Paylaş
Kanlı mı olacak, yoksa kansız mı?Hizbullah vahşeti gösterdi ki, fırsatını bulduklarında kendileri gibi düşünmeyen herkesin boğazına ipi geçirip, diri diri toprağa gömecekler. Yani kanlı olacak, hem de çok kanlı!
Dehşet verici amaçlarına ulaşıncaya kadar da demokrasiyi araç olarak kullanacaklar.
‘‘AMAÇ DİN DEVLETİ KURMAK’’
Bu tüyler ürperten gerçeği, 13 Ocak 1999 tarihinde yakalanan 1970 Viranşehir doğumlu Mehmet Kaya, ifadesinde bakın nasıl itiraf ediyor:
‘‘Hizbullah Örgütü'nün amacı, şer'i hükümlere dayalı ve İran modelinde bir İslam devleti kurmaktır. Stratejisine gelince... Damlaya damlaya göl olur misali, ileride örgüt yapısında görev alacakları düşünülerek, ufak çocukları kazanmanın uygun bir çalışma olduğuna inanıyordum...’’
Küçücük çocukların beyinlerini yıkayıp, örgüte militan olarak yetiştirmeyi planladığını anlatan terörist Mehmet Kaya, Hizbullah'ta gizliliğin esas olduğunu söylüyor.
1- GİZLİLİK: Yapılan her şeyin gizli olmasıdır. Örneğin alt ilişkinin, üst ilişkinin üzerindekini bilmemesi gibi.
2- İTAAT: İtaat kesindir. (Ulul emre, Peygambere ve Allah'a itaat.)
3- MÜŞAVERE-İSTİŞARE: Yapılan her işin bir müşavere, bir istişare sonucunda gerçekleşmesi, ferdi hareket edilmemesi. Her eylemin bir üst ilişkiye sorulması.
ZEKAT GÖRÜNÜMÜNDE HARAÇ
Şimdi geliyoruz, Hizbullah terör örgütünün finans kaynaklarına. Bu konudaki çok önemli bilgileri, 23 Nisan 1998 tarihinde Batman Emniyet Müdürlüğü ekiplerince yakalanan Kenan Bayuk şöyle veriyor:
‘‘Hizbullah'ın düşlediği Kürt-İslam Devleti'nin bir an önce güçlenip amacına ulaşabilmesi için gerekli yardımlar şu şekilde toplanır:
1- Örgüt elemanlarının maddi durumlarına göre yaptıkları aylık ödemeler.
2- Esnaftan toplanan yardımlar. Ayrıca önceden tespit edilen kişilerden tebliğ yoluyla ve zekát adı altında zorla alınan paralar.
3. Örgütçe çalıştırılan işyerlerinin kazançları ve bazı dükkánların kira gelirleri.
Kenan Bayuk, halktan para toplarken bir aldatmaca yapıldığına dikkat çekerek, şöyle konuşuyor:
‘‘Bu gelirlerin toplanması sırasında, halka şirin görünmek ve bunun Müslümanlar arasında bir yardımlaşma olduğu izlenimini yaratmak için, paraların fakir kişiler, dul ve yetimlerle silahlı çatışmada ölen militanların ailelerine verileceği söyleniyordu. Ancak bunların çok azı, öldürülen veya güvenlik güçlerince yakalanıp hüküm giyen örgüt mensuplarının ailelerine verilmektedir. Toplanan paraların büyük bölümü, silahlı mücadelenin devamı için gerekli olan silah ve mühimmatla, diğer malzemelerin alımında kullanılıyordu.’’
Terör örgütü Hizbullah'a tetikçilik yaparken 12 Ocak 1998 tarihinde Batman'da yakalanan 1979 Batman doğumlu Lazgin Cangır ifadesinde, örgüte haraç vermeyen esnafın öldürüldüğünü itiraf ediyor.
‘‘SİLAHLARI CAMİDE TESLİM ETTİM’’
‘‘Fevzi Bademci ile birlikte Hürriyet Camii'nde kalan Hanifi'nin yanına gittik. Bize Reşit Gök ismindeki zengin tüccarın, örgütçe kendisine tebliğ edilen zekátı vermemekte direndiğini söyleyerek, bu kişinin öldürülmesi gerektiğini anlattı. Onun da katılımıyla, Reşit Gök'ün devamlı gelip geçtiği yerde keşif yaptık. Bize, eylemi gerçekleştirdikten sonra silahları Hürriyet Camii'nde yine kendisine teslim etmemizi tembihledi. Fevzi Bademci ile silahları aldık. Keşif yaptığımız evin önünde ve çapraz konumda yerlerimizi alıp, beklemeye başladık. Saat 16.00 sularında Reşit Gök göründü. Yalnızdı. Bulunduğumuz yere yaklaşınca, 2-3 el ateş ettim. Fevzi de ateş etti. Reşit Gök olduğu yere yığılıp kalmıştı. Olay yerinden süratle kaçıp, silahları camide Hanifi'ye teslim ettik.’’
Yine Batman'da yakalanan terörist Resul Güngör, dehşet verici açıklamalarda bulunuyor:
‘‘Örgütün amacı, Kürdistan İslam Devleti'ni kurmaktır. Bunun için adam kaçırıp sorgular, zekát toplar, adam öldürür ve tebliğ yapar. Örgütte emir komuta zinciri çok sıkı olduğundan, üst düzey yöneticilerin isimlerini bilmiyorum. Ancak örgüt, İran'ı model olarak seçmiştir.’’
‘‘Ben Hizbullah'ım’’ diyenleri yüce Meclis'e taşıyanlar, İran'a gidip rejim ihracatçılarının önünde iki büklüm olanlar, demokrasiyi amaç değil araç olarak kullananlar, kanlı mı kansız mı olacağını tartışanlar, şimdi kalkmış, irticaın önündeki en büyük engel olan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne laf sokuşturmaya çalışıyorlar.
Haydi oradan, sizi gidi takiyeciler...
Oyun bitti, geçmiş olsun.
Paylaş