Uğur Dündar: Ayıp ettin Denizli!..

Uğur DÜNDAR

Mustafa Denizli, İrlanda maçının ardından İstanbul'a gelirken, futbolculara Hıncal Uluç'un telesekreterli telefon numarasını verip bağırtmış:

‘‘Hop!.. Hop!.. Hıncal top... Beş!.. Beş!.. Hıncal beş!..’’

‘‘ARAMIZDAKİ İRLANDALILAR’’

Aynı Denizli, hakem maçın bitiş düdüğünü çalar çalmaz öfkeden kıpkırmızı kesilmiş bir suratla sahneye fırlayarak, ‘‘Aramızda İrlandalılar var!’’ diye haykırmıştı.

‘‘Aramızdaki İrlandalılar’’ deyimiyle kastettiği kişi de Hıncal Uluç'tu!

Çünkü Hıncal Uluç, milli takımımızın eleme maçlarında yanlış bir taktikle oynatıldığını söylemiş ve Denizli'nin çok iyi futbolculardan kurulu takımı riske ettiği görüşünü savunmuştu.

Anlaşılan herkesin alkışını almaya alışan Mustafa Denizli, farklı düşüncelere, hele hele eleştiriye karşı hiç de hoşgörülü değilmiş. Özgür ve özgün, bir o kadar da sert eleştirileriyle ünlü Hıncal Uluç'a, aklı sıra unutulmaz bir ders verdiğini düşünerek, maç sonrası futbolcularını gaza getirmiş. Sevginin ve hoşgörünün dorukta olması gereken zafer gecesinde, kin ve öfke gibi ilkel duyguların tutsağı olmaktan kurtulamamış!.. İmam-cemaat ilişkisindeki futbolcular, durup durup bağırmışlar:

‘‘Hop!.. Hop!.. Hıncal top!..’’

ÖZÜR DİLEMEDİ

Aradan günler geçtikten sonra Hıncal Ağabey'i arayarak Mustafa Denizli'nin kendisinden özür dileyip dilemediğini sordum.

‘‘Özür dilemek cesaret gerektirir!’’ dedi.

Milli Takım Teknik Direktörü Denizli'nin, mesleğinin seçkin ve centilmen isimlerinden biri olmanın yanı sıra, ülke meselelerine kafa yoran bir aydın olduğunu düşünür ve takdir ederdim.

Demek ki yanılmışım! Demek ki o, bulunduğu yere pek hak ederek gelmemiş. Hak eden kişi böylesine ayıplanacak bir davranışta bulunmaz, maç sırasında bedeninde biriken toksinlerin etkisiyle yapsa bile, daha sonra toplum önünde özür dilemekten çekinmezdi.

‘‘TOP YUVARLAKTIR’’

Hatta, özür dilemekle kalmaz, farklı bakış açıları getirme cesaretini gösterdiği için bu cesur spor adamına teşekkür bile ederdi. Hıncal Uluç, Denizli'yi övüp, alkışladığı zaman ‘‘Aslan Hıncal!.. Koç Hıncal!..’’, eleştirerek yanlışlarını gösterdiği zaman ise ‘‘Top Hıncal!..’’ Olmadı... Ayıp ettiniz, hem de çok ayıp ettiniz Sayın Denizli.

Zayıf takımlar, güçlü rakiplerini yendiklerinde ‘‘Top yuvarlaktır’’ diyoruz.

Anlaşılan bu sözleri, bundan böyle bazı teknik adamların başarılarını değerlendirirken de söyleyeceğiz.

Yanıt ver Kızılay

GEÇEN hafta Kızılay Tarsus Şubesi'nin, kendilerine bağışlanan altın değerindeki bir arsayı, düzmece ihaleyle Kobbassan Şirketi'ne peşkeş çektiğini yazmıştım.

Akrabalar devrede

Düzmece diyorum, çünkü bu ihaleye Kombassan'ın yanı sıra Kızılay Şube Başkanı'nın sekreteri olan kişinin iki akrabası katılmıştı.

Bunlardan biri kaportacılık, diğeri ise turist rehberliği yapıyordu! Her ikisinin maddi durumları bu çapta bir ihaleye girmeye olanak sağlamıyordu.

Aradan bir hafta geçmesine karşın Kızılay ve Kombassan'dan çıt yok.

Kavgalı olağanüstü genel kurul toplantısında birbirini yiyen Kızılaycılar'a şimdi bir kez daha sesleniyorum.

Bu düzmece ihalenin ve Kombassan'a peşkeş çekilen felaketzede hakkının hesabını ver Kızılay!

Sen de susma İGDAŞ...

AYLARDIR yanıt beklediğim bir başka kurum da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı doğal gaz dağıtım şirketi İGDAŞ... Hatırlayacaksınız bu İGDAŞ şirketi, 18 Nisan seçimlerinden önce, bir masa ve iki sandalyeden ibaret Eren Reklamcılık adlı kuruluşa, halkın 2 trilyon lirasını tıkır tıkır ödemişti. Ödemeye gerekçe olarak da, bazı reklam(!) işlerinin yaptırılması gösterilmişti. ARENA, Eren Reklamcılık firmasının peşine düşünce, káğıt üzerinde şirkete ortak olarak gözüken kişiler sırra kadem bastılar. Polis, bu düzmece ortakları aylardır arıyor ama nafile!.. Firariler, ayakkabılarını koltuk altına sıkıştırıp, tabanları yağladılar!..

Bu arada gerek İGDAŞ şirketi, gerekse İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, dut yemiş bülbül gibi susuyorlar! Doğal gaz borularından ‘‘tıs’’ sesi geliyor, onlardan ise ses seda çıkmıyor.

Yanıt bekliyoruz, yanıııt!..