Paylaş
Size bir soru: Dünkü Hürriyet'in manşetten verdiği ‘‘Son yılların en büyük yağcılığı’’ haberini okurken acaba içinizden ‘‘Bu kadarı da olmaz!’’ dediniz mi?
Doğrusu ben demedim, hatta hiç şaşırmadım. Çünkü, Mersin Emniyet Müdürü Tuncay Yılmaz'ın apar topar görevden alınmasının ardından, böylesine ‘‘Garip ama gerçek’’ davranışların çoğalmasını bekliyordum.
Öyle ya, siz kalkar, hayat kadınlarıyla ilişkiye girdiği için görev yeri değiştirilen bir polis memurunun beyanıyla, koskoca emniyet müdürünü merkeze çekerseniz, bürokratları yağcılık gösterilerine zorlamış olursunuz. ‘‘Nataşa’’cı polis memurunun lafına kanıp, oy avcılığı amacıyla Mersin Emniyet Müdürü Tuncay Yılmaz'ı sürgüne gönderen ANAP Milletvekili Halil Cin, dünkü Hürriyet'i okurken sanırım fevkalade mutlu olmuştur! Milletvekili telefonuyla en üst düzey kamu görevlilerinin bile sürgün edildiğini gören bürokrasi, bakalım bundan böyle hangi ilginç yağcılık örneklerini sergileyecek?
GÖRÜLMEMİŞ YAĞCILIK
Emniyet Müdürü Tuncay Yılmaz'ın sürgün edildiği günlerde Mersin'deki kamuoyu tepkisini suskunlukla geçiştiren Vali Şenol Engin, fotoğrafta el pençe divan duruyor! Evet, pırıl pırıl bir sicile sahip olan emrindeki emniyet müdürünün, onur kırıcı bir şekilde görevden alınmasına seyirci kalan Vali Engin, İçişleri Bakanı'nın eşinin önünde el pençe divan durmuş. Hem de ANAP'lı Belediye Başkanı Halil Kuriş'in makam odasında. Yazık, çok yazık... Sanırım Vali Şenol Engin de gazeteyi ve o unutulmaz fotoğrafı görünce, ‘‘Yazık, çok yazık... Ben yıllarca böyle bir fotoğrafa konu olmak için mi uğraştım?’’ demiştir.
İçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu ile Orman Bakanı Ersin Taranoğlu'nun eşlerini devlet töreniyle il sınırında karşılayıp, polis araçlarının eskortluğunda, Mercedesli kent turu attıran Emniyet Müdür Vekili Hayrettin Gök'ü de, bu nedenle eleştirmekte zorlanıyorum. Çünkü sçilmişlerin, sahipsiz polis teşkilatını,siyasi ihtiraslarını tatminde bir numaralı hedef olarak gördüklerini çok yakından biliyorum. Başındaki emniyet müdürünün bir telefonla Ankara'yı boyladığını gören Hayrettin Gök'ün içine itildiği dayanılmaz koşulları ve çaresizliği anlıyorum. Ya siyasilerin buyruğuyla görev(!) yapmaya devam edecek, ya da üç beş kuruşluk emekli maaşıyla yaşamayı göze alıp, hayatını adadığı mesleğine veda edecek.
Artık Afrika ülkelerinde bile benzerine rastlanmayan yağcılık gösterileri, sadece Mersin'de değil, yurdun dört bir yanında sergileniyor. Örnek mi istiyorsunuz? Alın size unutulmaz bir örnek daha; cuma akşamı Kanal D'den Beşiktaş'la Galatasaray arasında oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası futbol maçını seyrediyorum. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, şeref tribününü eşleri Nazmiye Demirel Hanım'la teşrif etmişler. Buraya kadar çok güzel. Belki de ilk kez bir Cumhurbaşkanı eşi, kupa maçına geliyor. Ama o da ne? Hemen arkalarında, son zamanlarda bu ikiliyle birlikte sıkça görmeye alıştığımız biri oturuyor: Kayınbirader Ali Şener. Ali Bey, televizyon rejisörlüğünden anlıyor olsa gerek, Galatasaray ve Beşiktaş başkanlarıyla aynı hizada değil de Demirel'lerin tam arkalarında oturmayı tercih etmiş. Böylece kameralar Cumhurbaşkanı ve eşini görüntülediğinde, kayınbirader Şener de mutlaka çerçevenin içine giriyor. Böylece tüm Türkiye, görüntünün verdiği mesajı almış oluyor.
EL PENÇE DİVAN YARIŞI
Şeref tribünü, adı üstünde, protokol için ayrılmış bir yer... Ama Ali Şener'in protokolde yer almasını gerektiren hiçbir özelliği yok. Bildiğimiz kadarıyla kendisi ticaret yapıyor. O halde, eğer işadamları şeref tribününde oturacaklarsa, bu ayrıcalığın sadece Ali Şener'e değil, Türkiye'deki tüm işadamlarına sağlanması gerekir. Üstelik ödedikleri vergilerle ‘‘şeref listesi’’ne girmeyi hak eden öyle işadamları var ki, Şener Bey'in vergisi, onların yanında devede kulak kalır. Ama Ali Şener, hiçbir vatandaşımıza nasip olmayacak bir konuma sahip.
O, bir Cumhurbaşkanı kayınbiraderi!.. Bu eşsiz özelliği nedeniyle şeref tribünü'nde oturuyor, havaalanlarında şeref salonlarında ağırlanıyor, devlet görevlileri huzurunda el pençe divan durup, hizmette kusur etmemekte yarışıyorlar. Sadece o mu, kabarık bir kabahat dosyasına karşın, aynı olanaklardan yeğen Yahya Demirel de sonuna kadar yararlanıyor.
Yarın öbür gün bazı devlet görevlileri, Cumhurbaşkanı ve eşiyle TV yayınlarında aynı çekimde yer alan kayınbirader Ali Şener'e eşi görülmedik yağcılık gösterilerinde bulunurlarsa, sakın şaşırmayın. Ezeli ve ebedi liderler demokrasisine sahip bulunan Türkiye'nin, aynı zamanda bir ‘‘ye kürküm ye’’ ülkesi olduğunu, artık havada uçan kuşlar bile biliyor.
Paylaş