Paylaş
Tartışmanın olması çok sağlıklı; vergi ödeyen yurttaşların, nereye ve ne kadar, nasıl harcandığını sormak haklarıdır. Bu, nihayetinde demokratik bir hak, bütçe hakkıdır.
İktisat politikası, kaynakların nereye harcanacağına dair politik tercihleri ve kararları içerir. Nereye, kime, ne kadar harcanacak? Tüm bu sorulara yanıt verirken de, alacağınız yanıtın akıl ve sağduyu ile toplumsal faydanın ne olacağına yanıt vermesi beklenir.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önceki gün iki önemli kamu harcaması konusunda Meclis’te bilgi verdi; Başbakan ve Cumhurbaşkanının kullandığı yeni uçağa 185 milyon dolar (415 milyon TL), Cumhurbaşkanlığı Sarayı için de önümüzdeki yılki bütçe tahsisi ile birlikte 1 milyar 370 milyon TL harcanmış olacakmış.
Demokrasi, yapılan harcamaların bütçe hakkı çerçevesinde hesabının verilmesini de içerirken, hukuk içinde yapılmasını da gerektirir. Ülkeyi yönetenlerin, sokakta gösteri yapan yurttaşları ‘kamu düzeni’ için uyarırlarken, kendi icraatlarının da hukuk içinde olması gerekir.
Soru şu; Cumhurbaşkanı için iki ana alanda yapılan toplam 1.8 milyar TL’lik harcama, başka ve öncelikli bir alana yapılsa örneğin kreş ve yaşlı bakım merkezleri kurulsa böylelikle kadınların işgücüne katılımını yükseltecek biçimde toplumsal yararı artırma peşinde olsak fena mı olurdu? Alternatif olarak, kaç kadın evdeki ‘yükünü’ azaltıp iş bulabilecekti?
Tasarrufları yetersiz olan (cari açık) ve ekonomik büyüme sağlayabilmek için yurtdışındaki tasarruflara ihtiyaç duyan ülkeyi yönetenlerin yurttaşlarına örnek olacağı şey, oturduğu konutun ve seyahat ettiği araçların büyüklüğü ve sınıfı mıdır? Yoksa yatırımlara ve istihdam alanları yaratmaya akacak tasarrufların nasıl artırılabileceğine örnek olmak mı?
Öyle ya; faiz lobisinin ülkemizin kanını emdiğini düşünüyorsanız en başta ülkenin hazinesinin borç stokunu azaltma, bütçedeki faiz dışı harcamaları küçültme ve toplam tasarrufları artırmak için önce kamudan başlanması gerektiğini öne sürmeniz beklenmez mi?
Geçmişte, “Ne demek kredi kartı mağduru? Parayı sınırsız kullanıyorsun, ondan sonra ödemiyorsun. Bu nasıl iş?” diyerek çıkışanlara, saraylar yaptırıp lüks uçaklarla seyahat için kayda değer bir bütçe harcaması yaptıktan sonra, bizim de ‘ne demek faiz lobisi?’ diye çıkışma hakkımız doğmuyor mu?
“Hepi topu 1.8 milyar TL ne olacak?” demeyin. İşte 1.8 milyar TL’nin bedeli: 2014 bütçe açığının yüzde 7’si, faiz dışı harcamalarının yüzde 0.5’i oranında. Hiç de az değil. Hazine verilerine göre; 2014 yılında anapara ve faiz toplam 157 milyar TL iç borç geri ödemesi yapan Hazine, toplam 128.1 milyar TL iç borçlanma yapmış olacak. Basiretle verilen harcama kararları, iç borçlanma ihtiyacını azaltıyor. Cumhurbaşkanlığı için yapılan bu iki alandaki harcama yapılmasa, bir yıllık Hazine borçlanmasını kabaca yüzde 1.5 azaltmış olacaktı. Buradan da uzun vadeli faizleri belki de 20-30 baz puan aşağıda kılmak mümkün olabilecekti.
Paylaş