Paylaş
Başterörist Abdullah Öcalan, İmralı Adası'nda ifadesini alan Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılarına, uyuşturucu madde, silah ve diğer kaçakçılık konularında şu bilgileri veriyor:
‘‘Başkale ve Hakkári bölgelerinde uyuşturucu, silah ve hayvan kaçakçılığı yapan kişilerden, PKK adına, Ferhat kod isimli Osman Öcalan para tahsilatı yapardı. Ayrıca sınır boylarında örgüte ait gümrük birimleri kurulmuştu ve bunlardan da gelir sağlanıyordu. PKK, doğrudan uyuşturucu işine girmez, kaçakçılardan pay alırdı. Toplanan paralar, Nusaybinli Sinan adındaki elemanımız tarafından, yurtdışındaki bankalarda değerlendiriliyordu. Bahsettiğim kişi, halen MED TV'de çalışır...’’
EROİN PARASI MED-TV'YE
Başterörist Öcalan'ın mutemet kişi olarak tanımladığı Nusaybinli Sinan adındaki PKK'lı, hem paraları çalıştırıyor, hem de MED TV'de çalışıyor! Bu bağlantılardan, MED TV'nin vergi adı altında toplanan haraçların yanı sıra, uyuşturucu madde kaçakçılarından sağlanan paralarla finanse edildiği anlaşılıyor. Ayrıca PKK, Avrupa ülkelerinde düzenlediği kampanyalarla da, önemli miktarda para toplayabiliyor.
Yaklaşık üç hafta önce yayımladığımız ‘‘TARTIŞMA ARENASI’’na katılan konuklardan; Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanı Emin Arslan, dünyanın en ünlü uyuşturucu kaçakçılarından Hüseyin Baybaşin'in MED TV'ye yüzde 40 oranında finansman sağladığını açıklamıştı. Arslan açıklamalarını, Hollanda resmi makamlarınca verilen bilgilere dayandırmıştı.
Hatırlanacağı gibi 1993 yılında Hüseyin Baybaşin'e ait 3 ton 100 kiloluk baz morfini taşıyan Kısmetim-1 gemisi Amerikan ajanlarıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün düzenlediği operasyon sırasında, Akdeniz'in derin sularına gömülmüştü.
Geminin çarkçıbaşısı, Kazım Dağkuş polis sorgusu sırasında, taşınan malın PKK bağlantılı olduğunu itiraf etmişti.
Emniyet Genel Müdürlüğü, PKK'ya gelir sağlamak amacıyla yapılan uyuşturucu madde kaçakçılıklarıyla ilgili iki kitap hazırlamış. Bunlardan biri ‘‘PKK Terör Örgütü ve Uyuşturucu Madde Kaçakçılığı...’’, diğeri ise ‘‘PKK ve Uyuşturucu Bağlantılı Olaylarla İlgili Çarpıcı İfadeler’’ başlığını taşıyor.
Çarpıcı ifade örneklerinden bazılarını aktarmak istiyorum:
Okuyacağınız ilk ifade, 1998 yılında Van'ın Başkale İlçesi'nde eroin üretimi yaptığı sırada yakalanan Naci Yılmaz'a ait. Naci Yılmaz, net konuşuyor:
‘‘Biz bu işleri yaparken, PKK'ya mutlaka belirli oranda pay veririz!..’’
Bir başka eroin kaçakçılığı operasyonunda yakalanan Hurşit Han'a, sorguyu yapan polis şefi soruyor:
‘‘PKK terör örgütüyle olan ilişkinizi anlatınız?’’
Hurşit Han, yanıt veriyor:
‘‘Ben Doğu kökenli olduğum ve uzun yıllar memleketim Yüksekova'da yaşadığım için, PKK terör örgütüyle dolaylı bağlantılarım oldu. İstanbul'a gelip yerleştikten bir süre sonra ve yanılmıyorsam Körfez krizi sırasında, terör örgütü adına Osman Tim adlı kişi, yanında 4 şahıs olduğu halde gelip benden örgüt adına para talebinde bulundular. Ben de, Yüksekova'da kalan diğer aile bireylerimin başına bir şey gelmemesi için 1 milyar liralık yardımda bulundum. Aynı dönemde örgüte Adnan Yıldırım'ın 40 bin mark, Savaş Buldan'ın (daha sonra öldürüldü) ise 70 bin mark verdiklerini biliyorum. Musa Sitoçi adındaki kişiyle yaptığım eroin ticaretinden alacağım olan 1 milyon 300 bin markın tahsilatına uğraşırken Musa beni PKK'ya şikáyet etmiş. Bu nedenle Rusya'dan arayan bir kişi, adının Mahir olduğunu ve terör örgütü adına konuştuğunu söyleyerek, ihtilafta örgütün aracı olacağını bildirdi. Güya örgüt parayı Musa Sitoçi'den alacak ve bana verecekti. İtiraz edince Mahir tehdide başlayarak, Rusya'da kurulan PKK kampına yardımda bulunmamı istedi. Ancak o sırada maddi olanaklarım elvermediğinden bu teklifi geri çevirdim...’’
10 MİLYAR DOLARLIK KAYNAK
Geçiyoruz bir başka sanık ifadesine... Mehmet Yılmaz adındaki kişi, 3 Eylül 1998 günü alınan ifadesinde bakın neler anlatıyor:
‘‘...Lice İlçesi'nin Bakırlı Köyü'nde Mehmet Doğan'ın temin ettiği hintkeneviri tohumlarını tarlalarımıza ektik. Dişi hint kenevirleri, 3 buçuk ay içinde büyüyüp, hasat edilecek hale geldi. Bunun üzerine biçip kuruttuk ve toz haline getirdik. Ancak, hintkenevirleri henüz yeşil durumda iken PKK terör örgütüne mensup iki kişi gelerek, makbuz karşılığında para istediler...’’
ARA BAŞLIK LÜTFEN
Okuyacağınız son ifade Hasan Çağala adlı sanığa ait.
‘‘Ben Almanya'da meyve bahçelerinde çalışırken, boş zamanlarımda bir kahvehaneye çıkıyordum. Burada adının Sadık olduğunu söyleyen bir PKK'lıyla tanıştım. Bir süre sonra Sadık bana, örgüt adına uyuşturucu madde satmamı teklif etti. Uyuşturucu ticaretinde elde edeceğim gelirin bir bölümünü PKK terör örgütüne vermem gerektiğini söyledi. Bunun üzerine uyuşturucu satmaya başladım. Pazarladığım uyuşturucuyu Sadık getiriyordu. Ben de hasılatın yüzde 70'ini ona veriyordum. Bu sırada bir örgüt mensubu, Alman polisince uyuşturucu satarken yakalandı.
Bu arkadaşın, adımı verebileceği korkusuyla Hollanda'ya kaçıp, uyuşturucu işine orada da devam ettim...’’
Başterörist Öcalan'ın İmralı'da anlattıklarının yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü arşivlerindeki bilgilerin küçük bir bölümünü size sundum.
Dış gözlemciler, PKK terör örgütünün 10 milyar dolarlık bir fona hükmettiği görüşündeler.
Aktardığım bilgiler, değirmenin suyunun nereden geldiğini net bir şekilde gösteriyor.
Paylaş