Paylaş
Toplantı karar özetinden görülüyor ki; Merkez Bankası, uygulanan para ve maliye politikasının enflasyonu özellikle de enerji ve çekirdek enflasyonu olumlu yönde etkilediğini söylerken, geçen ay vurguladığı ‘enflasyon beklentilerinin iyileşmesi’ cümlesini çıkarmış. Nedeni de, piyasada enflasyon bekleyişleri bozuldu. Beklenti Anketi’nde, yılsonu için enflasyon bekleyişleri yüzde 6.77’den yüzde 6.98’e çıkmıştı. Nedeni mi? Döviz kurundaki artış tabii.
Banka, dünkü açıklamada bir taraftan ‘uyguladığım politika çekirdek enflasyonu olumlu etkiliyor’ derken, aynı zamanda şubat ayı toplantısında söylediği ‘kurul çekirdek enflasyondaki düşüşün devam edeceğini öngörmektedir’ sözünü ise metinden çıkarmış. Yine aynı kapıya çıkıyor, kur artışı çekirdek enflasyona yansıyacak.
Merkez bankaları pişmanlıklarını politika metinlerine yazmazlar ama Şubat’ta yüzde 11.25’lik faiz tavanını (gecelik borç verme) yarım puan düşürdüğüne pişman olmalı. Çünkü son 10 gündür gecelik faizleri yüzde 10.75’e yaklaştırdı. Normal koşullarda böyle bir çalkantıda enflasyona etkileri dikkate alarak tavan faizleri yükseltmesi beklenirdi. Ya da tersten bakılırsa bu durum, erkenden faizleri kesme konusunda ne kadar acul davrandığının da tescili.
Merkez Bankası, şimdi üç temel eşiği aştıktan sonra zor bir Nisan toplantısı yapacak; biri yarınki ABD Merkez Bankası Fed’in açıklaması, Cuma günkü Fitch’in kredi notu açıklaması, sonuncusu da bu iki açıklamadan sakince geçilirse yaşanan dalgalanmaların enflasyona düşüreceği ilk izlerin ne olduğunu gösterecek olan 3 Nisan’daki TÜİK enflasyon verileri.
Geçmişte bol sermaye girişi, merkez bankalarına daha gevşek durma olanağını sağlıyordu. Ancak bu defa farklı; Türkiye tam da seçime giderken, kur ve enflasyon gidişatını hafife alarak yapılacak hataların siyaset için de bıçak sırtı durum olduğu çok açık.
Paylaş