Paylaş
Bugün size, tüyler ürperten açıklamalarla dolu bir mektuptan alıntılar sunacağım. Mektubu yazan kişi, bir süre için Özer Çiller’e ait olduğunu iddia ettiği Ankara’daki ‘‘Özel Büro’’da çalışmış. Daha doğrusu, bu büronun işlevini bilmeden, orada yayınlanan ülkücü eğilimli bir gazetede yöneticilik yapacağı düşüncesiyle işe başlamış. Ancak kısa bir süre sonra, ‘‘Özel Büro’’nun Tansu Çiller'i sürekli olarak iktidarda tutabilmek için her türlü faaliyeti gösteren bir yer olduğunu anlamış. Bu amaçla yapılanları okurken, ‘‘korkunç’’ sözcüğünün bile yetersiz kaldığını göreceksiniz. Sözü fazla uzatmadan mektuptan bir bölüm sunuyorum:
ÇİLLER'İN DANIŞMANI DEVREDE
‘‘...1994 genel seçimleri öncesinde bir gazeteci arkadaşım vasıtasıyla B.A. ile tanıştım. Kendisi o zamanlar DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller'in danışmanıydı.
Bir süre sonra aynı arkadaşım, KGB'nin dinleme cihazlarının Moskova'da satıldığını, ancak Türkiye'ye getirebilmek için mutlaka Çeçen mafyası ile irtibata geçilmesi gerektiğini belirterek, aracı bulup bulamayacağımı sordu. Bu işi kimin istediğini sorduğumda ise, Çiller'in danışmanı B.A.'nın adını verdi. Ben de kendilerine, Kırımlı bir Tatar Türk ile Azerbaycanlı bir Türk'ün adını verdim. Daha sonra cihazların getirildiğini öğrendim. Telefon ve oda dinleme cihazı almışlar...’’
Gel zaman, git zaman, KGB'den mafya aracılığıyla dinleme cihazları getirttiği iddia edilen B.A., Özer Çiller'in has adamı oluyor ve Doğru Yol Partisi yönetiminde de görev alıyor. Ayrıca her ne pahasına olursa olsun, Tansu Çiller'i iktidarda tutabilmek için ‘‘Özel Büro’’da hazırlanan tetikçi gazeteyle, deneme yayınları yapan bir TV'nin kâğıt üzerindeki sahibi görünüyor.
TELEFONDAKİ SES
Mektubu gönderen kişi, bazı basın patronlarıyla gerçeklerin peşinde koşan gazetecileri ve Çiller muhalifi politikacıları iftira yağdırarak karalamayı amaçlayan manşetlerle, gerçek dışı birinci sayfa haberlerini Özer Çiller'in telefonla yazdırdığını açıklıyor. Bununla kalsa iyi!.. Bakın ‘‘Özel Büro’’da başka hangi korkunç tezgânlar çalışıyor:
KORKUNÇ TAKİP
‘‘...İstanbul ve Ankara'daki bazı gazete ve televizyon yöneticileriyle yazarları izleyen bir ekip var. Bu ekip, gazeteci kisvesiyle söz konusu kişileri takip ediyor, kaldıkları evleri, giriş-çıkış saatlerini ve bulunabilecekleri adresleri tespit ediyor. Ayrıca bir grup havadan helikopterle, bir grup da yerden, bu kişilerin kaldıkları evleri fotoğraflıyor, giriş-çıkışları not ediyor. Evlerin içi ile giriş-çıkışların krokileri çiziliyor. Bu çalışmanın süreklilik arzetmesi, kroki çizimi, amacın haber değil, suikast olduğunu açıkça ortaya koyuyor. (Mektubun burasında takip altındaki bazı medya patronlarıyla ünlü gazetecilerin ve siyasetçilerin adları verilmiş.)
Bu kişilerin ve yakınlarının yurtdışına gidiş-gelişlerinden, İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla direkt haberdar olunuyor. Takip, yurtdışında da sürdürülüyor. Hazırlanan ve gazetede yayınlanmayan özel raporlar, B.A. vasıtasıyla Özer Çiller'e sunuluyor. Bu işte astronomik paralar harcanıyor. Özel helikopterler, lüks arabalar, yabancı dil bilen elemanlar kullanılıyor. Türkiye'de hiçbir basın kuruluşu, bu kadar para harcayamaz.
Ayrıca, ‘Özel Büro'da çeşitli cihazlarla telefonlar dinleniyor. Örneğin, ‘çanta' denilen bir aletle birçok telefon aynı anda dinlenebiliyor. Dinlemek istediğiniz telefonun numarasını çevirdiğiniz andan itibaren kayda geçiliyor. Bu aletle telefon kapalıyken bile, telefonun bulunduğu odayı dinlemek mümkün... Bunun yanı sıra kodlama yapılarak, yüzlerce konuşma arasından istenilen mevzu seçilip kaydediliyor. Bazı otel ve özel mekânlar ise ‘iğne' adı verilen dinleme cihazlarıyla dinleniyor.’’
‘‘ARENA ÖZEL’’DE
Daha birçok tüyler ürperten açıklamanın yapıldığı mektup, el yazısıyla kaleme alınmış. Biz bu belgeyi hemen notere götürerek onaylattık. Çünkü, yaşadığımız olaylardan ve elde ettiğimiz bazı belgelerden, anlatılanların doğru olduğuna adımız gibi inanıyoruz. Mektubun diğer bölümleriyle, hazırladığımız araştırmayı, bu hafta Kanal D'de yayınlayacağız. Türkiye demokrasisinde yeni bir sayfa açacağına inandığımız ‘‘ARENA ÖZEL’’, hafta içinde ekrana gelecek.
Buradan Özer Çiller'e bir çağrıda bulunuyor ve tetikçi gazetedeki korkunç gerçekleri gördükten sonra ayrıldığını söyleyen yöneticinin iddialarıyla, elimizdeki belgelere yanıt vermek için canlı yayına çıkmayı öneriyorum. Haydi Özer Çiller, canlı yayında bekliyorum.
Bu arada Türkiye'de yürekli savcılar olduğuna inanıyor ve bu tüyler ürperten ‘‘Özel Büro Çetesi’’ iddialarının ihbar kabul edilerek, soruşturma başlatılmasını bekliyorum.
Çünkü Tansu Çiller, meydan meydan dolaşarak bazı kişilerin vatandaşları fişlediğini söylüyor. Meğer demokrasi kahramanı bacımızın bir bildiği varmış!
NOT:Bu yazıyı bitirdikten sonra Ankara’da tetikçi gazetenin bulunduğu sokakta çekim yapan Arena Yapım Sorumlusu Mehmet Ali Önel ve kameraman Murat Sis saldırıya uğradı.
Tetikçi gazete binasından çıkan saldırganlar küfürler yağdırarak ekibimizi hırpaladı. Böylece başlattığımız araştırmanın nekadar yerinde olduğunu görmüş olduk.Saldırganlar yüce yargı önünde hesap vermeye hazırlansın. Sorumlular ise, başka adres aramadan azmettireni bulup, hiç olmassa bu kez, yanına kar bırakmasınlar.
Paylaş