Başçı piyasa ve siyaset arasında

“Başçı’nın Perşembe günkü Avrupa Merkez Bankası (ECB) kararını heyecanla beklediğine hiç şüphe yok. Kulağı Frankfurt’ta olacak.”

Haberin Devamı

Dün açıklanan yüzde 0.4’lük aylık, yüzde 9.66’lık artış gösteren Mayıs ayı enflasyon verisi, enflasyon artışında bir yumuşama olduğunu gösterirken, bunu faiz indirimleri ile kutlamak için de erken olduğunu söylüyor.
Birincisi, çekirdek enflasyon hala yüksek duruyor. Dün TÜİK tarafından enflasyon verileri açıklandığında en çok merak ettiğim şuydu; çekirdek enflasyona ne olmuştu? Çekirdek enflasyon; gıda, içki ve sigara, enerji, kamusal zamlar ve vergi artışları dışlandığında enflasyonun ana eğilimini anlatır.
Mayıs ayında çekirdek enflasyon (I) yüzde 1.5 olurken, yıllık artış da yüzde 9.77’ye ulaştı. Bu oran, 2007 Mart ayından bu yana en yüksek seviye. 2011’deki kur artışı da bu yılın başındaki kadar sert olmuştu. Ancak çekirdek enflasyondaki yıllık artış oranı en yüksek yüzde 8.42 olmuştu. İşte bu yüzden, bu defa farklı bir eğilime tanıklık ediyoruz. Merkez Bankası’nın da bunun farkında olduğu anlaşılıyor. Çünkü uzun süredir ilk defa fiyatlamada ikinci etkilerden bahsetmeye başlamıştı.
Bir banka iktisatçısı çekirdek enflasyondaki (mevsimsellikten arındırılmış 3 aylık hareketli ortalamadan hesaplanan) yıllık artış eğiliminin yüzde 10.3-11.6 arasında olmasına işaret ederek, rahatlamak için çok yüksek bir seviye olduğunu vurguluyor.
İkincisi, enflasyon görece düşük gelmesinde genelde her yıl Mayıs’ta gerileyen gıda fiyatları, özel olarak da sebze fiyatlarındaki düşüş etkili oldu. Ancak, işlenmiş gıda fiyatlarında son bir yılda yüzde 10’u aşan yüksek artış ivmesinin de devam ettiği görülüyor.
Üçüncüsü, Yurtiçi Üretici Fiyatları Endeksi (YİÜFE) içinde imalat sanayi alt endeksindeki fiyat eğiliminin, Mayıs ayında kurlardaki düşüşle gelinen yeri pek de yansıtmadığı görülüyor. Yani imalat tarafında fiyat artış baskısı devam ediyor. Olasılıkla bu, döviz kurundaki gerilemenin kalıcı olamayabileceğini dikkate alan bir fiyatlama davranışı işareti.

Haberin Devamı

Enflasyon bıçak sırtında faiz de

Merkez Bankası yüzde 9.50’de tuttuğu haftalık repo faizini indirmeye devam edebilir mi? Banka, önceki günkü Bakanlar Kurulu sunumunda enflasyonun Mayıs ayında tavan yapacağını, Haziran ayı verileriyle düşüşe geçeceği tahmini yer alıyordu.
Normal koşullarda dün açıklanan enflasyon verilerinin, Merkez Bankası’nı faiz indirimi açısından cesaretlendirecek bir görünümü yok. Ancak, koşulların ‘normal’ olmadığının da herkes farkında. ‘Faizi indir, hem de yüklü indir’ baskısı altındaki Merkez Bankası, Bakanlar Kurulu’ndaki sunuma bakılırsa zaman kazanmaya çalışıyor. Bir tarafta herhangi bir hatalı adımı bekleyen kırılgan mali piyasa, diğer tarafta seçim ajandasına odaklanan sabırsız siyasetçiler.
Başçı için, geçmişteki gibi görece düşük bir faizle durumu idare edebilecek uluslararası sermaye konjonktürü yok. ‘Eskisi gibi olmadığını’ Ankara’da en iyi o biliyor.
Bu tablo eşliğinde, Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın Perşembe günkü Avrupa Merkez Bankası (ECB) kararını heyecanla beklediğine hiç şüphe yok. Kulağı Frankfurt’ta olacak. Faiz indiriminin (ki olasılıkla borç verme faizini 15 baz puan indirilirken, borç alma faizi de negatife çekilecek) Başçı’ya içeride daha gevşek para politikası izleme fırsatı vermeyeceği açık. Çünkü Türkiye’ye ilave bir sermaye akımı sağlayacak parasal genişleme olmadan, kurların öngörülebilir bir süre için de olsa düşük seyredebileceği bir ortam olmadan; hem piyasa, hem de siyaset fotoğrafı Başçı’ya rahat uyku uyutmayacak.
ugurses@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları