Başçı’dan yeni bir karşılık deneyi

Merkez Bankası dün TL cinsi zorunlu karşılıklara faiz ödemeye başlayacağını ilan etti.

Haberin Devamı

Bu kararla, yılsonuna kadar olan dilimde bankalara Merkez Bankası’nın ortalama fonlama faizinden 7 puan düşülerek faiz ödenecek. Yılbaşından itibaren de, sektörün mevduat ve öz kaynak toplamının kredilere oranına bakılarak; bu oranın üzerindeki bankalara, Merkez Bankası ortalama fonlama faizinin 5 puan düşülerek daha fazla faiz ödenecek.

Merkez Bankası’nın ortalama fonlama faizinin yüzde 8.25 civarında olduğu dikkate alınırsa mevduat ve öz kaynaklarına oranla sektör ortalamasına görece daha az kredi kullandıran bankalar, Merkez Bankası’nda tuttukları TL zorunlu karşılıklara daha yüksek faiz, yani yıllık yüzde 3.25 faiz alacaklar. Diğerleri ise yıllık yüzde 1.25 faiz alacaklar.

Merkez Bankası, bu mekanizma ile sektör ortalaması altında kredi açanlara prim vermiş olurken, bu uygulamanın gerekçesini “dengeli büyümeyi ve yurt içi tasarrufları güçlendirmek amacıyla çekirdek yükümlülüklere ilave bir destek sağlama” olarak açıklıyor.

Haberin Devamı

Peki, bu ne getirir?

2010 sonrasında başladığı deneysel politika ile karşılık ödemeyi durduran banka, daha sonra da TL cinsi zorunlu karşılık yatırma yükümlülüklerini döviz olarak yerine getirebilme olanağı sağlamıştı. Bu mekanizmaya, Rezerv Opsiyon Mekanizması adı verilmişti. Bankalar, bu olanağı sonuna kadar kullanırken, kullanım oranı yüzde 91’e ulaşmıştı. Böylece bu uygulama olmasaydı normal koşullarda kabaca 80-90 milyar TL zorunlu karşılık tutulması gerekirken, bankalarca Merkez Bankası’nda tutulan TL karşılık miktarı yılbaşından bu yana ortalama 13 milyar TL seviyesinde. Yani bu olanak kullanıldığı için tutulan TL miktarı olması yedide bir oldu.

Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklara faiz ödemesi, bankaların fonlama maliyetini düşürür. Yani gevşetme demek. Kredi fiyatlamasına düşüş yönünde katkı sağlıyor. Ancak benim önerim; dünkü karardan fazla bir beklenti içine girilmesin.

Yaptığım hesaba göre; TL karşılıkların tamamını yine TL olarak Merkez Bankası’nda tutan bir bankanın efektif fon maliyetindeki iyileşme, en iyi yüzde 3.25 faiz girişi ile 40 baz puan, en kötü 1.25 faiz girişiyle 15 baz puan olacaktır. Bankaların TL karşılıkları çoğunlukla döviz olarak Merkez Bankası’nda tuttukları, sadece 7’de bir oranında TL karşılık tuttukları dikkate alınırsa bankacılık sisteminin fon maliyetlerindeki iyileşme de bu oranda azalacak, kabaca 5-6 baz puan gibi düşük bir katkı sağlayacaktır.

Haberin Devamı

Merkez Bankası’nın TL karşılıklara bu mekanizma ile faiz ödeme kararının ardında, ROM mekanizmasının sermaye çıkışı olan dönemlerde çalışmaması var. Bankalar, borçlanma maliyeti yüzde 8-9’larda olan TL karşılık yatırmak yerine, borçlanma maliyeti yüzde 2-3’ü geçmeyen dövizleri yatırmayı tercih ediyorlar. TL faizlerinin daha da yükseldiği dönemlerde, karşılıkları döviz olarak yatırmak daha da cazip hale geliyor.

Merkez Bankası, Eylül 2011’de uygulamaya koyduğu ROM mekanizmasıyla; bunun sermaye giriş ve çıkışlarında otomatik stabilizatör olarak tasarladığını söylemiş; ancak girişlerde çalışan mekanizma çıkış olan dönemlerde çalışmamıştı.

Şimdi, bu cazibenin azaltılması ve mekanizmanın tersine de çalışabilir hale gelmesi için, TL karşılıklara Merkez Bankası’nca faiz ödenmesi mekanizmasının devreye sokulduğu anlatılıyor.

Haberin Devamı

Öyle görünüyor ki; Erdem Başçı deneyler içinde, çalışmayan mekanizmaları yeni mekanizmalar ekleyerek tamir edeceğini düşünüyor. Benim tahminim; bu faiz seviyesinde, bu yeni mekanizmayla da çalışmaz. Çalışacağı yer, bugünkünden oldukça yüksek bir TL faiz seviyesidir. Bu da, Merkez Bankası Perşembe günü faiz koridorunu yukarı doğru genişletirse anlam kazanabilir. En fazla, Ankara’da soran olursa görüntüde ‘bankacılık kesiminin kredi maliyetini düşürmek için onlara faiz ödemeye başlıyoruz’ ambalajı işe yarayabilir.

ugurses@hurriyet.com.tr

Yazarın Tüm Yazıları