası için de bir denetim süreci ilkeleri ilan edilmez. Çoğunlukla da devlet çatısı altında olduğundan, yönetenlerin keyfine kalır. Ayrıca, yardım yapacağını ilan edenlerin yükümlülüklerini yerine getirmediği, bunun bir halkla ilişkiler manevrası olarak kötüye kullanıldığı da yakın örneklerden malumumuz.
SİVİL İNİSİYATİF
Yardımlar böyle ‘al at çuvala’ tarzı toplandığı için, ‘yardımların doğru yere gideceği, yaraya merhem olacağı’ hissiyatı eksik kalıyor. İşte bu yüzden, potansiyelinden daha düşük kaldığı da açık. Türkiye hiç değilse bu defa, yaşamını kaybeden madenciler için açılacak yardım-bağış kampanyasını eli-yüzü düzgün biçimde; nasıl, nerede, hangi koşullarda, kimlere ve nasıl dağıtılacağını içerecek biçimde bir program haline getirsin. Bir de, siyasetçilerin elini hiç bulaştırmasın, sivil bir inisiyatif olarak becersin. Benim önerim şu; ölen madencilerin birinci derece yakınları içerecek biçimde devletin bağlayacağı maaşın ötesinde, bir emeklilik fonu kurulsun, ölenlerin ailelerine bu fondan belli bir miktar peşin ödeme yapılsın, emekli olmuşlar gibi hemen aylık maaş ödenmeye başlansın, çocuklarının eğitim masrafları da karşılansın. Tüm yardımlar da bu fon havuzuna aksın.
20-30 YILA UZAMALI
BİREYSEL emeklilik sigortası ve fonu olan büyük şirketler fonun teknik altyapısını oluştursun, devlet de hiç karışmasın. Bağımsız denetçileri olsun, şeffaf biçimde yönetilsin. Fonu yöneten sigorta şirketleri, fon yöneticileri ve denetçiler de yönetim ücreti almasın. Bankalar da; açıklanamayacak kadar düşük olduğu anlaşılan ve tribüne oynanan ‘muğlak iyilikler’ yoluna sapmak yerine, bağış yaparak arayı kapayabilirler. Önerim gayet somut; bir mevduat hesabı yerine, 301 madenci ailesi için uzun soluklu kurumsal bir emeklilik fonu poliçesi oluşturulsun, 20-30 yıla uzanan bir destek programı olsun.
Paylaş