Paylaş
F.Bahçeliler bu hafta G.Saray’ın Trabzon’dan puan alması, kendi takımlarının da Eskişehir’e puan vermemesi için dua etmeliler. Aksi takdirde, ortalığın çok karışacağına inanıyorum!
JAJA ve Bilica’nın geçen hafta ellerinde içki kadehleriyle trafikte çekilen görüntüleri kamuoyunda büyük tepki çekmesine rağmen, kulüplerinin bu futbolculara doğru dürüst bir yaptırım uygulamadığını gördük. Sizce neden?
Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde, eğer bir takım şampiyonluğa oynuyorsa o kulübün yöneticileri, bırakın kadeh kaldırmayı, galon dolusu içkiyi dikerek içse bile, futbolcuları kolay kolay cezalandıramazlar!.. Üstelik Jaja, Fenerbahçe kaptanı Alex’e göre, ülkemizde oynayan en iyi yabancı futbolcu! Trabzonspor’un yıldızı!.. Alemciliğiyle ünlü Bilica da, F.Bahçe’deki Brezilyalı klanı kolayca etkileyebilecek bir isim! Bu nedenle her ikisine de ceza verilmemesini yadırgamadım. Ama yadırgadığım bir başka şey şu: Şampiyonluk yolundaki takımın kaptanı Alex, NTV’ye çıkıyor ve “Türkiye’nin en iyi futbolcusu Selçuk İnan, en iyi yabancı da Jaja’dır!” diyerek, rakip Trabzon’a, moral dopingi yapıyor!.. Oysa kaptana yakışan “En iyi futbolcular bizde, ama Fenerbahçe’nin dışından soruyorsanız, Selçuk ve Jaja’dır!” demesiydi!..
Bu da gösteriyor ki, Fenerbahçe’de takım ruhu falan kalmamış! Her şey pamuk ipliğiyle bağlı!.. O halde Fenerbahçeliler bu hafta Galatasaray’ın Trabzon’dan puan alması, kendi takımlarının da Eskişehir’e puan vermemesi için dua etmeliler. Aksi takdirde, yani Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi halinde, ortalığın çok karışacağına inanıyorum!
Başarısız hakemlere kırmızı kart gösterelim
Kuddusi Müftüoğlu’nun yönettiği Fenerbahçe maçlarında yaşananları göz önüne alırsak; her hakem her takımın maçına verilebilmeli midir? Yoksa kulüplerin hakem seçme hakkı olmalı mıdır?
Kuddusi Müftüoğlu’nun kariyeri boyunca “süper” yönettiği bir maçı hatırlayan varsa beri gelsin! Ayrıca, Müftüoğlu’nun Trabzonspor’un Kocaeli’de Kasımpaşa ile oynadığı karşılaşmada çaldığı tüm hatalı düdükler, Trabzonspor lehineydi!.. Bu nedenle Fenerbahçe-Bursaspor maçındaki çelişkilerle dolu yönetim biçimini hiç yadırgamadım!.. Kulüplerin hakem seçme hakları olamaz ama, Müftüoğlu gibi başarısız ve hatalarıyla maçların kaderini belirleyen hakemleri istememe haklarının olması gerektiğini düşünüyorum. Dahası, spor kamuoyu uzun süre denenmesine karşın başarıyı ve istikrarı bir türlü yakalayamayan hakemlere, kırmızı kart gösterebilmeli!
Beşiktaş, yandan çarklı Boğaziçi gemileri gibi
Her biri birer marka olan Guti, Quaresma, Simao ve Almeida’nın Beşiktaş’a ne verdikleri ortada. Diğer taraftan birçok Avrupa ve Arap kulübünün bu oyuncularla ilgilendiği de biliniyor. Beşiktaş yönetimi bu oyuncuların kalmasında ısrar etmeli mi?
Beşiktaş’ın sorunu ortada: Bu takımda “Şef çok, Kızılderili yok!” Kızılderililer’in önde geleni İbrahim Üzülmez’di, onu da harcadılar! Dikkat edin, o gittikten sonra Beşiktaş, yandan çarklı eski Boğaziçi gemilerine döndü!.. Bol gürültü ve duman çıkartıyor ama, bir türlü ilerleyemiyor!.. Maliyetleriyle kulübü borç batağına sürükleyen koşma ve mücadele özürlü patron futbolcuların, takımın temposunu düşüren birer pranga olduklarını düşünüyorum... Eğer patron futbolcular kulüpte kalır ve gelecek sezon da, “zahmetsiz” oyun anlayışını sürdürürlerse, birkaç teknik direktörün daha kellesi gider!..
Geleceğimizi kurtarmalıyız
Yapılan onca futbolcu ve teknik direktör transferlerine rağmen kulüplerimizin Avrupa’da başarılı olamamasının sebeplerini anlatır mısınız?
Ünlü Alman yazar ve düşünür Goethe, bir arazinin ağaçlandırılmasını istemiş. Bu işi yapacak olanlar “Ama ağaçlar ancak 20 yılda büyür!” diyerek nazlanmışlar!.. Goethe de, “O halde ne duruyorsunuz, hemen dikin!” demiş. Kalıcı başarıların sağlanması, ormandaki ağaçların büyümesi gibi, yatırım, sabır ve kararlılık gerektirir. Oysa bizde hemen her alanda kararlar günübirlik alındığı için, tesadüfen sağlanan başarılar kalıcı olamıyor. Örnek mi istiyorsunuz? UEFA şampiyonu olan Galatasaray’ın hemen ertesi yıl borç ve istikrarsızlık batağına sürüklenmesi, bunun acı bir örneğidir. Son üç yılda, büyük kulüplerimize gelip giden yabancı futbolcuların adlarını acaba hangi futbol otoritemiz bir çırpıda eksiksiz sayabilir? Hiçbiri!.. Ama bunca yabancı futbolcuya, bunca para kaybına rağmen, kayda değer bir uluslar arası futbol başarısı sağlanamadığı herkesin malumu! O halde tehlike çanlarının Türk futbolu için çaldığını görelim ve artık bu günü değil, geleceği kurtarmaya bakalım! Orman için fidanları hemen dikelim...
Paylaş