Uğur Dündar: Alma mazlumun ahını!

Uğur DÜNDAR
Haberin Devamı

Dolandırıcılığın, sahteciliğin ve tokatçılığın böylesi ne romanlarda yer aldı, ne de filmlerde görüldü...

Geçen hafta, gümrüklerde çevirdiği dolapların küçük bir bölümünü anlattığım Mazlum Enç ve adamlarından söz ediyorum.

ARENA'NIN BAŞARISI

Hafta boyunca hayali işlerle gümrükleri adeta kevgire döndüren bu ekibin izini sürdüm. Böylece akıllara durgunluk veren vurgunların belgesine ulaştım...

Hatırlayacaksınız, ARENA, 1996 yılında peş peşe ekrana getirdiği üç araştırmayla, bu hayali ihracatçıların ipliğini pazara çıkarmıştı... Haberlerimizde bazı tanıklar, Mazlum Enç'in, sahibi bulunduğu Pasifik Line Şirketi'yle Fatsa ve Trabzon gümrüklerinden yüklü miktarda hayali ihracat yaptığını iddia etmişlerdi. ARENA da tanık ifadelerinin yanı sıra, belgelediği gerçekleri kamuoyuna yansıtarak yetkilileri uyarmıştı.

BÜYÜK SAHTEKÁRLIK

Bu hafta içinde ulaştığımız dosyalardaki bilgilere göre, yetkililer yayınımızın ardından harekete geçmişler. İstanbul Defterdarlığı hemen Fatsa Gümrük Müdürlüğü'ne bir yazı göndererek, Pasifik Line'ın ihracat yapıp yapmadığını sormuş. Fatsa Gümrük Müdürlüğü de cevabi yazıyla, böyle bir ihracatın olmadığını bildirmiş. Ancak malum ekip bu yazıyı değiştirip, sahte mühür ve imzalarla sanki ihracat olmuş gibi yeni bir belge düzenleyerek, defterdarlığa ulaştırmış. Sonra da, yüzlerce milyarlık vergi iadesini cebe indirmişler.

Geliyoruz 1997 yılına... Mazlum Enç ve ekibi, bu kez de karşımıza, Haydarpaşa Limanı'yla Göztepe Gümrük Müdürlüğü arasında konteyner taşıyıcısı olarak çıkıyorlar. Hem de hayali işleri bilinen Pasifik Line Şirketi'yle...

Böylesine sabıkalı bir ekip, nasıl olur da bu ihaleyi alabilir diye sormayın. Burası Türkiye... Bal gibi alır. Almakla kalsa iyi! Gümrüklü alanlar arasındaki taşımacılığı neyle yapmışlar biliyor musunuz? Tümü çalıntı ya da kaçak olarak yurda sokulan 28 araçla. Bu araçlarda kullanılan mazot bile kaçakmış!

Eh böyle bir ekip gümrüklere kapağı atar da rahat durur mu? Tahmin edeceğiniz gibi hemen kolları sıvayıp, uzmanlıklarını(!) konuşturmaya başlamışlar. Yaptıkları ilk iş, ihraç için gümrüğe gelen Tekel 2000 sigaralarını konteynerlerden alıp, boş konteynerleri yurtdışına göndermek olmuş... Sigaraları da İstanbul'daki bir tekel deposu aracılığıyla iç piyasaya sürmüşler.

4 TRİLYON ÇARPTILAR

Durun daha bitmedi!.. İstanbul'da yakayı ele veren müthiş ekip, bu kez İzmir'e sıçramış. Orada İTS İç Ege Tekstil Şirketi'ni kullanıp, bir yığın hayali ihracatı gerçekleştirmişler. Son vurgunlarda, gümrüklerle ilgili eski bir bakanın kardeşiyle işbirliği yaptığı öne sürülen çetenin 1997 ve 1998 içinde aldığı vergi iadesi ne kadar biliyor musunuz? Şimdi sıkı durun: Yaklaşık 4 trilyon lira...

Tanıkların resmi belgelere yansıyan iddiaları böyle...

Pes doğrusu!..

İyi ki gümrükleri bu tür üçkáğıtçılardan korumak için Gümrük Muhafaza Teşkilatı'nı kurmuşuz!

Ya bir de bu teşkilat olmasaydı?



Yazarın Tüm Yazıları