Paylaş
Ali Şen’den, Vefa Küçük’e kadar tüm akil Fenerbahçeli’ler, kulübün içinden geçtiği sıkıntılı süreçte tıpkı bir ailenin bireyleri gibi, daha çok dayanışma içinde olunması gerektiğini vurguladılar. Divan Başkanı Talat Yılmaz’ın daveti üzerine ben de bir konuşma yaptım. Özetle “Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki herkes, sorumlu mevkide olan herkesin üzerine düşeni yapıp yapmadığını, ya da ne kadarını yaptığını, kimin mangal yürekli, kimin tavşan pisliği olduğunu biliyor!” diyerek başladığım konuşmamda Kaptan Alex, Kaleci Volkan Demirel, Teknik Direktör Aykut Kocaman, Yönetim kurulu Üyesi Yasemin Merçil ile Ali Koç’un yanısıra, taraftarlarımıza ve camiaya teşekkür ettim.
Alex bırakıp gidebilirdi
Şimdi “Niçin sadece bunlar?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Hemen tek tek anlatayım. Kaptan Alex’e yürekten teşekkür etmeliydik, çünkü hem bizi bırakıp gitmedi, hem de 34 yaşında olmasına rağmen, geçen seneden daha hırslı oynayarak, tüm takıma rol model oldu. Dünyanın en iyi kalecilerinden biri olan Volkan Demirel, “Bu kulüp amatör kümeye bile düşse bir yere gitmem, hatta futbolu burada bırakırım!” diyerek, tıpkı Can Bartu, Lefter ve diğerleri gibi, Fenerbahçe efsanelerinden biri oldu.
Kocaman bir yürek
Şampiyonluğu soluk kesen maçlar oynayarak, bileklerinin hakkıyla elde ettiklerini söyleyen ve “Futbol uzmanları aksini kanıtlarsa, kariyerimi noktalarım!” diyen Teknik Direktör Aykut Kocaman, onurlu, dik duruşu ve yargı sürecine saygısıyla sadece teknik direktör olmadığını, kocaman bir yürek ve üstün liderlik vasıfları taşıdığını da gösterdi. O artık tüm Fenerbahçeliler için kulübün geleceğinde çok önemli görevler üstlenebilecek “vizyon isim” dir. Şimdi bazıları, “Uğur Dündar sen değil miydin, Aykut Kocaman’ı sert biçimde eleştiren! Ne oldu da şimdi adeta göklere çıkarıyorsun?” diyebilir. Evet geçen sezonun ilk yarısında çok eleştirdim.
Belki de en ağır eleştirileri ben yaptım. Ama eleştirirken, onun kişiliğine hep saygı duydum ve Fenerbahçe’nin değerli bir evladı olduğunu, altını çizerek belirttim. Özellikle ikinci yarıda ve Başkan Aziz Yıldırım’ın kendisine sahip çıkmasıyla birlikte, Aykut hoca, kendisinden beklediğimiz performans tırmanışını sergilemeye başladı. Giderek artan başarısını ve takıma oynattığı mükemmel futbolu da alkışlayanların başında geldik. Güzel günlerde övmek, zor günlerde yermek kolaydır!.. Ama bu yıl tam tersi olacak. Biz hocamızı, asıl zor günlerde alkışlayıp yanında duracağız...
Alkışlar Yasemin Merçil’e
Dileriz olmaz ama, kendisini en çaresiz hissettiği anda omuzlarımızda taşıyacağız. Çünkü o, genç yaşında, parlak gelecek vadeden kariyerini noktalamayı göze alarak, iyi günde de, kötü günde de Fenerbahçeli olanların gönüllerinde taht kurdu. Unutmayalım ki bu yıl, Fenerbahçe’nin şampiyonlukla birlikte, onur mücadelesi verdiği yıldır.
Adlarını anarken salondan büyük alkış alan diğer isimlere gelince. Yasemin Merçil, Manisaspor karşılaşmasında, Şükrü Saraçoğlu’na 40 bini aşkın kadın ve çocuğun gelmesini sağlayarak, tarihi bir başarıya imza attı. Ayrıca Fenerbahçe için gecesini gündüzüne kattığını, sürecin başından beri, adeta atom karınca gibi çalıştığını biliyorum. Özveri dolu çabaları nedeniyle Yasemin Hanım, gerçekten alkışı hak ediyor.
Ali Koç unutulmayacak
Ve Ali Koç... Ali Koç gibi zenginliği özümsemiş, ahlakı değerleri içselleştirmiş, en üst düzeyde eğitim almış, mütevazı ve örnek kişiliğe sahip, ayrıca sorumluluk üstlenmeyi seven bir yöneticinin varlığı, zor günlerin yaşandığı şu dönemde, kulübün en büyük şanslarından biridir. Futbolun yanısıra, toplumsal hayatımızın her alanındaki kirlenmenin önüne, sadece polisiye önlemler ve yasalarla geçilemez.
Çağdaş toplumlarda ahlakın, etik değerlerin ve birçok güzelliğin teminatı burjuvazidir. Gelişmiş toplumlarda bunları burjuvazi korur ve yüceltir. Unutmayalım her zengin, burjuva değildir! Ali Koç farkı da işte buradadır. Büyük F.Bahçe ailesi, birçok yöneticinin sus pus olduğu zor günlerde kulübü ve camiayı sahiplenen Ali Koç’u, her zaman sevecek ve asla unutmayacaktır.
Olağanüstü Genel Kurul’daki konuşmamı, Fenerbahçe’nin ülkemizin en büyük ve güçlü sivil toplum örgütü olduğunu bir kez daha kanıtlayan taraftarımıza ve camiaya teşekkür ederek noktaladım. Bu satırları da tarihe not düşmek adına kaleme aldım. İlginize ve sabrınıza sonsuz teşekkürler.
Not: Spora gönül verenler için her şey futbol demek değil. Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Rus Kadınlar Milli Voleybol Takımı’nı yenmeyi başaran voleybolcularımızı gönülden kutlar, başarılarının devamını dilerim... Voleybolcu kızlarımızla gurur duyuyoruz...
Paylaş