Paylaş
“Resim denen şeyi, titrek bir gaz lambasının aydınlattığı kederli kış gecelerinde, annemin yorgun dizleri üzerine başımı koyup usulca dinlediğim Acem masallarında gördüm ilk. Bir çoğunun nasıl başladığını ise hatırlayamıyorum. Masal bu ya, öyle efkârlı, öyle acılıdır ki oğlanın duyguları, duvarlara resmeder. Bütün duvarları tabandan tavana kadar resimlerle doldurur. Kuşların, kurtların, çiçeklerin, dağların, bayırların, ağaçların, sevdanın ve aşkın resmini çizer. Padişah, yıllar sonra zindandaki resimleri görür ve hayran kalır. Sanatın etkileyici kudretinden olsa gerek, padişah ikna olur ve kızını oğlana verir. Sanırım bu masaldı beni resme doğru sürükleyen. Bir de annemin oyalı yazması, nakşettiği kilimleri, dedemin mezar taşına işlenen motifler. Annemin bize anlattığı masal ve hikâyeleri yıllar sonra, antik çağda yaşamış İyonyalı Homeros ve eski İranlı yazar Firdevsi’nin Şahname’sinde görünce de çok şaşırmıştım...”
Oğuz’un çalışmalarında konu edindiği kuzgunlar, çiçekler ve portreler tarih ve zamanın ötesinde. Mekân ve zaman belli değil. Figürlerinde, “kendi iç dünyamın imgeleri” diye tanımladığı bilinçli bir deformasyon var. Sanatçı, figürlerinin vesikalık bir benzetimden öte, içinde bulundukları ruhsal durumu karakterize ettiğini söylüyor. Oğuz, çalışmalarıyla ilgili “Herkesin görebildiği biçimi değil, ötesindeki özü resmetmeye çalışıyorum. Resimlerimdeki figürler acılı ve kederlidir. Fakat aynı zamanda da coşkulu ve isyankardır. Bazen bir çığlık, bazen sessiz bir ıstırap içindedirler” vurgusunu yapıyor. Gazi Üniversitesi Resim Anasanat Dalında öğrenim görmüş olan, daha önce Türkiye’nin birçok değişik şehrinde eserlerini sanatseverlerin beğenisine sunan Oğuz, Ankara’daki son sergisine neden “Karakuşun Çığlığı” adını verdiğini de, şöyle anlatıyor:
“Figürlerim ile bazen isyan edip bazen sessiz bir ızdırap içine girdim. Ters laleler ile boynum büküldü geçmişe, hüzünlendim. Sonra kuzgun bedeni ile çığlık attım resimlerimde. Ve sonra yırtıldı sessizlik, yırtıldı zaman, karakuşun çığlığıyla...”
KENTTE NE VAR?
Hakan Esmer-21 Mart’a kadar (CerModern/Sıhhiye), Orhan Taylan-26 Mart’a kadar (Platform A/Taurus AVM), Yalçın Gökçebağ retrospektif sergi-29 Mart’a kadar (İş Sanat/Ulus), Pınar Tınç-Buğra Özer(seramik)-18 Mart’a kadar (Galeri Soyut/Yıldız), Fulya Uzer-4 Mart’ta açılacak (İsmail Altınok Sanat Merkezi/Kolej), Ceyda Güler-Huri Kiriş-M.Orkun Müftüoğlu-Zeynep Bingöl Çiftçi-18 Mart’a kadar (Fırça Sanat/Hilal Mahallesi), Nisa Kılınç-8 Mart’a kadar (Mustafa Ayaz Müzesi/Balgat), Elif Okur Tolun-6 Mart’ta açılacak (Galeri Akdeniz/Yıldız), Uğur Çalışkan-13 Mart’a kadar (Nurol Sanat/Kavaklıdere), Gültekin Serbest-18 Mart’a kadar (Valör Sanat/Yıldız), Muharrem Pire-7 Mart’a kadar (Sevgi Sanat/Hilal Mahallesi), İnga Simonyte Deniz-16 Mart’a kadar (Bilkent Üniversitesi Sanat Galerisi), Necla Tuğcu-5 Mart’a kadar (BRHD/Hollanda Caddesi), Nezafet Özlütürk-Raif Gökkuş-5 Mart’a kadar (Emin Antik/Kale), Kim Yong Moon-8 Mart’a kadar (ÇSM/Çankaya), Bağdagül Demirtürk-6 Mart’a kadar (Galeri M/Armada AVM), Nermin Alpar-18 Mart’a kadar (Medya Sanat/Çankaya), Jou-Yi Chen-10 Mart’a kadar (ÇSM/Çankaya), Kaligrafi ve Yazı Çiçekleri sergisi-21 Mart’a kadar (Kore Kültür Merkezi/Kavaklıdere).
Paylaş