Engin Civan belgeseli

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Kanun kaçağı Engin Civan yakalandı. Amerikalı yargıç karar verirse, ‘‘rüşvetten hükümlü’’ Civan, Türkiye'ye iade edilecek. Aksi takdirde enflasyon nedeniyle 572 bin doları eriyen 56 milyar liralık borcunu ödeyerek, Amerika'daki yaşamını özgürce sürdürecek.

Emlak Bankası eski Genel Müdürü'nün rüşvet alma suçundan hapis ve para cezasına çarptırıldığı günlerde, Amerika'ya kaçacağını tahmin ederek şu uyarıyı yapmıştık:

‘‘...Dikkat ediyorum, ARENA'ya konu olan ünlü vurguncular, birer birer Amerika'yı boyluyorlar. Bu nedenle zaman zaman 'Biz haber programı mıyız, yoksa yeni dünyaya tur organize eden bir seyahat şirketi mi?' diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Yolsuzlukta Amerikan ekolünü temsil edenlerden geride çok az kişi kaldı! Engin Civan'ın cezaevinden sonra gideceği yer de orası!

Amerika vizesi almakta güçlük çeken vurguncular, hemen bize başvursunlar! Kendilerini ARENA'ya çıkaralım, Amerika kapıları ardına kadar açılıversin!

Haydiii!.. Amerika'ya bir ikiiii!..’’

KAÇACAĞINI ANLATMIŞTI

Okuduğunuz yazının yayın tarihi, 21 Mayıs 1995...

Cezaevindeki Engin Civan, hemen yanıt vermiş. Ertesi hafta köşemize ‘‘Civan Usulü Mizah’’ başlığıyla konuk ettiğimiz, kanun kaçağının mektubunu şimdi bir kez daha okumakta yarar var. Çünkü bu mektupta Civan, cezaevinden çıkar çıkmaz Amerika'ya kaçmak zorunda olduğunu açıkça yazmış:

‘‘Sayın Dündar, isterseniz 'Engin Civan cezaevinden çıktıktan sonra Amerika'ya gidecek!' mantığından yola çıkalım. Bakalım nerelere geleceğiz? (Bu sırada sahnede bulunan bir topluluktan sesler yükselir.)

Vizyonlu Koro: Civan, rüyalar ülkesi Amerika'ya gitmesin. Onu hep beraber ömür boyu hapis yatıralım! Hatta oradan cesedi çıksın! Baksanıza, Türkiye'yi soymuş bu adam!

Tuzlu Deli Şakir: Çocukları Amerika'da okula gidiyor. Eşi de oralı, üstelik çalışıyor. Civan, hayatının son 15 yılının 11'ini, bu ülkede geçirmiş. Yeterli olmaz mı?..

Vizyonlu Koro: Olmaz... Olmaz...

Tuzlu Deli Şakir: Diyelim ki cezaevinden çıktı!.. Cennet yurdumuz Türkiye'de çalışacak, ne iş yapabilir Civan?

Vizyonlu Koro: Mesela bir bankada genel müdür olsun!

Tuzlu Deli Şakir: Hangi bankada?..

Vizyonlu Koro: Mesela Türkbank'ta!..

Tuzlu Deli Şakir: Olmaz, orada çalışamaz! Çünkü Yaşar Grubu, Civan döneminde Emlakbank'ın dördüncü büyük kredi müşterisi idi...

Vizyonlu Koro: O halde Toprakbank'ta çalışsın!

Tuzlu Deli Şakir: Orası da olmaz. Halis Toprak, Emlak Bankası'ndan çok kredi kullananlar arasında!

Vizyonlu Koro: Demek ki Civan, Türkiye'de bankacılık yapamaz!

Tuzlu Deli Şakir: Neden yapamasın? Banka mı batırmış? Ayrıca Civan, çaşraf çarşaf reklamlara konu olan dev konut projelerinin yaratıcısı mı? Ülkemizde ‘‘yuva kredisi’’nin mimarı mı?

Vizyonlu Koro: Evet, evet!.. Ama bunlar para etmiyor!..’’

Okuduğunuz satırlar, ‘‘Civan Usulü Mizah’’tan bazı alıntılar. Öyle anlaşılıyor ki, Emlak Bankası'nın skandal genel müdürü, o günlerde yargılandığı davanın beraatle sonuçlanacağına inanmış! Zira ‘‘rüşvet hükümlüsü’’ bir kişinin, banka yöneticiliği yapması, yasalara göre mümkün değil...

Civan mektubunda, önyargılı davranışlar nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanması kaçınılmaz bazı parlak projelerden de söz ederek, satırlarına şöyle son vermiş:

‘‘The memory of the death, occupies the memory of the living!..’’ Yani ‘‘Ölenlerin anısı, yaşayanların hafızasını işgal eder!’’

PARA HIRSI

Engin Civan, İstanbul'un arka sokaklarında büyümüş bir astsubay çocuğudur. İstanbul Erkek Lisesi'ni başarıyla bitirip yükseköğrenimine Amerika'da devam etti. Hayata atıldığı ilk yıllarda, evindeki televizyonun 50 dolarlık taksidini ödemekte zorlandığı için, bunu not defterine kaydeden Civan, Emlakbank'a Genel Müdür olduktan sonra, trilyonlarla oynamaya başladı. İhalelerden götürdüğü rüşvetler, onu milyonlarca dolarlık bir servetin sahibi yaptı. Bu gerçekleri, bankalardan aldığımız resmi belgeler ve not defterindeki el yazılarıyla ortaya çıkardık. Kıvrak zekâsına güvenerek inkâra yeltendiyse de, Adli Tıp raporları karşısında susmak zorunda kaldı. Cebine indirdiği dolar tomarları yetmiyormuş gibi, kaçtığı Amerika'dan aracılarla haber göndererek, röportaj için gazetecilerden 500 bin dolar, yani yaklaşık 130 milyar lira istedi!

Oysa, pırıltılı bir zekâya sahip olan Civan kaçmamalıydı!

Eğer para hırsının tutsağı olmak yerine, cezasını ödeseydi, toplumsal hafızanın giderek zayıfladığı Türkiye'de bugün, saygın(!) vatandaşlarımız arasındaki yerini almış olacaktı.

‘‘Civan Skandalı’’nın ardından, kamu bankacılığı anlayışıyla temiz toplum arayışlarında ne değişti ki?

Gitti Civan, geldi çeteler, onlar da halkın parasını afiyetle yediler.













Yazarın Tüm Yazıları